BEN SEVİNÇLİ ADAMIM
-----------------------------------
“Ben sevgiden,
sevinçten söz açmak istemez miyim, delice, çılgınca, içim taşa taşa, bir
sevinçten söz açmak istemez miyim? Ben sevinçli adamım. Bu dünya böyle olmasa,
böyle kara, karanlık olmasa, ben sevinçten taşar coşardım. Yaradılışım
karanlıktan çok aydınlığa, acıdan çok sevince…
Ne çare, ne çare ki
sevinmek gelmiyor elimden… Dostluktan söz açmak, ne güzel! Bir dostum var.
Sıcacık eli var. Sevgi dolu gözleri var. Ne güzel yalansız, salt sevgi dolu bir
insan eli sıkmak!”
Bu sözcükler; yıllar,
yıllar önce Yaşar Kemal tarafından kaleme alınmış. Günümüzden yarım yüz yıl
önce; ben doğmadan…
Sözcüklerin talebi,
o gün olduğu gibi; bu günde aynı anlamı, çağrıyı, dileği; hatta yalvarmayı
yapıyor. Kime? Her şeyi olduğu halde, bir tek şeyi olmayan; milyonlarca,
milyarlarca insana… Öncelikle; bizim insanımıza; ülkemize yapılan bir çağrı;
edebiyatın arşivinde, her daim oradan fırlamaya, sesini yaymaya, elini uzatmaya
hazır halde.
Yaşar Kemal’in
felsefesi, baştan beri hep aynı çizgide; ne kadar edebiyatın içindeyse, o kadar
da insanın, doğanın içinde… Bir tarafın değil, tüm tarafların sancılarına,
sevgilerine, çağrı ve taleplerine kulak açan; başköşeye oturtulacak bir değer;
ses, fikir, yazı insanı…
Kimin umurunda böyle
şeyler? Birilerinin umurunda olacak her daim… Olmak zorunda; kaçınılmaz bir
muhtaçlıktır bizi gebe bırakan sevgiye; kaçınılmaz bir yazgı ve aynı zamanda
akıldır…
Belki sevgi denen
duygular doğuştan vardır genlerimizde. Aynı zamanda olmamalarını öğrenmek,
öğretmek, en baştan; daha kreşlere, anaokullarına girecek sevgi talimleri,
eğitimleri kim bilir ne büyük nefretleri baştan öldürecek…
2 yorum:
"Ne güzel yalansız, salt sevgi dolu bir insan eli sıkmak!"
Gerçekten kaç el kaldı öylesi...
Hak ettiği halde Nobel Edebiyat Ödülünü vermediler.
Fikirlerinden hiç ödün vermedi.
Rahmetle-saygıyla anıyoruz. Eserleriyle yaşayacak.
Teşekkür ederim Makbule Hanım;sevgili öğretmenim..
Yorum Gönder