6 Temmuz 2017 Perşembe

YOL NEDİR Kİ; BAŞLADIĞINIZ NOKTAYA ERGEÇ DÖNERSİNİZ







YOL NEDİR Kİ; BAŞLADIĞINIZ NOKTAYA ERGEÇ DÖNERSİNİZ
------------------------------------------

  Bu söz, sözcükler; tam olarak hangi zamana, uygarlığa aittir? Enis Batur’dan Montaigne’nin Kulesine, oradan da Ulysses,İlyada’ya uzanacak yolculuğu anlatıyor. Üstelik daha da ötelere aitlik işareti veriyor.

  Dönülecek olan yine aynı yerse; bunca uğraş niye? İşin gizemi veya tam tersi; anlaşılır olanı bu olmalı; meşguliyet… Değerli, itibarlı macera;maceralar…

  İnsan, her daim yuvasından dışarı çıkmak ister. Bağlı olduğu büyük evrene, büyük patlamayla savrulan parçalardan, büyük parça oluşunu fark etmenin ilmi, felsefi, maceravari heyecanıyla, büyük esareti kırmak içindir bütün çaba.

 Mümkün görünmüyor. Sadece bizim galaksimiz; bir uçtan diğer uça; 100 bin ışık yılı süreyi ifade eriyorsa; en yakın yıldızın 15–20 ışık yılı ötede olduğunu öğrenmişsek; bu büyük eziyetin en küçük kıymıklarının verdiği heyecan, acı da o kadar anlaşılmaz bir anlaşırlık ifade ediyor.

  Küçüklüğümüzün şanlı zamanlarında arkadaşım Zekeriya ile bize ait bir oyun oynardık. Birimiz gözlerini kırpar, diğeri; açık gözlü olan, onu çeşitli sokaklara yürütür, birkaç dakika gezinirdik.

  O tanıdık, her köşesini bildiğimiz yöre, birkaç dakika sonra, bilinmeyenlerle doluydu. Gören bir insanın, birkaç dakikalığa kör oluşu ve hareket halinde bulunması; zekânın, ilginç, gizemli üretimleriyle dolup taşardı.

 Bu işin sonunda, gelinen yerde gözler açılır; sadece doksan derece bakılmak şartıyla, varılan yerin neresi olduğu sorulurdu. Her zaman, yanlış cevap verirdik. Hep bildiğimiz ama gözler kapalıyken üretilen yer; bu dünyaya, o yöreye ait değilmişçesine çoğalır, gizemli, değişik farklı bir yere dönüşürdü.

 Şu an ve daha önce; belki de daha sonra; varılacak yer; ergeç dönülecek yere bağımlıysa; iki yol arasında ki yolculuğun keyfini sürmek, kutsallığın en kutsalı olmalı…

  
Güven Serin 

Hiç yorum yok: