İNSANLARIN MALINA-MÜLKÜNE EL KOYMAK DOĞRU MU?
İsterseniz borçlar
kanunları, isterseniz düzenin adaleti deyin; bir insanı bitirmek, bir aileyi,
bir bölgeyi sonra da bir ülkeyi bitirmek gibi geliyor bana.
Adalet yerini
bulacakken, adaletin ince çizgileri, bu çizgileri var eden insanı yok edersek,
merkezde insanın adalete ve yaşama olan inancını zayıflatırsak; toplumun
çözülmesi kolaylaşmaya başlar.
Günümüzde ve öteden
beri bolcu duyduğumuz şeylerden birisidir; insanların borçlarından dolayı
mallarının, mülklerinin aciz edilmesi. Devlet eliyle, neredeyse donlarına kadar
el konulan malların, mülklerin çıplak insanının ruh halini siz düşünün?
Bazı ev araçlarının
artık bol ve ucuz oluşu, yediemin depolarının ağzına kadar dolması yüzünden
değeri küçük olan ev eşyalarına aciz işlemi yapılmaktan vazgeçildi.
Sevindiricidir; küçük bir adım görünse de, adaleti uygulayan avukatların pek
sevmediği bir yasadır.
Ev eşyalarına el
koyacağız diye nice insan korkutuldu. Utanmayı bilen insanlar komşular görmesin
tanıdıklar duymasın diye, küçük borçlar için dahi nice ödemeler yapmak için,
yerinden, yurdundan oldular; yani mallarını sattılar.
Yasasız devlet olur
mu? Elbette olmaz! Yasalar, insanların daha iyi, daha güvenli ve huzur içinde
bulunması için her daim değişebilme, en ideale, en koruyucu ve hak edici hale
getirilmek için yine yasa yapıcıları hiç durmadan kendi vicdanlarını,
görgülerini toplumsal bilinci, psikolojiyi başköşeye koyarak yenilemeliler.
Bir çiftçiyi
düşünün! Malı-mülkü kalmazsa ne yapacak? Şehirlere, kasabalara göç edecek. İş
bulursa çalışacak; bulamazsa kendi ahlak, görgü kuralları neyi emrederse onu
yapacak; yasaları, kuralları zorlayacak; hem de sonuna kadar…
Bir esnafı, tüccar,
fabrikatörü düşünün! O da aynı işleri yapacak; bütün bildik oyunları oynayacak;
yaşamın içinde kalabilmek için… Bazıları da en değerli şey olan; canlarına
kıyacaklar…
Bir insanın
neredeyse bütün ömür didinip ortaya çıkarttığı; sahip olduğu, evi, barkı,
ocağı; borçlar kanunu yüzünden elinden alınıyor. Bu yıkımın boyutunu düşünmek
için, toplum bilimcilerine sığınmak, onların araştırmalarını dört elle sarılmak
gerekir.
Bir evin, bir aracın,
kendine yetecek tarlanın, hayvanın el konulamayacağı günler ne zaman olur?
Bunların olması, borçları, alacakları ne kadar etkiler?
Bugünün dönüşümünü
kurnazlıklarla çözen insanlar yok değil. Daha iş yeri açmadan üzerindeki
malı-mülkü başkalarına devretme zorunda kalan insanlar; bir başka yıkımın,
hilebazlığın içine zorla itilirler.
Niçin? Elbette,
ileride borçları onları zorlarsa, yaşamak için ellerinde çare diye; mal-mülk
olsun; devlete, konuya, komşuya, akrabaya yük olmamak, gülünç duruma düşmemek
için; insanın, yetersiz kanunlar karşısında bulduğu çözümlerden sadece birisi…
Bir tüccarın,
esnafın, çiftçinin, memurun, işçinin birkaç evi, arabası, hayat standardının
üzerinde tarlası, hayvanı varsa; standarda kadar hepsi alınsa; kanunlar
sayesinde tümü satılıp alacaklılara verilse; kimsenin gözü arkasında kalmadığı
gibi; gidene yanmaz bile. Çünkü yaşamlarını devam ettirecek, onları zalime,
ayıba muhtaç bırakmayacak azami olan mal-mülk yüce devlet, yüce yasalar
tarafından korunuyordur.
Böyle bir düşünce,
böyle bir kanun; lüks müdür? Utançtan, göçlerden, intiharlardan, yıkımlardan
daha önemsiz midir?
Günümüzden 2200 yıl
önce böyle yasalar çıktığını söylesem; kaç kişi inanır. Yunan Uygarlığı boşuna batıyı;
aklı etkilemedi!
Sicyonlu Aratus
Achaea Birliği’nin liderliğini yapan devlet adamıydı. Malları-mülkleri elinden
alınmış olan insanlar için ilk yaptığı şey devleti yönettiğini sanan TİRANLARI
ortadan kaldırmak olmuştur. Herkesin refahını düşünmek onun ilk işidir.
“ Başkasının evinde
karşılıksız yaşasınlar” ; “ Niçin böyle olsun? Bir ev satın almışım, inşa
etmişim, geçindirmişim ve para yatırmışım, bana ait olan evi iznim olmadan
kullanabilir misiniz?
Sayın yasa
yapıcıları; Sayın yasa uygulayıcıları; yürütme, yargı ve yasama tarafında
bulunan kıymetli insanlar; malı-mülkü tamamıyla alınan insan bitik insandır; yitik,
çaresiz insan; aynı zamanda çürümüş insandır; kokar ve bulaşıcı hastalık
dağıtır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder