15 Aralık 2016 Perşembe

GÜZELKÖY-MELEN (BENİM KÖYÜM)


Kamera; Güven Güzelköy-Tekirdağ



Kamera; Güven  Güzelköy-Tekirdağ


Kamera; Güven Güzelköy-Melen-Tekirdağ


Kamera; Güven Güzelköy-Tekirdağ

                              GÜZELKÖY-MELEN (BENİM KÖYÜM)
---------------------


Güzelköy’ün yakınından nice geçişlerim olduğu halde, içerisine; sokaklarına, meydanı, tarihi eserlerine, anıtsal ağaçlarına ve taş köprüsüne ilk kez bu kadar yakın oldum.

  Güzelköy insanı Şarköy Belediyesinden dertli mi dertli… İlgisizliği, yöre insanına kulak vermeyişleri oldukça sıkkın bir görüntü içindeler.

  Kadir Albayrak’ı soruyorum. Dinleyenlerin hepsi saygı içinde anıyorlar; Kadir Bey bu köye; BENİM KÖYÜM dediği halde bizi niçin yalnız bırakıyor, duygusal haklılık içinde konuşuyorlar.

  Tarihi eserleri, anıtsal ağaçları; çınarları gezip dokunuyorum geçmişin ruhlarını taşıyan bedenlerine. Taş köprü, daha nice zamana dayanacağım, anlayışı içinde bölgenin ilk kurulan Türk köyleri içinde, taşa ve ahşaba duyulan saygıyı, koruma ve kollama anlayışını da fark ettim.

  Bugüne kadar ellerinden geldikleri kadarıyla, sokaklarını, meydanlarını, tarihlerini, anıtsal ağaçlarını korumuşlar. Temiz sokakların doğal taş döşemeleri insanın içine hoşluk katıyor.

 Güzelköy tarihsel, coğrafik açıdan yörenin gözdesi olacak; Ulasal ve uluslar arası turizme, kültüre açılacak kadar değerli bir yer…

  Burası da turizm projeleri içine alınan yerlerimizden birisi ve en önemlilerinden… Tarihi yerler numaralandırılmış; bekliyor… Oysa yeterince beklemiş bu köyün; camii, hamamı, anıtsal ağaçları; artık derman kalmamış bu bekleyişin…

  Yağmurlar yağdığında içme suyunun içine karışan suların bulanıklığı bulandırıyor kimilerinin düşüncelerini; haklı olarak; su vergisi alıyorlar, ama su depomuz, borularımız kontrol edilmiyor, diyorlar.

  Bir de Temel fıkrasını; hatta Hoca Nasrettin’i aratmayacak bir öykü dinledim köy meydanının taze kokan çay yudumları içinde.

  Nedir bu öykünün anlamı? Köy meydanına, meydana çıkan sokakları gösteren tabelalar takılmış. Etrafımda oturan insanlar; bunları da çek ve duyur, diye uyarıyor. Niçin? Takılan tabelalar gösterdikleri sokaklara, meydanlara ait değil…

 Bu işi yapan yetkiliyi ısrarla uyarıyor köy insanları; taktığınız bu tabelalar bu sakakları, bölgeyi anlatmıyor, diğer mahalleye ait, diye; yetkili bildik ve gururlu cevap veriyor;

“ Siz benden iyi mi bileceksiniz?” Şimdi, bu yetkili insanların maskarası olmuş; haklı olarak; bende cahil maskara yetkiliye gülümsüyorum; acı acı, bilgiç bilgiç…

  Yörenin; Güzelköy’ün kalkınması, yaşaması için; zeytin ve bağlar yetmiyor… Acilen turizmin kurtarıcı, yenilikçi ve rekabetçi anlayışı girmeli bu köye. Üstelik önce bir ilerleme içinde; pansiyonları, müzeleri ve onarılmış hamamı, camii, köprüleri, anıtsal ağaçları ile bir bütünlük içinde; ulusal ve uluslar arası insanlara, bir ilaç, dinlence gibi sunulmalı…

  Güzelköy’ün bir başka sancısı; köy gençliğine ait olan spor sahasına, Şarköy Belediyesi tarafından el konulmasıyla yaşanıyor.

  Sanki başka boş yer yokmuş gibi, gençlerin, gençliğin, belki de sembolik olarak bayramlarda bir araya gelen köy insanlarının toplanıp spor yaptıkları bu alan bir şirkete kiraya verilmiş.

 İnanılacak gibi değil… Ayda Bin liraya… Oysa ne çok boş alan var kiraya verilecek… Mazeret de hazır; köyde spor yapacak genç mi kaldı?

 Sadece Yuh! Yuh, diyorum… Niçin kalmadığını sorgulayıp, kalır hale getirmek varken, kalmamışlığa, yok oluşa bir de Şarköy Belediye Başkanı mı vuracak?

 Kadir Bey; Sayın Başkan; “ Benim Köyüm” dediğin köy, saygınlık, nezaket içinde ilgi bekliyor; denetim bekliyor; denizi geçip, derede boğulmasın diyor bu yöneticiler.

Güven Serin 




Hiç yorum yok: