İNTERNET'TEN
ŞÖVALYE İLKELERİ
-------------------------
Kendimi bilip,
sosyolojinin, erdemin, centilmenliğin ne demek ve nasıl bir şey olduğunu
hissetmek fikri ilk önce bütün bunların karşılığı Türk olmak anlamı taşıyordu.
Yani, ait olduğum büyük topluluğa, şövalyeliğe ait bütün ilkeler nasıl
vazgeçilmezse, Türk’ün de vazgeçilmezlik ilkelerinin onlar olacağını düşündüm;
Cömertliği,
savunmasız olana el kalkmayışı, kutsal saydığı dava için canını ortaya koyması;
sözüne sadık olması, ülkesini sevmesi gibi…
Olgunlaştıkça,
sosyolojik gerçekleri öğrendikçe bütün milletlerin kendi içinde şövalyeleri ve
aynı milletin kendi içinde şövalyelerin savaştığı bütün ilkeleri ucuzlatan,
değersiz kılan; bencil, çirkin, hilebazların olduğunu anladım.
Bütün olanlar
karşısında ülke olarak travma hali yaygın bir kalıcılık gösterse dahi, artık
evrensel bir anlam taşıyan, doğruluk, centilmenlik, cömertlik, ülke sevgisi;
ruhuma en güzel esintileri, hasta olan bir insana en değerli şifa kaynağı gibi
dökülüyor.
Toplumumuzda öyle bir
yere geldik ki; herkes ADALET diye bağırıyor; ama içinde ki adaleti, cömertliği
her bir daha ki sefere erteliyor. Ertelediğimiz her doğru, cömert, adil şey;
toplumsal olarak çekeceğimiz acının, incinmenin de karşılığı olduğu ortadadır.
Don Kişot, tam da bu
yüzden sevildi. Hayali de olsa sevdiği bir tek kadına ait olmayı, her daim ülke
sevdasını, cömertilği, adaleti, hoşgörüsüyle; artık bir hayalin içinde de olsa,
devlerin karşısına kılıç sallayan o büyük savaşçı, kendini savunamayan, düşkün,
aciz durumda olanların elinden tutmayı insana yüce bir tohum olarak hediye
etmiştir.
Bu yüzdendir şövalye
Don Kişot’un dünya klasiği, tüm zamanların en çok okunan, satılan kitap oluşu;
bütün insanlara ait olan ilkeleri taşıması, her ne olursa olsun savunması…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder