8 Kasım 2014 Cumartesi

ENSEST DÜŞÜNCELER

                                                   
                                                    Fotoğraf, Cumhuriyet Gazetesi

ENSEST DÜŞÜNCELER

  Nedir ensest? Kelime anlamı; Yakın akrabalar arasında gönüllü ve gönülsüz cinsel ilişki. Olarak anlatılıyor.

   Neredeyse tüm dünyada yasaklar arasında olan, akrabalık bağlarını düzenleyen tabular-yasaklar arasındadır. Ülkemizdeki yerini, ortaya çıkan sarsıntıları, ancak çok geniş kapsamlı incelemelerle ortaya çıkarta biliriz.

  Neredeyse tüm dünyada üstü oldukça kalın örtülerle kaplanmış, sağır odalara terk edilmiş, körleştirilmiş, yok sayılmış ama hiçbir zaman yok olmayan yaşam dürtülerini korkusuzca incelemek, ülke yaşamımızdan öte insanlığa özellikle küçük yaşta bu tür saldırganlıklarla karşılaşmış ve yaşamı boyunca o büyük, gizli sancıları çeken insanlara büyük bir insanlık özrü olur.

  Korku, yasaklar, gizlemeler toplumun sağlıklı olmasını değil, tam tersine sağlığını yitirmesine ve gelinen noktada sağlık hizmeti vermekte zorlanmaya doğru götürür.

 Fransa’nın başkenti Paris’te, Paris Festivali ekseninde Diane Ducruet isimli fotoğraf sanatçısının ANNE ve KIZ II adlı fotoğrafları kaynağı belirsiz yedi ayrı tepki mektubu alıyor. Anne ile kızın, yani annenin öz kızıyla çırılçıplak betimlenen dört ayrı kompozisyonu ensest ilişkiyi çağrıştırdığı için yedi ayrı yerden tepki mektubu alıyor. Bunun üzerine sanatçının fotoğrafları sergiden kaldırılıyor.

  Ülkemizde yaşayan bu konuda birçok kez yasaklarla yüzleşmiş sanatçımız Şükran Moral da Paris Photo’ya 13-16 Kasım tarihleri arasında katılacak. Performans sanatçısı Moral, sergi açmayı düşündüğü Paris’te yaşanan sansür olayı üzerine açıklamalarda bulunuyor;

“ Kendim de sürekli sansüre maruz kaldım. Hatta 2010’da yaptığım performansım EMEMUS yüzünden ölüm tehditleri aldım. Kesinlikle sansüre karşıyım. Bu işte bahsettikleri ensest durumu görmedim. Demek ki ensest, bakanın kalbine ve yorumuna göre değişiyor. Sansürleyeceklerine, ensesti tartışsalar çok daha iyi olur.”

 Sansürden, yasaktan bunalan bir insanın yapacağı en iyi öneri bu olmalı; yasaklayacaklarına ENSESTİ tartışsalar ya!

  Her şey bilinirken, hiçbir şey yokmuş gibi yaşamak, bu yaşam içine düşmemiş olanların anlayacağı bir şey değildir. Bir insanın en büyük ruh ve bedensel bütünlüğü, olgunlaşması çocukluğunun ilk yıllarında dır. Ensest vakaları, yani saldırıları da en çok en korumasız yıllarda oluyor. Bu korumasızlığa hangi vicdan, ahlak, yasa onay verebilir?

 Olay, yakın akraba tacizi, saldırısı ve tecavüzü olmaktan ötedir. Bir çocuğun kaldıramayacağı, ilerleyen yaşamına taşımakta, onu eritip, yok etmekte asla başarıya ulaşamayacağı büyüklükte, insan beynine çok derin bir yara olarak yerleşir. Ve yaşamının sonuna kadar bu yara kanamaya devam eder; gizli gizli dökülen yaşlar, belki de bir dayının, bir amcanın, ağabeyin, babanın büyük ıstırabıdır…

  Yasaklarla, tabularla uğraşırken, esas olanı, örtü-leni, büyük insan bataklığına dönüşecek yaralanmaları yok saymak, sürekli gülümseyen, sırıtan pozlarla halkının yanındaymış görüntüleri iç acıtıcı bir yalandan öteye geçmez.

 Sağlık dağıtılan Devlet Hastanesinde güzel bir slogan var;

“YALNIZ DEĞİLSİNİZ!”

 Hastaneye gelenlere güzel bir moral! Küçük yaşta, kendinden büyük insanlar, akrabalar tarafından tecavüze uğramış olanları, uğrayacak olanlara bir koruma kalkanı, bir şifa olarak verecek tek şey; korkmadan tartışmak, önlem almak ve çareler üretmektir…

 Güven Serin




  

Hiç yorum yok: