12 Haziran 2017 Pazartesi

NE GÜLÜYORSUN?




NE GÜLÜYORSUN?
-------------------


  Kim bilir kaç zaman oldu Horatıus’un bu seslenişi yaptığı andan beri! Nasıl da içlenmiş, büyük evrimsel zahmet içinde düşüncenin dehlizlerinde dolaşırken, en yorgun, belki de bir parça kırgın bir halde seslenmiştir zamanlara;

 “ Ne gülüyorsun? Anlattığım senin hikâyen.”

Kaç yazar, kaç şair anlatıp durdu; insanın olduğu her yerde; nice hikâyeyi; insana dair… Peki, ama hikâyecinin, hikâyeye kurban olan insana çıkışma hakkı nereden geliyor? İnsan olduğundan; tahammül sınırlarının koptuğu anda; sözcüklerin sanatına sığındığından…

  Hikâye anlatıcısı mıyım ben? Sanmam… Denediğim, bu işe hazırlandığım yalan mı? Değil… Bunca sesin arasında, büyük evrilme yaşanırken; her şey kıyamet gibi çokken; hikâye anlatıcı gibi, kırılmam, içe kapanmam doğru mu? Kat'iyen, değil…

  O zaman; yazgının bize hazırladığı yola dürüstçe koyulmalı; insan dürüstlüğü nasıl oluyorsa; hem kurban; hem de anlatıcı olarak… Montaigne benzeri veya Nietzsche uykusuzluğu hissedercesine; Belki Yunus Emre kabullenişi…

  Hiç kuşkusuz, yeni bir yol yaratıyoruz 21.yüzyılın kâbusları arasından, o büyük karmaşanın içinden sıyrılacağız;100. Maymun teorisini, gerçekmiş diyerek şarkılar söyleyeceğiz; biz de Horatıus gibi seslenirken zaman, boyut aralıklarına; hikâyesini yazdığımız, anlattığımız insanları gizlice dürteceğiz; hadi diyeceğiz; bu sefer olacak…

İçki bardağının da gamlı olabileceğinin edebi, felsefi düşüncesine varan insanın gamı; ne değerlidir; bilir misiniz? Artık, zaanatsal bir sanat yolculuğu başlar; katiyen, diğer insanlardan daha önemli değildir…

Güven Serin 

Hiç yorum yok: