11 Ağustos 2015 Salı

LEMAN SAM, AŞIK OLUR GİBİ ŞARKI SÖYLER


Kamera; Güven  Kadıköy Sahne 


LEMAN SAM, ÂŞIK OLUR GİBİ ŞARKI SÖYLER

 Sanatçının kendi ifadesiyle; “ Âşık olur gibi şarkı söylerim, şarkı söyler gibi âşık olurum.” Sanatın içinde bir yaşam; yaşamın içinde ise koca bir sanat…

  Kadıköy Sahne’de Leman Sam şarkılarıyla bir halk şöleni yaptı. Halkın içinde olmayı, yakın teması, karşılıklı konuşmayı seven bir sanatçı. Doğrusu, özgün yaşam içinde olan, yaşamın içinde bir damla yaşamın farkına varan her insanın yapmak istediği bir şey; seyirci, dinleyici için de, sanatçı içinde oldukça doğru, güzel bir sanat olayı…

  Gecenin ilerleyen saatleri 22.30’u gösterirken sahne alan sanatçı uzun saçları, beyaz elbisesi, tam da ruhunun yaşama akan beden duruşunu anlatıyordu. Tıpkı şarkılarında, yarım yüzyılı geçen yaşamında haksızlıklara karşı aldığı tavırlar, oluşturduğu beden dili ve eylemlerde yaptığı gibi; özgün, dik, kararlı ve inanmış…

 “ Bir gece kalkarım, evin karşısındaki kavak ağacını seyrederim sabaha kadar… Kavak ağacına ulaşıyorum ağaç oluyorum… Çünkü hep ağaç gibi yaşadım.” Doğaya, doğanın bir parçası ağaca duyulan büyük aşk; sanatçı duyarlılığı üst seviyeye ulaşmış.

 Kadıköy Sahne’de de böyle bir sanatçı vardı; doğanın ta kendisi olan sanatçı, oldukça doğal yanınızdaki arkadaşınız gibi; hem sohbet etti, hem şarkı söyledi. Gecenin ilerleyen saatlerinde başlayan konser mekânı Kadıköy Sahne’ye ilk kez geldim. Bodrum katı bir yer olmasına rağmen, sanat ve sanatçıyla; sanatseverlerle nasıl bir şölen yerine dönüştüğüne tanıklık ettim.

 Ölümüne siyaset yapanların, varını yoğunu eğitime, ezber yaşamın kalıplarına, dünyevi standartların alış-verişine adayanların zaman zaman soluklanacağı, sanat ve sanatçıyla iç içe olacağı mekânların çoğalmasına hepimiz bir parça katkı yapabiliriz diye düşünüyorum. Harcanan her türlü çaba; bize, toplumumuza kat kat geri dönecek. Toplumun kısır döngüsü, gülmezliği, donukluğu; yetmezlik içinde çırpınışını ancak sanatsal gösterilerle algılayabilir, dengeleye biliriz. Çünkü sanat güzel olana, uzlaşmaya, o evrensel dengeye yürüyüş başlatır…

 Bir başka doğa hayranı Cevat Şakir Kabaağaçlı şöyle seslenir;

 “ Burası engin göklerin memleketidir. İçten gelen bir türküyü kapıp koyuverin, uzaklaştıkça türkü gökte masmavi olur. Işık burada yalnız karanlığı aydınlatmakla kalmaz, aydınlattığı maddeyi değiştirir ve görülen bir şair rüyasına çevirir.”

 Kadıköy Sahne ve Leman Sam; âşık olur gibi şarkı söyleyen kadın da, geceyi bir şairin rüyasına çevirdi. Rüyalardan korkmamanın, düşleri, ütopyaları zorlamanın, içselleştirip ölümcül düşünceyi, renkleri, yaşama katmanın formülünü loş ışıklar ve sesini dinleyicisinden esirgemeyen sanatçının uzun saçlı beyaz elbiseli bedeninde bulduk. 

 “ Benim sesim aslında doğanın sesi… Bir kavak ya da söğüt gibi yumuşak, köknar gibi militanca şarkı söylerim.” Diyor Leman Sam. Başka şeyler de diyor elbet;

Orhan Veli’nin türküsünü söylüyor;

Mektup alır, efkârlanırım;
Rakı içen, efkârlanırım;
Yola çıkar, efkârlanırım.
Ne olacak bunun sonu bilmem.
Kazım’ın türküsünü söylerler,
Üsküdar’da;
Efkârlanırım.

Güven Serin 












Hiç yorum yok: