3 Şubat 2015 Salı

DANS


Fotoğraf İnternetten

DANS

  Dansın, dansı besleyen müziğin yetersiz oluşu her alanda görünüyor. İşte tam da bu yüzden kabalık kol geziyor; erkek egemen toplumun kısır şehirlerinde…

  Gece yaşamı; yaşamları sönük geçiyor. Dansı bütünleyen kadının öne çıkmayışı, disiplin isteyen dansın ritmlerinin, figürlerinin bizlere; bu sıhhatli, besili gençliğe uzak olması, ne büyük kayıp…

  Hâlbuki insanın içindeki büyük öfke ile büyük coşku sanatla dengelenir. Bu sanatlardan birisi de dans… Bu sanatlardan birisi de Buz Pateni…

 Tüm dünyada büyük ilgi gören Artistik Buz Pateni gösterileri halen bize uzak oluşu oldukça girip bir durum…

  Artistik Buz Pateni Şampiyonası İsveç’in başkenti Stockholm’de yapıldı. 32 ülkeden 156 patenci katıldı. Ülkemizi de temsil eden Engin Ali Artan, Birce Atabey henüz madalya sıralamasına germese de güzel bir teselli.

  Müziğin başlamasıyla birlikte sahneye çıkan dansçıların gösterisi farklı dallarda yapıldı. Erkekler, Kadınlar ve çiftler; solukları kesecek kadar değişik, heyecan verici figürleri artarda yaptılar.

 Belli ki her profesyonel iş gibi buz pateni de ciddi çalışmalar, yetenekler istiyor. Düşünmeden edemiyorum; her ülkenin gençliği artık tüm dünya ile iç içe, teknoloji sayesinde çok yakınken bu kadar kanı kaynayan genç nüfusu uluslar arası sahalara çıkarmamak hangi aklın seçeneğidir?

  Şampiyonada Rusya’nın büyük üstünlüğü madalyaların boyunlara takılması, ülke marşlarının dinlemesiyle netleşmiş oldu. Netleşen diğer bir şey de buz paten artistlik gösterisi oldukça önemli bir dans; sanat…

 Bu sanatı izlerken insanın içindeki bütün duyarlılık ortaya çıkıyor. Buzun üzerinde kayan bedenlerin ağırlıksızlığı, yer çekimine nazikçe selam edişleri görülmeye, defalarca izlenilmeye değer…

 Her duyarlı insan gibi bende benim şehrimde niçin buz pateni salonları yok diye soruyorum kendime… Sorsam da yetmiyor; diyelim ki oldu; bu işi özendirecek, destekleyecek yöneticiler, ebeveyninler nerede?

 Müzik aleti olmayan, varsa süs eşyası gibi duran evlerin, tınısı da, dansa, ritme, figürlere bakış açısı da bellidir. Kavgamız bir başkadır bizim; yetmezliği bir türlü yettiremeyişin, zenginliği en yakınımıza gösteriye dönüştürme kavgasıdır bu soylu kavga…

 En güzel yarışlar dünya salonlarında yapılanlardır. En güzel ülke sevgileri de burada yükselir; içindeki büyük çalışma aşkı, öğrenme ve öğretilerin birleşimi tüm dünyanın gözlerine, yüreklerine sunulur.

 Alkışın en güzeli yapılır incecik buzların Üzerlerinde kayan masalımsı dansçıların saniyeler içinde o köşeden diğerine zarif bir su gibi akışlarını süsleyen beden gösterilerine…
  Dostlarım, uygar olmak bütün caddeleri, sokakları, kaldırımları ARAÇLARLA doldurmak değildir… Birkaç yılda bir kaldırım söküp kaldırım yamamak hiç değil…
Su getirip, kanalizasyon yaptım diye övünen Belediyelerin siyasi dansı da hiç bitmez…

 Her daim gençlikten söz eden değerli büyükler, büyük ağalar, hanımlar; gençliği ne kadar çok örselediğimizde, kendi yarınlarınızın ne büyük girdaplara dönüştüğünüzün farkına varın artık.

 Eğlenmek, dans etmek; kendi iradesiyle seçimler yapıp; düşüp kalkmak; insanın yaratacağı, yaratığın veya sanatın da var oluş sebebidir…

 Belediyeleri, Valilikleri iş bulma kurumu gibi değil de, şehirlerin eksik olan sosyal alanlarını var etme dokunuşu olarak görmeyi öğrenin artık. Yaşam, bir yudum su ve ekmekten ötedir; açlıktan çok oburluktan ölenleri, hareketten çok hareketsizlikten inleyenleri görün artık…

 Kadınlar ve Çiftlerde madalyaları kazanan Rusya, 2 altın, 3 gümüş, 4 bronz olmak üzere 9 madalya ile Avrupa'nın en başarılı ülkesi oldu.

 Kutluyorum; emeğe, dansa, ritme, figürlere adanmışlığa şans veren, inanan herkesi…

Güven Serin



Hiç yorum yok: