16 Ekim 2010 Cumartesi

YAŞAM DÖNGÜSÜ

Kamera; Güven         İstanbul
Karaköy Liman Antreposu, Modern Sanat
Müzesi yanı.
Derisi alınmış insan bedeni korkutmasın sizi! Bunun
adı, harika bir yüzleşme. Döngünün, nasıl
başlayıp nasıl bittiğinin harika öyküsü...

Kamera; Güven    İstanbul
Düşünüyorsam varsın elbet! O zaman;
varlığının kiymetini bil! Hiç kimse,garip
ve zavallı değildir; ta ki, kendi öyle
kabul etmediği sürece...

Kamera, Güven    İstanbul
Bedenimizin kasları liflerine ayrıldığı zaman
bir yelpazeye dönüşüyor. İspatı mı? Gidiniz ve
kendi gözlerinizle görünüz, öğretinin insanı
aşan kısnımı.

Kamera; Güven    İstanbul
Tamen Hocam ile ilkkez tarihi ve kültürel bir
geziye çıktım. Bir keçi gibi dolaşan ve
ölümcül bir koşuşturmaca içine dalan
ben; doğrusu nazlı bebekleri pek
sevmediğim için yalnızlığın soylu
rüzgarına sarılırım.
Tamer Hocam, öyle bir gösteri yaptı ki
insanın diyesi geliyor; " on, on, on puan"
Koşulsuz, mazsız ve öğretilere aç bir
şekilde keçi gibi dayanıklı Tamer Hoca'ya
teşekkürümü borç biliyorum.

Kamera; Tamer Hoca  İstanbul
Ben, insan zekasından korkmuşam. İnsan zekası
önünde tapınma hissiyatı duymuşam. Ben, insanın
sıkışmış,korkmuş,hayvanlaşmış bedenlerinin
hiçbir şey üretmeyeceğine inanmışam;kavgadan ve
soylu kurnazlıklardan başka...

Kamera; Güven     İstanbul-Karaköy
Bu bedeni öpesim,kokasım,bu bedene
sarılasım geldi. Eğir ki hayırsever iş adamı
Samuel Ullman'ın özlü sözünün felsefesine
inandıysa!
"Kimse, sırf belirli bir yaşa geldi diye ihtiyarlamaz.
Bizler ideallerimizden vazgeçerek ihtiyarlarız.
Yıllar teni buruşturabilir,
ama hevesimizden vazgeçmek ruhumuzu
buruşturur."

Kamera; Tamer Hoca   Moda
Barış Manço Müzesi dış bahçesi
Çocuklar, sanatçının sanatına esin olan
ölümsüz neşe taşıyan çocuklar;
merhabayın,selam olsun size.

Kamera; Güven  Barış Manço Müzesi Moda

Bir genç kız; aynı duygular ile usulca giriyor
içeriye. Yine aynı sessiz neşe ve heyecan
içinde annesini arıyor; "anne geldim, şimdi
içerdeyim" diyor. O deyiş, o sesleniş; insana
inanmış, sanata adanmış sanatçıya
duyduğumuz sevgiydi. Doldum, aktım,
dört mevsimi yaşadım; o genç kızın taze
heyecanında ve sanata,sanatçıya akan
güzel bedeninde...

Kamera; Güven   İstanbul -Moda
Barış Manço'nun gezdiği ülkelerden biriktirdiği
vazoları. Sanatı ,insanı sevdiği gibi
sevmiş bu vazoları. Hiç kimseye elletmezmiş:))
"Aman ah! Siz zahmet buyurmayın, ben
onları yıkar temizlerim."
Bu harika adam, belki de zarifliğini,insan
sevgisini çok az bir dikkatsizlik ile
kırılacak vazoları kırmayarak, yaşatarak
kültürleştirmişti...

Kamera; Güven   Barış Manço Müzesi-Moda
Selam Olsun Dostlar...

" simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız.
Uzaklarda bir yerde güneşler doğuyor.
Dönence... Kupkuru bir ağacın dalıyım
yapayalnız... Uzaklarda bir yerde
bir şeyler kök salıyor. Görüyorum,
dönence..."

Kamera; Güven  İstanbul -Moda
Barış Manço Müzesi
Bu güzel mimarisi olan bina, güzelliğini,içinde yaşamış
ve hâla huzurlu varlığını hissettiğiniz sanatçıya
borçlu. Ahşap merdivenlerin tınısında, duvarlardaki
notalarda; bir başka anlatım var; açlığa,susuzluğa
adanmış bedenler için...
Kamera, Güven Moda

"Yaz dostum, güzel sevmeyene adam denir mi?
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi?
Yaz dostum; boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?
Yaz dostum; kimse geçmez bu dünyadan mal
ile" ...

Kamera; Güven Barış Manço Müzesi

Milyonlarca söz,yaşanmışlık ve ibret; insanın
algısı kadar önem arzeder. Gerisi o insan için
anlamı olmayan boşluk kadar anlamsızdır."
Ruha iyi gelen şeylerden birisi de müzik; güzel
sanatların ruha seslenişleri, üfleyişleri...

YAŞAM DÖNGÜSÜ


Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal, batı ile savaştığı halde yüzünü batıya dönmesinin önemli nedeni vardı! İlim ve sanatın batı da olan bolluğu, ülkemizi de düşmüş olduğu gariplikten kurtaracak önemli bir güç olarak gördü. Batı kurnazdır, batı sömürgecidir, batı müthiş oyunların da var edicisi, yöneticisidir. Buraya kadar her şey doğru olmasına doğru ama batı aynı zamanda meraklıdır. Öğrenmeye açtır. Bilgiyi nerede olursa olsun koklar ve ona kavuşuncaya kadar elinden gelen her şeyi yapar… Batı, ilimin, sanatın da kovalayanı ve aynı zamanda yaratanıdır.

Kendini bırakmak; bilge bir kadercilik anlayışı ile bilim ve sanata yaslanmayıp cehaletin kurtarıcı ellerini, büyük bir zaman hoyratlığına dönüştürmek bizim kendi garip sanatımız olmuştur!

Ülkemdeki geçim savaşlarının küçük ile büyük arasındaki korkunç dengesizliği hızla insan çölleşmesini desteklese de, direnen vah görünümündeki insanlar, belki de güvendikleri, ümitlerini kesmedikleri bu ülke insanı için insanüstü, insan zekâsını zorlayan çalışmaları da ülkemize getire biliyorlar. 17 Aralığa kadar gösterimde olacak sergi; bizlere çok yakın. Gizemin, her çeşit öykünün olduğu şehir; İstanbul şehridir. Sanatın da, çelişkili yaşamların da her çeşidini bu şehirde görebilirsiniz.

Ulaşımı çok kolay olan Karaköy, Tophane, Galata, sanki küllerinden yeniden yaşam buluyor. Sokak baskıları sizi korkutmasın! Sizi yıldırmasın! Esas olan sizi korkutacak olan; kendi büzülmüş, yaşam enerjinizi terk etmiş halinizdir. İnsan denen mucizeyi anlamak ve kendiniz ile yüzleşmek istiyorsanız; 17 Aralık 2010 tarihine kadar gösterimde olacak Alman Bilim Adamının “YAŞAM DÖNGÜSÜ” sergisine muhakkak katılınız.

İnsan anatomisi adına insan zekâsının bu kadar da olur mu, diyeceğiniz muhteşem bir sergi; bütün garipliklere rağmen ülkemize getirilmiş ve sanatseverlerle buluşmakta. Ben ve Tamer Hoca da ayağımıza üşenmeyip yaklaşık 18 saat süren İstanbul gününde güzelim sağanak yağmurun eşliğinde gerçek sanat şöleni yaşadık. İçmeden sarhoş da olunabiliniyormuş eğer…

Yaşam döngüsü, tüm canlılar için gizemli muhteşem bir gösteriye dönüşür. En başta yaşamın tazeliği, kendine has rengi ve kokularıyla, cazibeleriyle başlayan döngü; daha sonra tüm canlılar için bir başka yaşama; ölüme doğru yol alır.

Karaköy Limanı Antrepo 3, Modern Sanat Müzesi’nin hemen yanı başında Yaşam Döngüsü sergisi sizleri bekliyor. Sergi de gösterilen eserler, bağışlanmış gerçek insan bedenleri ile başka bir sanatın buluşmasından ayrı bir sanat çıkarmış ortaya.

Alman Bilim Adamı Gunther Von Hagens insan zekâsını öyle bir zorlamış ki, biraz sabır ve anlayarak dolaştığınız zaman; insan anatomisine saygı duyarken, kendi harika bedeninizin ne kadar önemli olduğunu fark ederek mutlu bir yüzle ve sanat sarhoşluğu ile boğazın esintili kenarında öylesine yürüyünüz…

Kapalı kalarak, baskı ve korkularla büyümenin hangi sanatlardan, teknolojilerden, gelişmelerden uzak kalıp; nasıl batıya muhtaçlık içinde inlediğimizin de sentezini yapacak olmanızı gönülden isterim!

İstediğimiz kadar övünelim, meziyetlerimizi yüceltelim; kendi özümüzü bilim ve sanatın, felsefenin emrine vermediğimiz sürece; bir iyi, iki kötü, masalları, gerçek ile düşleri arasında sürekli gidip geleceğizdir…

Sergiyi dolaşırken, insan anatomisinin keyfini, böyle formların ilk kez seyrine kavuşmuş olmanın şaşkınlığını yaşarken; Sergi Salonlarının duvarlarına asılan büyük fotoğraflar ve özlü sözler; belki de bu serginin somut anatomik anlatımlarının harika birer tamamlayıcısı durumundaydılar…

Bu sanatın var edicisi Alman Bilim Adamı Hangens Yaşam Döngüsü’nde anlatmak istediği insan için; “ İnsan bedeni anatomik bir hazine, büyük bir harika olarak görüyorum. Bu evrim, mühendislik ve zekâ harikası beni şaşırtmaya devam ediyor ve henüz tüm sırlarını bana açıklamış değil.”

Hagens, insan zekâsını zorlayan, üst seviyeye çıkaran merakla, buldukları ve paylaştıkları ile yetinmiyor. Aynı zamanda Hagens;

“ Ben insan bedenini güzelleştirerek sergiliyorum. İnsan anatomisi sanat olarak değerlendirilemez. Ancak ‘BAŞYAPIT’ olarak değerlendirile bilinir.”

Tamer Hoca ile birlikte bedenlerimizi biz de sonuna kadar zorladık. 18 saatlik günde, 13 saat ayakta kalarak, İstanbul şehrinin ve güzel ülkemin tüm çarpıklıklarına rağmen, inanılmaz gelişmelerine, seyrine; bilim ve sanata, felsefeye, sanatçısına inanmış bir avuç insanın nasıl yol aldığına da tanıklık ettik.

Yaşam Döngüsü Sergisi, bir değil, birkaç kez gezilmeli! Bu sergide, anlatabileceğiniz, şaşkına döneceğiniz, onlarca eser ve bilgi var. Beni etkileyen ve insan bedeni için önemli bir özlü sözü de alıntı olarak; Amerikalı hayırsever bir işadamı Samuel Ullman’ı anarak sizle paylaşıyorum;

  "Kimse sırf belirli bir yaşa geldi diye ihtiyarlamaz. Bizler yaşam ideallerimzden vazgecerek ihtiyarlarız. Yıllar  teni buruşturabilir.Ama heveslerimizden vazgeçmek ruhumuzu buruşturur."

Sanat dostlarım; 18 saat süren ve bir dakikası bile pişmanlık taşımayan gezimiz, başta da söylediğim gibi sanatla, sanatçıyla, öğrenimlerle doluydu. Sanat ve sanatçı adına gitmiş olduğumuz ikinci müze; yıllardır beklediğimiz, birçok kez kapısına kadar gidip de hâla müze olamamış Barış Manço’nun Moda’da ki evi oldu. O şirin, o mütevazı ve alımlı bina; artık Barış Manço Müzesi…

Müzeye katkılarını esirgemeyen Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ve sanatçı Sunay Akın’a tüm Barış Manço severler adına teşekkürü borç biliyorum.

Barış Manço severler, artık o kadar güzel ve huzurlu bir müzeye kavuştular ki; bence İstanbul’a gittiklerinde çok sık uğrayacakları Barış şarkıları, kokuları, felsefesi ile dolu bir yerle karşılaşacaklar…

Güven











6 yorum:

ANNEMİNELİ dedi ki...

Sevgili Güven; paylaşım harika,öğrencilere mutlaka bu döngüyü göstermek gerekir.Keşke emekli olmamsaydım. Bu post için sana binlerce teşekkür...Zarif ziyarete ve güzel yorumada ayrıca teşekkürlerrrr...Sevgilerrrrr....

GÜVEN SERİN dedi ki...

Merhaba hocam. Çok haklısın hocam; fakat, geleceği görmüş, değişimlere soğuk bakmamış öğretmenler, idareciler ve öğrenciler de oradaydı. Sanırmı,tüm dayatmalara, tüm karartamalara rağmen; inatla aydınlığın pencerelerini açmaya çalışan insanlar hâla var...

Saygılarımla hocam

Selma Er dedi ki...

merhaba güven bey,bu güzel paylaşımınız için teşekkürler..ben daha ikisine de gidemedim..insan İstanbul'da yaşayınca,nasıl olsa giderim diyor..onu bunu bahane ediyor..en kısa zamanda ikisine de gideceğim inşallah..sevgiler,selamlar.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Selamlar Selma Hanım. Ben de diyordum ki "Selma Hanım niye gitmedi hâla"

Elbette Yaşam Döngüsü Sergisine daha zamanınız var. Ama en gerçekçi zaman, şimdi, bugün yaşadğımız zaman,diye düşünür ben.:)) O zaman, yarınlara devretmeden zorlayınız kendinizi. Barış Manço Müzesi,sanırım sıkça uğrayacağınız bir yerdir artık. O ev, o sokak, o küçük kilise; inanın hepsinin neşesi yerine gelmiş...
Saygılar

Unknown dedi ki...

I saw this exhibition, Bodies Revealed. She was in Zagreb last year. incredibly

GÜVEN SERİN dedi ki...

Hello Ruzmarınka.Indeed, the great di Ruzmarınka. Human, human observation, the so-called thinker, puzzled, trying to understand what you can do with knowledge.