FESTİVALİMİZ BAŞLADI TİYATROMUZ DEVAM EDİYOR
Hareket denen şey, özellikle fizik bilimiyle çok daha iyi anlaşılır hale geliyor. Dikkat ederseniz durağan halde hiçbir şey yoktur. Dağlar, taşlar, ormanlar bile…
Haziran ayının ikinci haftasında Tekirdağ için de hareket denen şeyin en yüksek, zengin ve kıpırtısı, değişim ve dönüşümün bol olduğu zamanlara tanıklık ediyoruz…
Bir taraftan 57.Kiraz Festivali davulları Naip diyarından duyuluyor ses veriyorlar. Bir yandan da Perşembe gününün akşamüstü SOLOTÜRK olarak gönüllere giren, coşkuyu ateşleyen uçaklarımız hareket ve becerinin gösterisini sunuyor. Kimlere? Sahilde toplanmış yüzlerce binlerce insana…
Uçak gösterilerini de çok değerli buluyorum. Fakat halkımız arasında dolaşırken, bir yandan imrenerek bakan insanlarımızın pilotlarımızla övüncü yaşanırken bir yandan da şehrin bu kadar yakınında uçması, ses yüksekliğinin vermiş olduğu aynı anda yaşanan korku ve heyecan; özellikle küçük çocuklarda yarattığı korku fısıltıları dolaşıyor.
Eski zamanlarda olduğu gibi uçakların daha yukarıdan ve deniz tarafından olması düşünülmelidir diye kendi yorumumu ve halkımızdan aldığım izlenimimi not düşüyorum…
Festival alanını ağır adımlarla gezdik. SOLOTÜRK gösterilerini bazen kulaklarımızı tıkayarak ama imrenerek izledik. Her yer insan ve her yer çadırlardan kurulmuş birkaç ay boyunca nafakasını bekleyen, arayan esnaflarla dopdolu.
Bir gün önce yazdığım gibi; bu alan böyle değerli FESTİVALE yetmiyor, yetemiyor… Acilen yepyeni ve altyapısı sağlam ve esnaf ve halkı huzurlu, neşeli kılacak derece; eşi-dostu ve düşmanı imrendirecek derece sağlam, olacak Kiraz Festival Alanını düşlemek yanlış değil…
Gençler pop şarkıcılarını şimdiden ve heyecan içinde bekliyorlar. Bu yazım yayınlandığında Ferhat Göçer ve Fatma Turgut Tekirdağ gençleriyle buluşup gecenin derinliklerine yollayacakları alkışlarla kutsanacak sevgi ve saygıyı gönüllere taşıyacaklar…
Şehir esnafımız,ister küçük ister büyük işletmeler olsun; otellerden lokantalara herkes şehrimizin bir haftalık hareketini değil,aylar sürecek,hatta 12 aya yayılmış hareketlere ihtiyacı var.Biliyorsunuz ki,yaz aylarını saymazsak,gece çöker çökmez meydanlarımız boşalıyor.Esnafımız ışıkları söndürüyor.Bu meş’aleyi yakmış olan ESKİŞEHİR iyi analiz edilmelidir.Festivaller haftalarca sürse dahi; bu şehir nüfusunun esnafını beslemeye yetmez…Her türlü hareketi,kongrelerden tutun da Olimpik Havuz ve Olimpik Buz Pisti,uluslar arası ve ulusal yarışmaların odak merkezi haline getirilmesi,şehrimizin kış aylarına da insan hareketi,esnaf bereketiyle buluşması,daimi hale getirilmelidir.
Festival alanını saygıyla ve yoğun insan kalabalığından bir an önce çıktıktan sonra yolumuz; Tekirdağ Şehir Tiyatrosu oldu. Gelen tiyatro izleyicileri çoğu benim gibi; kimi ikinciye, kimisi de üçüncüye izlemeye gelenlerdi…
Tekirdağ Büyükşehir Şehir Tiyatrosu Yılmaz İçöz Sahnesi, Haldun Taner Ustanın başyapıtı sayılan oyunuyla; Gözlerimi Kapatırım Vazifemi Yaparım, binlerce insanı büyülemeye devam ediyor.
Perde arası molada tiyatro sevenlerle buluşup konuşuyoruz. Herkesin dilinde;
“ Muhteşem bir kadro… Noksansız bir sanat gösterisi, şöleni…”
Bir kez daha teşekkürün en yücesini sunuyor ve sanatın ellerinden, gözlerinden öpüyorum. İnsan denen canlı, sadece eğlence, tüketimle varlığını neşeli, huzurlu ve değerli kılamaz. Eksikse sanat, bilim ve felsefe; ne yersek yiyelim, nasıl gülersek gülelim; bir yan hep eksik, hep buruk ve her hastalıklı kalmaya mahkûmdur…
Şehrimiz şenlendi; bir yandan 57.KİRAZ FESTİVALİ ve bir yandan ŞEHİR TİYATROMUZ…
Güven SERİN
Hakikaten şenlenmiş şehir. Böylesi etkinlikleri çok önemsiyorum. Hem kültür-sanat adına alışkanlık oluşturması açısından, hem sosyalleşme açısından... Hem de insanların eğlenmeye ihtiyacı var. Hep sinir, hep stres nereye kadar?
YanıtlaSilKaleminize sağlık Güven Bey.
YanıtlaSilKendi zamanını yaşayamayan insanlık " Hep yarınlar "diye diye milyonlarca insanın geride bıraktığı bir " Ah çekiş" Tolstoy son nefese kadar haykırdığı bir uyarı var; " Şimdi var!Yarın ve dün yok!" diyerek,asıl olan Şimdi'nin ne büyük mucize şey olduğunu anlatmak istemiş...Duyarlılığınız için teşekkürler Sezer...