Kamera; Güven Sabancı Müzesi- Nilüfer Çiçekleri
OHA SAYIN SEYİRCİLER
Suudi Arabistan
Kralı Abdullah’ın ölümü ardından yaşananlar ancak bir tiyatrocunun seslenişle
anlamlı bir anlatıma kavuşabilir; “ Oha sayın seyirciler!” denir…
Kralın ölümü için
ülkemizde bir günlük yas ilan ediliyor. Kralın ölümünü, yas ilanını gerekçe
gösteren Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları bir günlük perde açmayarak
büyük tepkilere neden oldu.
İşin garibi, bu
tepkilerde en çok öne çıkan şey ise Kral Abdullah’ın sanat düşmanı oluşudur.
Diğer bir ikinci tepki de ülkemizde o kadar büyük ölümler oluyorken bile yas
ilan edilmezken, Kral Abdullah için yas ilan edilmesi…
Ama en ilginç tepkiyi
de yine tüm yaşamını sanata adamış Genco Erkal , “ Oha Sayın Seyirciler ve de Yuh!
Devlet Tiyatroları Suudi kral için oyunları iptal etti, oyuncular tepkili. Ben
de bu akşam rahmetli sultanın anısına ‘ Bir Delinin Hatıra Defteri’ni oynarım.
Akraba olurlar zaten. Bu da kendini İspanya Kralı sanıyor.”
Bu matrak dünyada
insanların gözlerinin içine baka baka akıl almaz şeyler onurlu bir şeymiş gibi
satılıyorsa, elbet ülke insanı da kendi buluşlarını en az krallar kadar krallık
gösterisinde bulunurlar.
Örnek mi?
Karısını öldüren adam
için ilk önce ömür boyu hapis veriliyor. Sonra, öldürme olayını hafifletici
sebeptir diye karısının sevgilisiyle mesajlaşmasını aile sadakati açısından
doğru bulmamış hâkimler, katilin ömür boyu hapis cezasını 5 yıla indiriyorlar.
Yani erkekçe koruma hiç güdüsüyle hukuka, adalete kuşkunun tırpanını
vuruyorlar…
Oha, diyorum; oha…
Sonra, bir başka
hâkim bu davayı yenide inceliyor. Maktul Kadriye’nin telefon mesajları için
Türk Telekom’dan döküm istiyorlar. Böyle bir şeye rastlanmıyor. Tabi ki katilin
rahatı kaçıyor. Çünkü yeniden görülen davada 24 yıl hapis kararı, iyi halden
dolayı 20 yıl hapse çarptırılıyor.
Katilin mahkemeye son
bir hamlesi, son bir seslenişi oluyor. Hâkim söyle diyor;
Karım, başkasını seviyorum dedi, dayanamadım o yüzden
öldürdüm. Bu sebepten indirim istiyorum, diyor.
Oha sayın seyirciler; gerçekten oha…
Son ‘oha” seslenişini
çekmek için bir başka ülke gerçeğimizin halen tam olarak aydınlanmamış bir olayını;
cinayetini anlatmak istiyorum. Genel Maden İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer
en parlak döneminde genç bir yaşta Cengiz Balık tarafından öldürüldü. Bu ölümün
sır perdesi aralanmadı. Belki de aralanmak istenmedi. Böylece adalet, yine
puslar arasında kendi yolunu aramaya devam etti…
Şemsi Denizer’in
katili yakın zaman önce izinli dışarı çıktı. Gazetelere verdiği demeçte şöyle
söylüyor;
“ Şemsi Denizer ile
aramızda özel bir sorun vardı. O artık öldü. Birbirimizin ekmeğini yemişliğimiz
vardır. Ona laf söyletmem!”
Oha sayın
seyirciler! Gerçekten de oha… Bir katilin ne büyük, ne yüce duyguları olduğunu
da öğrenmiş oluyoruz. Katil Cengiz Balık bu iş şahsi mesele dense de, hesabına
150 ayrı kişiden yatırılan paralar, yakalanınca üzerinde bulunan 100 Bin TL
değerindeki çek uyuyan adalet, hukuk tarafından görülmemişe benziyor…
Sayın dostlarım;
duyduklarınıza, gördüklerinize hiç şaşırmayın; sadece oha be kardeşim deyip
geçin; yoksa pus, girdap, şamata sizi de yutar; varken yokmuş gibi olursunuz…
Benim kalemi ekin dostum;
YanıtlaSilYaşamda ki cesaretimizin ölçüsü yaptığımız seçimlerde görülür.
İnsani diğer canlılardan ayıran en önemli fark, kendi tercihlerini çizebileceği ''özgür bir iradeye sahipken'' kolaya kaçıp, emek vermeden yaşama yürümesi; kişiyi sağ duyudan,öngörüden uzaklaştırıyor.
Davranışların anlamı, kişinin algılamasında gizlidir.
Yaşamı boyunca, kendilerine öğretilenlerle, biçilen değer yargılarıyla büyüyen ve yaşamını bu kural ve kaideler üzerine yaşayan bir insanın, sürü bilinciyle hareket etmesi kaçınılmazdır.
Neden ben Suudi kralının yasını tutmalıyım yada insanlığa faydası ne oldu, diye sormadan sırf biri birileri istedi diye yas tutmayı kabul görüyorsa, zaten bu kör bilinçten farklı bir davranışta beklenmez.
Bana en ilginç gelen, sanata düşman bir insana, sanatı icra eden insanların bir günlük yası normal kabul edip eyleme dökmeleriydi.
Hiç uzağa gitmeden,son bir yılda yaşanan insan kayıplarına baktığımızda ''ölen demiyorum'' öldürülen bunca insan varken bu davranışı manidar bulamam... oha ki oha...
Genco Erkal'ın davranışı; bir aydının,aydınlanmış insanın yansıması.
Verdiğin örneklerin hemen hepsi; hesapçı,utanmaz,sevgisiz, bencil, sinsi ve kindar insanların davranışı.
Seninde bahsettiğin gibi insana ''oha yani'' dedirtecek cinsten, pervasızca davranışlar.
İnsan dair bir çok şey beni şaşırtmıyor, sadece biricik yaşama bu kadar kasıntıyla devam edenler beni şaşirtiyor. SEvgiyle kalın...
Olcay KASIMOĞLU
YanıtlaSilİnsanlığın yolculuğu senin de söz ettiğin gibi sevgili dost;öğretilerin ruha ve bedene özümseyerek geçmeleriyle algıya,tercihe dönüşüyor. Bizi biz yapan,yüreğimizin adımlarını her daim mutlu,kıvançlı kılan şey de burada; tam burada o hassas çizgide;verdiğimiz kararların,seçtiğimiz yolun doğruluğunda gizli;çocukça,yaşlı bir bilgenin duruluğunda;kendimizi kral, tanrı kılığına girmemiş,gerçek insan kostümlerinde gizlidir...