Kamera; Güven-Ganoslar
BİR ÖMÜR, BİR AVUÇ YAŞAM
Sağlıklı bir insanın
ortalama ömrü 25 Bin gün ve geceye denk gelir. Sadece dünyamızın bile dört
milyar yaşında olduğunu düşününce 70 yılın ne kadar bebek kaldığını görmek
mümkün…
70 yıllık ömrün
yarısını uykuya, çeyreğini büyüme çağlarının kaygılarına, diğer çeyreğini
kavgalarımıza, kinlerimiz, nefretlerimiz, ego tatminlerimiz ayırırsak; geriye
sadece ve sadece bir avuç yaşam hakkı kalır.
İşte o bir avuç
sizin gözünüz gibi bakmanız gereken yaşamdır. Onu yudum yudum içmek bile
korumak, anlamlı kılmak için yeterli değildir. Koklayarak, üzerine; doğanın
titremesi gibi küçük esintiler, fısıltılar, çam, baharat kokuları serperek
dokunmalısınız…
Bir avuç yaşamı
sımsıkı avuçladıysanız, dünya ile olan bağınızın o güzel yaşam avucuna bağlı
olduğunu biliyorsanız; şairlerden, yazarlardan, doğadan da yardım alarak o bir
avuç yaşamın size yapacağı sürprizlere hazırlanın derim! Çünkü doğanın, doğal
olmanın çok sıra dışı sürprizleri vardır.
Neler mi? Belki de
akan zamanı yavaşlatmak; belki, durdurmak… Algılarınızı öyle bir düzenler ki,
bir avucun kurbanı olur; yeşeren her filizle yeşerir, dönüşen her sararmış
çiçekle dönüşürsünüz…
Bir avuçluk
yaşamınıza dünya edebiyatına, tiyatrosuna edebi damgasını bırakmış şairden; W.
Shakespeare’nin Kralı VI. HENRY dünyasından sesleneceğim;
“ Ah Tanrım! Ne mutlu
bir yaşamım olurdu,
Basit bir çobandan daha yüksek bir yerde olmasaydım;
Bir tepenin üzerinde otururdum şimdi yaptığım gibi,
Büyük bir incelikle usul usul yontardım saatleri
Ve görürdüm dakikaların nasıl geçtiğini,
Kaç dakika bir saat yapar;
Kaç saat bir günü tamamlar;
Bir yılda kaç gün var;
Ve bir ölümlü kaç yıl yaşar.
Bunları öğrenince, bölerdim zamanı;
Şu kadar saat koyun otlatma;
Şu kadar saat dinlenip rahatlama;
Şu kadar saat düşünüp tasarlama;
Şu kadar saat eğlenip takılma;
Ah, ne güzel bir yaşam olurdu bu, ne tatlı, ne hoş! “
Yaşamın içinde
yeterince uzun süre kurtarmak istediklerimizin haberleri bile olmadı onları
kurtarmak isteyişimizden. Şimdi kurtaracağınız yegâne güzel şeye yönelin; bir
avuç yaşama… Bölün, çarpın, çıkartın, toplayın; işte elinizde kalan zamanı usul
usul yontun; o sizin biricik yaşamınızın en güzel anıdır; yüksek gurur arınmış,
hüznü anlamlı bir duyarlılığa, insan kabul edişine özümsemiş bir yaşamın ta
kendisi; o, temiz avucunuzda duruyor işte…
Bazen güzel olan yaşamı çalıp çırpmak gerekiyor bu zamanda ki güzellikler sizi bulsun zira kişi çaba harcamadıkça o yaşam yanı başınızdan çekip gidiyor.
YanıtlaSil
YanıtlaSilGünaydın Hamiyet. Yaşamı anlayacak,algılayacak olanların başını yukarı;gökyüzüne çevirmesi gerekiyor. Eşsiz evrenin hareketsiz,çabasız hiçbir şeyi yok... Yaşamın altın kuralı; ya yaşama sarılırsın ya da yok olursun;hücrelerimiz bunun farkında;onlar inanmışlığı da, gönülsüzlüğü de iyi biliyorlar...