Fotoğraf, Cumhuriyet Gazetesi
ENSEST DÜŞÜNCELER
Nedir ensest? Kelime
anlamı; Yakın akrabalar arasında gönüllü ve gönülsüz cinsel ilişki. Olarak
anlatılıyor.
Neredeyse tüm
dünyada yasaklar arasında olan, akrabalık bağlarını düzenleyen tabular-yasaklar
arasındadır. Ülkemizdeki yerini, ortaya çıkan sarsıntıları, ancak çok geniş
kapsamlı incelemelerle ortaya çıkarta biliriz.
Neredeyse tüm
dünyada üstü oldukça kalın örtülerle kaplanmış, sağır odalara terk edilmiş,
körleştirilmiş, yok sayılmış ama hiçbir zaman yok olmayan yaşam dürtülerini
korkusuzca incelemek, ülke yaşamımızdan öte insanlığa özellikle küçük yaşta bu
tür saldırganlıklarla karşılaşmış ve yaşamı boyunca o büyük, gizli sancıları
çeken insanlara büyük bir insanlık özrü olur.
Korku, yasaklar,
gizlemeler toplumun sağlıklı olmasını değil, tam tersine sağlığını yitirmesine
ve gelinen noktada sağlık hizmeti vermekte zorlanmaya doğru götürür.
Fransa’nın başkenti
Paris’te, Paris Festivali ekseninde Diane Ducruet isimli fotoğraf sanatçısının
ANNE ve KIZ II adlı fotoğrafları kaynağı belirsiz yedi ayrı tepki mektubu
alıyor. Anne ile kızın, yani annenin öz kızıyla çırılçıplak betimlenen dört
ayrı kompozisyonu ensest ilişkiyi çağrıştırdığı için yedi ayrı yerden tepki
mektubu alıyor. Bunun üzerine sanatçının fotoğrafları sergiden kaldırılıyor.
Ülkemizde yaşayan bu
konuda birçok kez yasaklarla yüzleşmiş sanatçımız Şükran Moral da Paris
Photo’ya 13-16 Kasım tarihleri arasında katılacak. Performans sanatçısı Moral,
sergi açmayı düşündüğü Paris’te yaşanan sansür olayı üzerine açıklamalarda
bulunuyor;
“ Kendim de sürekli sansüre maruz kaldım. Hatta 2010’da yaptığım
performansım EMEMUS yüzünden ölüm tehditleri aldım. Kesinlikle sansüre
karşıyım. Bu işte bahsettikleri ensest durumu görmedim. Demek ki ensest,
bakanın kalbine ve yorumuna göre değişiyor. Sansürleyeceklerine, ensesti
tartışsalar çok daha iyi olur.”
Sansürden, yasaktan
bunalan bir insanın yapacağı en iyi öneri bu olmalı; yasaklayacaklarına ENSESTİ
tartışsalar ya!
Her şey bilinirken,
hiçbir şey yokmuş gibi yaşamak, bu yaşam içine düşmemiş olanların anlayacağı
bir şey değildir. Bir insanın en büyük ruh ve bedensel bütünlüğü, olgunlaşması
çocukluğunun ilk yıllarında dır. Ensest vakaları, yani saldırıları da en çok en
korumasız yıllarda oluyor. Bu korumasızlığa hangi vicdan, ahlak, yasa onay
verebilir?
Olay, yakın akraba
tacizi, saldırısı ve tecavüzü olmaktan ötedir. Bir çocuğun kaldıramayacağı,
ilerleyen yaşamına taşımakta, onu eritip, yok etmekte asla başarıya
ulaşamayacağı büyüklükte, insan beynine çok derin bir yara olarak yerleşir. Ve
yaşamının sonuna kadar bu yara kanamaya devam eder; gizli gizli dökülen yaşlar,
belki de bir dayının, bir amcanın, ağabeyin, babanın büyük ıstırabıdır…
Yasaklarla,
tabularla uğraşırken, esas olanı, örtü-leni, büyük insan bataklığına dönüşecek
yaralanmaları yok saymak, sürekli gülümseyen, sırıtan pozlarla halkının
yanındaymış görüntüleri iç acıtıcı bir yalandan öteye geçmez.
Sağlık dağıtılan
Devlet Hastanesinde güzel bir slogan var;
“YALNIZ DEĞİLSİNİZ!”
Hastaneye gelenlere
güzel bir moral! Küçük yaşta, kendinden büyük insanlar, akrabalar tarafından
tecavüze uğramış olanları, uğrayacak olanlara bir koruma kalkanı, bir şifa
olarak verecek tek şey; korkmadan tartışmak, önlem almak ve çareler üretmektir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder