Sayfalar

3 Şubat 2014 Pazartesi

BARIŞ MANÇO-BEN BİLİRİM


Kamera; Güven  Kozyatağı Kültür Merkezi

15. Yıl dönümü anma etkinliği

Barış'ın yeni yapılmış heykeli;usta işi,sanki silikona can ve ruh
vermiş.


Kozyatağı Kültür Merkezi

Kadıköy Belediyesi bir sanatçıya yakışır kokteyl 
düzenlemişti; her yaşta sevenleri oradaydı;
Erdoğan Bey, eski bir İstanbullu. Şimdi İzmir de
yaşıyor.


Kamera; Güven Kozyatağı Kültür Merkezi

Doğukan Manço, Lale Manço, İnci Hanım ve Batıkan Manço


Kamera; Güven  Kozyatağı Kültür Merkezi


Kamera; Güven Kozyatağı Kültür Merkezi

Barış Manço Anma Gecesi-24 Ayar Müzik Grubu 


Fotoğrafa,şarkılara kalıcı bir ruh üflenmiş;
Barışın ruhu...


Kamera; Güven Kanlıca yolu ve martılar günlük
nafaka peşinde; belki de büyük bir eğlencedir onlar için
insanları eğlendirmek;kim bilir...


Kamera; Güven     
Işık,bir kez daha yapıyor milyarlık gösterisini.


Kamera; Güven    
Deniz ve Martı, sordular seni;
Neredesin, diye...


Kamera; Güven   15.yıl...
Zaman,belki de zamansızlığı anlatıyordur bize;sonsuz
içindeki o büyük yaşam döngüsünü; evrenin uçsuz
bucaksız genişlemesi, sıfır hacimden sonsuzu
yaratması gibi...


BARIŞ MANÇO-BEN BİLİRİM

 Barış Manço deyince akla neler gelir? Bir ses… Bir nefes… Sevgi… Çalışkanlık… Saygı… Barış… Çocuk… Yaşlı… Felsefe… Evrene yayılan müziğin notaları-tınıları…

 Elbette Barış deyince 81300 Moda İstanbul adresi de gelir. Çünkü yıllarca böyle seslendi;

 81300 Moda İstanbul; bana yazın; lütfen ama lütfen yazın!

  Barış Manço’nun 15. Ölüm yıl dönümü inanılmaz bir insan çeşitliliği ile Türkiye'nin birçok şehrinden, kasabasından, köyünden gelmiş insanlarla birlikte birçok etkinlikte kutlandı. 15 yıldan bu yana; tekrar tekrar keşfediliyor; şarkılarının sözleriyle, sözlere sinen “barış” kokusu ile…

 Barış Manço, dedim Kozyatağı Kültür Merkezine gitmek için bindiğim taksi şoförüne. Şoför Giresun doğumlu imiş; Barış Manço der demez; Arkadaşım Eşek, Ben Bilirim, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa dedi. Kozyatağı Kültür Merkezine bir bir geliyordu insanlar; renk renk, ses ses, sevgi sevgi, barış barış…

 Kadıköy Belediyesi sanata ve sanatçıya verdiği desteği aralıksız devam ettiriyor. Şüphesiz ki, insanın, sevginin, birliğin olduğu yerde, siyasetçiler de olmak zorunda kalır; ben bu müzik yolculuğuna, bu Barış Manço sevgisi evrenselliğine gıpta ile bakıyorum.

 Bu yılkı anma programı Kozyatağı Kültür Merkezinde yapıldı. Anma konseri başlamadan birkaç saat önce yine Kadıköy Belediyesinin düzenlediği Kokteyl harika tatları, seçenekler ve şahane hizmet ile samimiyetin en nazik elleriyle sunuldu. Etrafımda bulunan insanlara baktığımda, her yaştan insan çeşitlemesi karşısında hayran kaldım; üç-dört yaştan seksen yaşa kadar…

76 yaşındaki Erdoğan Bey İzmir’den gelmişti. O rakısını yudumluyorken, ben de votkamı yudumladım. Bir ara Barış Manço’nun insandan içe, dünyadan öte felsefesine inanmış hislerle Erdoğan Beye de sordum; Size Barış Manço neler hatırlatıyor?

 Kol Düğmeleri, Dönence, Dağlar Dağlar, Ben Bilirim dedi… Daha başka neler denmez ki;

 İşte Hendek İşte Deve, Bir Selam Sana, Hemşerim Memleket Nire,

 Barış Manço birçok etkinlikle anıldı. Bunlardan Kozyatağı Kültür Merkezi’nde anma konseri ile Pazar günkü Vapur yolculuğu ile Kanlıca Mezarlığı ziyaret programlarına katıldım. Konser, gecenin ilerleyen saatlerinde; Barış için verilen kokteylden hemen sonra; ailesinin kısa sohbeti, Barışseverlerin ailesine sorduğu sorularla ve ondan sonra müzik grubu 24 ayarın coşku dolu konseri; Barış Manço’nun sevilen şarkılarıyla devam etti. Salonda bulunan heykel, müze için yapılmıştı; Barış Manço’nun son zamanlarını; tam manasıyla, canlı imiş gibi anlatıyordu; sanat, zanaat ve bir sevgiye adanmış insanın sanata yansıyan görüntüsü bütün sevdalıları selamlıyordu.

 Barış Manço’ya ilk önce, Ses Sanatçısı diye bilirsiniz. Ya sonra; muhteşem bir gezgin, harika bir kültür elçisi, filozof da diyebilirsiniz. Çocuklara inanmış, yaşlılara kusursuz bir saygı anlayışı içinde nezaketin efendisi, kulu-kölesi de diye bilirsiniz.

 Barış Manço’ya filozof da diyebilirsiniz dedim. Neden? Aklımıza gelen ilk şarkılarından birisini çok az irdeleyelim;

Deli gönül sevdasını ben bilirim, ben bilirim
Yardan ayrı kalmasını ben bilirim, ben bilirim

Yumuk yumuk elleri var, kömür kömür gözleri var
Daha daha neleri var, ben bilirim, ben bilirim

Kışlalara erdi bahar, teskereye birkaç gün var
Barışa da bir sorsalar; ben bilirim, ben bilirim

 Sadece bu şarkıyı bile irdelediğimizde, yaşamın içindeki insanı görebilirsiniz; sevdaya, sevgiye, saygıya, yaşamın her türlü oluşumlarına, şekillerine inanmış ve onları anlamaya çalışan birisi…

 Bir kış günü geldi dünyaya, yine bir kış günü, olgunluğunun en güzel zamanında ayrıldı. 200 şarkıyı geçen besteleri, çocuk programları, belgeselleriyle; insan bedenini, bir sanat zarafetiyle sunumu, kendine has giyinişi, saçı, bıyığı, yüzüğü ve o insan ötesi gülüşüyle; Barış Manço; bizden içe, dünyadan öte; şimdi Kanlıca Mezarlığı menekşeler, çamlar ve o küçük meşe ağacının yakın dostluğu ile manevi gösterisine, evrensel uçuşuna devam ediyor…

 Şarkıları en garip, en sıkışım zamanımızda bile gerçeğin yaşam tınıları, düşüncenin sonsuza adanmış dostluğu ile bizi yaşatmaya, yaşamdan keyif alıp, diğer canlılara da sevgi tohumu dağıtmaya zorluyor; işte o şarkılardan birisi ile son veriyorum çalışmama;

  Ben bir haber göndermişsin
  Gelsin yüzleşsin demişsin
  Geldim işte tek başıma delikanlı gibi
   İyi bilirim ben bu oyunu;
   Hem başı belli, hem sonu;
   Konuşalım açıkça şimdi, delikanlı gibi…

   Güven serin 

   

 

  









4 yorum:

  1. Hic unutulmayacak bir sanatci.

    YanıtlaSil

  2. Kesinlikle öyle...Unutulmadığına an an şahit oluyorum..

    YanıtlaSil
  3. "Adam olacak çocuk" dedi adam olmak için çaba harcadık. "Yediden yetmişe" dedi gittiği gördüğü her yere bizi de sürükledi. Şarkılarıyla yüreklerimize yerleşti. Onun için ne desek az. Bir Barış daha şu dünyaya gelmez.

    YanıtlaSil


  4. Merhaba Hamiyet. Barış da şarkısında öyle sesleniyor zaten; " kırk yılda bir gelir Barış gibisi" diyor...

    İnsan ne kadar çok görünüyor oysa; ama ne kadar az olduğu da ortada işte...

    YanıtlaSil