ÜÇ KADIN: ÜÇ ÇINAR, ÜÇ ONUR, ÜÇ ANIT
(
Gençlere Söyleyeceklerimiz Var )
Türkiye Yazarlar Sendikası geçtiğimiz günlerde ÜÇ ÇINARA ‘ANIT ÜYE’ unvanı verdi.
Üç kadın aydınımızın yaşlarını alt alta topladığımda 301 rakamına ulaşmamın çok fazla bir anlamı yok. ANIT ÜYE seçilmelerinin anlamı, onların ürettikleri ve zaman mekân sınırlarının ötesine taştıkları halde, puslu zamanlara düşen insanlığa her daim bir fener, bir yakıt-enerji vermek için bu dünyaya gelmeleri ve hiçbir zaman boşa vakit geçirmeden, insan denen canlıya, hele 21.yüzyılda büyük kayıplara uğrarken, bir dayanak, bir onur, erdem eklemekten başka bir şey değildir…
Felsefeci İonna Kuçuradi 88 yaşında ve üretiyor; ilk günkü gibi… Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ 110 yaşında ve üretiyor; yüreğinin dayanağı hep insan hep kültür. İletişim Bilimci, Nermin Abadan Unat 103 yaşında ve üretiyor…
Hayatı severek, milletini bütün hücreleriyle benimseyerek ve kalp ile iradeyi bilimle besleyenlerin küçük sohbeti bile insan denen canlıya kabuğunu kırmak veya düşmüş olduğu kuşkulu cehaletinden kurtulmak için yüce bir fırsat sunar.
Nermin Abadan Unat ile geçtiğimiz yıl yapılan bir röportajda gençlerimizin diğer ülkelere gitme sevdası, beyin göçü soruluyor. Deneyimi, görgüsü ve bilgisiyle bu durumu değerlendiriyor;
“ Beyin göçü gerçekleşiyor! Çocuklarımıza, büyüklerimize bu konuda ne söylemek istersiniz?”
“ Beyin göçü para sistemi yüzünden gerçekleşiyor.
Daha iyi bir hayat, kazanç için gidiyorlar. Bu sorun sadece Türkiye’ye ait değil!
Bu beyin göçü gidiyorsa, Türkiye’deki aldığı karşılık yetmediği içindir. Başka
bir ülkenin dövizini kazandığı ve bozdurduğu zaman daha fazla kazanç elde
etmesi ve bu hırsla göç ediyorlar.
Şunu anlatamıyorsunuz: Yani gideceksiniz,
göreceksiniz, sizi dört kollarıyla açık olarak karşılamıyorlar. Onlar sizi
İNSAFSIZ bir yarışa sokuyorlar. Kolay kolay mutlu olmayacaksınız. Bunu anlatmak
zor ve ikna edemiyorsunuz. Onlar buna inanmıyor. Hâlbuki bir kez gidince bunu anlarlar.
Ben kendi adıma, Türkiye’den ayrılmayı hiçbir zaman düşünmedim…”
Felsefeci Prof.İonna Kuçuradi’ye sorulan sorulardan birisi de;
“ Günümüzün etik sorunları nelerdir?”
“Benim çok takıldığım ama hiç dikkat çekmeyen; yarar ile çıkar farkıdır. Çıkar ile hak! Çıkar nedir? Çıkar ile hakkı yan yana getiremeyiz! Hak nedir? Birinin hakkı varsa, o kişiye iade edilmesi gereken bir şeyi kastediyor. Hak derken, kişinin ondan yoksun kaldığını farz ediyoruz. Ama ÇIKAR ne? Hiç kimse düşünmüyor çıkarın anlamını. Bana sorarsanız, çıkar; kişinin hak ettiğinden fazlasını almasıdır. Ve başkasından da eksilmesi demektir. Bütün dünyada buna bir gidiş var. Birilerinden eksiliyor ise, birilerinin çıkarı, haktan yoksundur… Benim çok sevdiğim bir cümle var.’Sen bir şeyi istinasız amaç edinirsen, o şey gerçek olur.’ Ulusal politikaların ana amacı değişmelidir. Şu an nedir politikaların amacı? Her nasıl olursa olsun bir şekilde kalkınma! HAYIR! Kalkınma bir sonuç olur. Amaç, insan haklarını o koşullarda korumak!”
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a gençlere ne söylemek istersiniz? Sorusuna verdiği cevap;
“ ATATÜRK olmasaydı
olmayacaktık yavrum. Onun yolundayız… Onun için gençlere bütün tavsiyem; çok okusunlar,
çok çalışsınlar, boş vakit geçirmesinler. Sümerler, beş bin yıl önce demiş ‘
Boş vakit geçirdin de neye yaradı?’ Bir şey biliyorsanız, öğreteceksiniz. Ben,
gençlerimizden ve kadınlarımızdan çok ümitliyim. Memleketimiz ileride çok iyi
günler görecek. Biz devrimimizin en yüksek çağındayız. Herkes, Kur’anı Kerim’in
Türkçesini okumalıdır. Dinimizi en doğru şekilde öğrenmeliyiz!”
Güve SERİN
Okurken çok keyif aldım, özellikle İonna Kuçuradi müthiş bir felsefe insanıdır ve düşünceleri engindir. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkürler; sağ olun...
YanıtlaSil