Sayfalar

18 Ekim 2024 Cuma

GÖREV İNSANI: GÜRKAN YILDIRIM

 



                              GÖREV İNSANI: GÜRKAN YILDIRIM

  

  Bazı insanların yaratılışında vardır: -Yaptığı işi en iyi bir şekilde yapma tutkusu… Ülkemizin ve şehrimizin en önemli eskilerinden birisi nedir deseniz: Marka yaratmak ve var olan markaları elinden kaçırmak! Derim…

   Babası Emin Yıldırım nasıl marka yaratmışsa, Emin Yıldırım ismini şehrimizin dışına, diğer şehirlere taşımışsa, Gürkan Yıldırım da, babasının hünerlerini daha da ötelere taşıdığını gözlemliyorum.

   Emin Emlak, başlı başına kendisi bir marka olmasının en önemli sebebi; Emin Yıldırım ile Gürkan Yıldırım’ın istikrarı, sağlamlığı, doğruluğudur… En fazla hataların, güvensizliklerin emlak piyasasında yaşandığını düşünürsek, iki ismin de alnının akıyla bu işten marka yaratarak çıkmaları; şehrimizin de başarı öyküsüdür…

   Devlet işleyişinde veya diğer sivil örgütlerimizde hünerli, liyakatli insanlara öncelik verilseydi, Gürkan Yıldırım en önde gelen isimlerden olurdu…

    Hüseyin Pehlivan Pasajı esnafının komşuluk ilişkileri iyi ve istikrarlıysa, bir araya gelince yüzleri gülüp, birbirlerine güvenmenin verdiği samimiyet ve espri içinde yaklaşıyorlarsa, burada da Gürkan Yıldırım’ın çok özel ve samimi yeteneği vardır.

   Sıklıkla bir araya geldiğimiz ve pasajın kültüründe Gürkan Yıldırım ve ailesi gibi gördüğü arkadaşları, dostları; tavla şanına yakışır oyunlar, rekabetler de bu pasajda yaşanır.

   Ona şanına yakışır seslenişi gün boyu yapar dururuz; “ Başkan…” Yeri geldi görev verildiğinde Tekirdağ Müşavirleri ve Komisyoncuları Derneği Başkanı oldu. Pasajın vazgeçilmez yöneticisi, Muhtar vekili ve en önemlisi, artık bunca birikimin ve hiç ara vermeden halkın içinde olmanın karşılığı; “ Vekilim” seslenişim boşuna bir çaba ve düş değildir…

   Gürkan Yıldırım’ı sadece bir açıdan değil iş ahlakı açısından da değerlendirmek isterim. Kim bilir kaç kez onu, diğer insanların çözemediği, çok problemli olan işleri; hünerli bir taş ustası, terzi veya bir orkestra şefi gibi çözdüğüne şahitlik ettim.

   Bir işi bütün kalbiyle yapanların öyküsü, ister ticari isterse siyasi olsun; yapılan bu işten herkes mutlu, huzurlu olur. İşin içinde hile değil, deneyim saklıdır…

    Gürkan Yıldırım’la çay sohbetlerine, iş ustalığına çok şahit olsam da onu kahve içerken çok az gördüm. En çok sevdiği arkadaşları yanında ve ister istemez bu anın arşivsel, sosyal ve kültürel kaydını tutmak gönüllü bir şekilde bana düştü.

   Çocukluk arkadaşı Yılmaz Doğanay, Özcan Abacı ve Eşref Aydın, sanki Nazım’ın arkadaşı Abidin Dino’ya seslenişindeki rica gibi; mutluluğun resmini yapıyorlardı.

   Bu resmin olduğu dükkâna, mutluluğun yaşandığı yere tereddütsüz girdim. Yeterince mutsuzluk ekicileri var nasıl olsa… Ve yine içimden geldiği gibi Gürkan Yıldırım’a seslendim;

   “ Başkan oldun, yönetici oldun, muhtar vekili oldun! Şimdi sıra Milletvekilliğinde…”

   Aslında gördüğüm bu samimi manzarayı diğer komşularımız, Hamit Keskin, Eşref Aydın ve Gürkan Yıldırım ile sıklıkla yaşıyoruz. Bir yudum tebessüm, birkaç yudum latife, kim bilir hangi hastalıklarımıza şifa niyetinedir…

Güven SERİN  


 

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder