ENGELLİLER
SADECE ENGELİLER HAFTASI MI HATIRLANACAK?
Toplumumuzda-şehrimizde yaşayan tanıdıklara ve ilk kez tanıştıklarımızın bazen:
—Uygar ülke nasıl olunur? Sorusunu sorduğumda büyük çoğunluktan aldığım cevap şöyle:—Tok, açın da farkına varınca… Hak ve adaletin sözde kalmadığı zaman…
Küçük yaşam alanları, köyler, kasabalar ve nüfusu az olan şehirler sosyologların, psikologların araştırma alanlarıdır. Büyük çoğunluk bir birini öyle veya böyle tanır. Tanımadıklarını da tanıdıkları sayesinde duyar ve öğrenir.
Yarım yüzyılı geçen yaşam dilimi, on altı yıllık yazı yaşamı ne öğretti size deseniz:
—Zaman denen şeyin, eninde
sonunda herkesi mağlup ettiğini, diğer insanlar gibi bende gördüm. Sadece
görmekle kalmadım, henüz bizi yok etmeden, tekrar geldiğimiz toprağa
göndermeden önce, yaşarken zaman nehrinde bir çocuk gibi yıkanmayı, kaymayı,
sürüklenmeyi deneyimlime fırsatları buldum.
Büyük kazançlar, şanslar yakalayıp da gülüşü, kahkahaları diğer mahallelerden duyulan, güçlü kuvvetli pehlivan kuvvetli insanların da ellerindeki bütün güçlere rağmen zamana yenildiklerini; güçten, takatten, itibardan da düşünleri gördük…
Şimdi gelelim Engelli insanlarımıza! Sadece Engelliler Haftası hatırlanan ve bir de dernekler sayesinde kıymeti bilinen insanlarımızın sorunları çok büyük! Diyeceksiniz ki ENGELSİZ olanların sorunları yok mu? Yahu, sapla samanı karıştırılmaz! Yürümek, görmek, duymak; en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken binlerce insanımızın sadece yüzlercesini görüyoruz.
Diğerleri nerede? Gerekli ekipmanları-donanımlar ( Yardımcı aletleri ) olmayanlar, destek bulamayanlar ise ortalarda bile görünmüyorlar…
Sıklıkla dile getirdiğimiz kurumların göstermelik üzerinde durduğu; Engelli Rampaları, Engelli Yolları-Taşları ve Engelliler için engelsiz olması gereken geçitler, banka otomatik para çekme makineleri hep birer sorun.
Bir şekilde engelli aracına kavuşup da sosyal yaşamın içinde kendi kendine yeten engellilerimiz var. Birilerini yük olmak yerine, eziyet dolu caddelere, sokaklara, kaldırımlara ve çarşılara onlar da çıkmak zorunda ve çıkıyorlar.
Ya karşılaştıkları engeller? Rampaların gelişi güzel, standartlara göre yapılmaması, bankaların para çekme makinelerinin engellilere göre uygun olmaması, engelli araçlarıyla geçecekleri yerlere diğer araçların park etmesi ve daha bir sürü SORUN çözüm bekliyor.
Duyan var mı? Göstermelik önlemleri, çözümleri istemiyoruz. Gönülden ve hukuk-bilim ile beslenen samimi, istikrarlı, adaletli çözüm önerilerini sunmak hiç de zor değil. Değil ama ya TOK olanlar, AÇ olan, yani ihtiyacı olanların fark etme duyarlılığını kaybettiyse!
Üzerine basa basa daha önce birkaç kez yazdık. Rüstempaşa Çarşısı olarak bilinen yerde, merdivenler tarafında yapılan engelli rampası birçok engelli insanımızın düşmesine, kendini yaralamasına neden oluyor. Birilerinden destek almadan bir metrelik rampayı çıkmaya korkuyorlar.
Siz böyle bir şey yaşadınız mı hiç? Sahilde bulunan ve daha birçok yerde bulunan bankaların para çekme makineleri engelli insanlarımızın yararlanacağı gibi değil. Niçin düzenlenmiyor? Niçin bunca duyarsızlık?
Bana göre gerçek engelliler, vicdanlarına, kalplerine, iradelerine kelepçe takılmış insanlar dersem hiç de yanlış olmaz…
Güven SERİN
Son cümleniz yazınızın temelini oluşturuyor bence. Son yıllarda nasıl da çoğaldı o insanlar. Toplum olarak çoğu zaman bakmıyor, görmüyor, duymuyor, konuşmuyor, aldırmıyoruz.
YanıtlaSilTüm özel günler gibi bir gün anmak, farkında olmak, duyarlı olmak neye yarar ki. Yıllarca farkında bile olmadan tüm duyguları bir güne sığdırmaya çalışıyoruz. Milletvekili sıralarında kaç kişi engelli sorunlarını dile getiriyor, siyasi partilerin programlarında engelliler için hangi vaatler sıralanıyor? Kaç engellinin başarısı medyada yer buluyor, sporda, sanatta engellilerin başarılarından haberdar mıyız?
YanıtlaSilDuyarlılığınız için,dikkatiniz için teşekkürler Makbule Öğretmenim..Ve katkılarınız,kattıklarınız için...