Kamera; Güven
SON İSTASYONA
DOĞRU: KENAN OFLAZ
2019 yılında
yayınlanan, ŞİİRİMSİLİRİM isimli kitabının 7.sayfasında söz ediyor yazar yaşama
dair bakış açısının en olgun haliyle;
“ Hızla son istasyona
doğru yol alıyoruz. Önümüzde fazla istasyon yok!”
Kenan OFLAZ’IN eğitimci, öğretici
tarafının yanında yönetici geçmişi de bulunsa da, seçmiş olduğu veya tercih
ettiği yaşam biçimi; felsefeden, edebiyattan, tarihten beslenmektir. Bunca deneyim,
zorluklarla mücadele, iyi olanın karşısında her daim var olan kötülükle savaşma,
insan denen insanı ister istemez çok daha hassas yapıyor. Hele bir de
öncümüzün, atamızın “Bağımsızlık benim karakterimdir” sözü, karaktere yansıyan
genlerde gizliyse…
Kenan OFLAZ, bu şehrin,
bu toprakların yetiştirdiği en hassas, deneyimli ve bilgili insanlarımızdan birisidir.
Eğitimci ve idareci tarafını bir yana bırakmış, yazma enerjisini, bir ömür
biriktirdiği henüz esere dönüşmemiş sayfaları, derleyip, toplama düşüncesi,
bireysel tatmin ve alkış aramaktan ötedir. Onun tek derdi, toplumsal olma,
bölüşme, paylaşmadır…
Kenan OFLAZ ile
tanışmadan önce ismini çok duydum. Onunla anıları olan Mehmet Çevik, söz
ederken eski arkadaşı, komşusundan yüce bir dayanıklılık testinden geçen insan
duruşunu hissettim.
Sonra, atölye
sohbetlerinde dopdolu bir insan, bir ömrü daha olsa, insana süzülecek bir yazar,
filozof telaşı, heyecanı ile karşı karşıya bulundum. Zor ve basit olanı seçmişti,
nice yazar, filozof, araştırmacı, bilim insanı gibi…
Zor ve basit olan yan yana gelir mi? Sorusu karşısında:-Evet
gelir, diyeceğim.
İyi, dürüst,
bilgili, görgülü olmak; zordur; gelişimini ileriye taşımamış, okumanın, dansın,
şiirin, edebiyatın, felsefenin, tarihin, kısacası özgürlüğün tadını almamış toplumlarda.
Kavgaları kör dövüşüne benzer; sağlı, sollu, tekmeli, tokatlı ve her daim
bireysel ve günlük çıkarlara sımsıkı sarılmış ve bulanık vaziyette…
Uygar insanın özüdür
sosyallik, toplumsal düşüncenin erdemi içinde olmak. Daha iyiyi, daha güzeli,
estetiği, haykırışı, özgürlüğü ister kendinden önce toplumu için… Kenan OFLAZ
böyle insanların başında geliyor.
Bu yüzden
düşünceleriyle şiirlerini hiçbir şairi kırmadan, gücendirmeden, şiir sevgisi
olanlara bir şair olmadığını, şiirin ve şairliğin yüceliğini neredeyse
kitabının her sayfasında hatırlatır. Boşuna değildir kitabının baş sayfasındaki
sözcüklerinin ozanlara olan o büyük ve derin saygı sunması;
“ Bütün çağlarda
yaşamış olan ve günümüzün gerçek ozanlarıyla yazarlarını manevi varlıkları
önünde eğilerek; saygıyla selamlıyorum.”
Bu erdemli
çıkışı-seslenişi tesadüfü veya laf olsun diye söylenmiş bir söz değil, tam da
Kenan OFLAZ gerçeği, felsefesidir. Kitabının sayfalarında sıklıkla geçmişe dönüyor.
Sadece anıların organik olduğu zamanlara değil, besinlerin de, komşulukların da,
ANNE ile BABA sevgisinin de natürel zamanlarına…
2011 yılının 16 Ocak
günü; bir Pazar sabahı, yağmurlu bir günde babasının ölümünü duyurması da Kenan
OFLAZ felsefesiyle uyum içerisinde; koşulsuz, sımsıkı, dupduru bir sevgi akışı
içinde gerçekleşir.
Babasından kalan
asker bavulu tahtadan, baston kesme daldan ve uzun saplı şemsiye, onun en
kıymetli hazinesi; baba mirasıdır;
“ BABAM ÖLDÜ
Yaşım dolu dolu altmış beş
Babam öldü.
Bugün acımız çok taze, çok yeni,
Kim ister ki babasının öldüğünü…”
Şiirimsilerim
kitabının 78.sayfasında öğretmenliği, öğrencilerine olan düşkünlüğü iyice su
yüzüne çıkar ve konuşur Kenan OFLAZ öğrencileriyle, adeta dertleşir;
“ Bir şiir yazdım size
İçinde siz varsınız
Hep okullardayım ben
Siz sınıflardasınız
Sabahları günaydın
Deyiverdiniz mi önce
Tüm âlem ışıklanır
Sizin istencinizle.”
Kenan OFLAZ, bu
şehrin diğer aydınları, uygar düşünceli insanları gibi sessizce dolaşır şehrin
sokaklarında ve caddelerinde. Bilgiyi, bilme duruşundan, savurganlığından çok
öte taşıma coşkusu her daim bir çocuk aşkıyla; bölüşmeye, öğretmeye, anlatmaya
yazgılı bir yazar; ÖĞRETMEN…
Güven SERİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder