Sayfalar

17 Aralık 2019 Salı

AĞLATAN BAĞIŞ






                                           AĞLATAN BAĞIŞ


  Bitmeyen vahşet ve vahşetin ayak seslerini duyan insan çığlıkları… Kim bilir kaç kez adaletten yardım isteyen genç kızların, annelerin sırayla ölüm haberlerini duyuyoruz; ülkece…

    Her dinleyen, her vahşet kendi tepkisini yaratırken bile, apartmanların, sokakların ve hasta ruhların sessiz kuytu köşelerinde bir başka vahşet hazırlıkları yapılıyor…

   Ülkemiz, şehirlerimiz büyüyor, gelişiyor derken; araç ve apartman sayılarıyla birlikte ÜRKÜNTÜ haberleri de artmaya devam ediyor. Bir taraftan trafik cinayetleri, kuralsızlığın verdiği genç ölümler; diğer taraftan akıl almaz kadın ölümleri…

   Küçükçekmece Sefaköy’de yaşanan trafik kazası-cinayeti sonucunda ağır yaralandıktan sonra ölen,19 yaşındaki üniversite öğrencisi Begüm Kartal’da bu cehaletin, sefaletin kurbanlarından birisi…

   İbretsel ölümler, bunca insanı uyandırmaya yetmiyor; yetemiyor… İnsanın aklını zorlayan şey; daha ne kadar, kaç kişi ölmeli? Diye sorduğu soruya cevap alamayışımızın çöküntüsü kor olup aklımızı, ruhumuzu dağlıyor.

  Begüm Kartal’ın anne ve babası, kızlarının ölüm haberiyle yüzleşir yüzleşmez bir odaya çekilip, kızlarının organlarını bağışlamak hakkında düşünürler. Begüm, sağlığında her daim insancıl ilişkiler peşinde koşan bir kızdır. Bu sebepten dolayı on binlerce organ bekleyen hastaların umudu olması adına anne ve baba Begüm’ün organlarını bağışlamak için yetkili memurun yanına gittiler.

  İşte tam da burada, gözyaşı, insan denen canlının muazzam güzelliğiyle birleşiyor; Begüm’ün anne ve babası bağış için başvurdukları sırada bir şey öğreniyorlar; Begüm, organlarını çoktan bağışlamış…

   19 yaşında sönen nice hayatın bir parçasıdır Begüm Kartal. Üniversite öğrencisi ve insancıl mücadelesiyle tanınıyor. Kendi ölümünden çok önce bağışlamış olduğu organları şimdi dört insanda; dört Begüm’de yaşıyor…
                                                                                                                                   
  Burada, edebi dünyanın başka insancıl dehası devreye giriyor; Balzac;

 “ Bir ruhtan fışkıran bir sesi beklerken, kayalıkların arasında, kanatlarını açarken,’Başaracaksın!’ diye haykıran bir melek…”

  Acaba, uygar olmayı, insan öldürmenin vahşetini, barbarlığını, kavgalarla, yüce saldırılarla hiçbir uygarlığın yüce ve huzurlu bir yaşam yakalamadığını öğrenebilecek miyiz? Bunca cinayetin kusurları, bilimin yardımıyla, güvenlik kuvvetleri ve sağlık kuruluşlarımızın çabalarıyla önlenebilecek mi? Böyle bir irade-bilinç var mı bu eşsiz ülkenin kaderinde…



Güven SERİN 

4 yorum:

  1. Offf... İnsanın yüreğini dağlayan bir öykü bu. Demek zaten bağışlamış organlarını canım benim:(((
    İnsan öldürmek...Daha da doğrusu kadın öldürmek. Bu ülkenin barbarı, magandası, ayyaşı, psikopatı bitmez, bitmiyor! Hiç tanımadığı birini bile apartman girişinde sadece "mutlu olmak için" öldürdüğünü söyleyen hastalar dolaşıyor ortalıkta. Daha dün kocası tarafından kafası duvarlara vura vura dövülen bir kadın yoğun bakımda hayata 8 gün direnebildi. Onun tek suçu ise "bakımsız olmak"tı. Bu tür olaylar misliyle katlandı, çünkü kimsede korku yok, çünkü kısa sürede salıveriliyorlar. Bu ülkenin acilen el atılması gereken en önemli konusu budur bence. Çok güzel bir yazıydı. Teşekkürler Güven Bey.

    YanıtlaSil
  2. of yaaa son dönemdeki ölümler intiharlar cinayetler çok kötü ya. herşeyin önüne geçti, nerdeyse en büyük sorunumuz oldu. ne güzel begüm gibi insanların olması ayrıca.

    YanıtlaSil

  3. Zeugma;evet,organlarını çok önceden bağışlamış;anne ve babası kendi kararsızlığını yaşarken,bağışlama kararı almışlarken "Kızınız organlarını zaten bağışlamış" sözcüklerini duydukları an;vicdanı olan herkesin yaşları tertemiz ve arınmış olarak akar;yüce bir arınma anıdır;çok yüce...Teşekkürler Zeugma...

    YanıtlaSil

  4. Haklısın Deep;her şeyin önüne geçti;bütün bunlar yaşanırken,kurbanlık koyunlar gibi hafiften homurdanıp sonrası;'ya kısmet'deyip günün içinde kaybolmak;oldukça bulanık bir insanlık gibi geliyor bana...Teşekkürler;sağ olasın..

    YanıtlaSil