Kamera; Güven Tekirdağ
ÇİNGENE KADININ
HUZURU
Elinde birkaç gül
dalı, sahildeki Mutlukent çay bahçesinin çimenlerine uzanmış bir kadın; çingene
kadını. Birde çay söylemiş kendine; sanki içtikçe bardaktaki çay yeniden
doluyor. Bir çayın bu kadar güzel içilmesine ilk kez tanıklık ettim.
Belli ki çok
dolaşmış; birkaç dal gül satacağım diye. Artık, müşterileri; genç kız ve
erkekler eskisi gibi utangaç, mahcup değil. Uzatılan bir gülü, yirmi yıl önce
bir erkek, vazifeymiş gibi alırdı. Cebinde para olsun, olmasın, çingene kadının
uzattığı bir gül çok az geri çevrilirdi.
Çingene
kadın-çiçekçi kadın yüzünü denize doğru vermiş. Arkası bize dönük! Çiçekli bir
don diktirmiş kendine. İçinde pembeleri, beyazları olan! Çingenelerin en
sevdiği renklerden! Siyah bir kazak ve başında da annelerimizin taktığı
yazmalardan!
Yazmanın beyazlığı,
pembeliği, siyah kazağı ve çiçek desenli donuyla bütünleşmiş gibiydi. Asıl olan
şey; çingene kadın, günün, çimenlerin, denizin; yaşamın ta kendisi olarak,
yaşamın keşfini bir şölene çevirmişti.
Kendi aralarında
toplanmış, beş kadın akşam eve dönüş saati nedeniyle masalarından kalktıktan
sonra çingene kadının yanından geçerken, ona özenerek, ne kadar güzel
yaptığını, buranın tadını onun çıkarttığının övgüleri.
Çingene kadın;” Sizi
kim engelliyor?” dediğinde, iyi giyimli kadınlarımız tebessüm ederek
uzaklaştılar. Birbirimize benzeyen insanlar haline geldik. Özgün yaşamlardan,
sohbetlerden çok uzak...
Ya çingene kadın?
Yaşamın ta kendisi; yorgunsa, hemen oracığa mesken tutan, sahiplenen, davasını
doğanın akışı gibi gören insan; insanlar…
Çayını her
yudumladığında özendim, özendim, özendim. Tıpkı, Leyla Şahin’in Ay Toplayan
Kızlar şiirinde ki gibi;
“Sizden önce yoktu hiçbir şey, sizden sonra da olmayacak.
Topraktan öncesiniz, ağaçtan önce
Sizden sonra kirazlar çiçek açmayacak
Üstü üste üç kez çalıyor Aya Triada’nın çanı
Avniye Hanım! Avniye Hanım! Avniye Hanım!
Çingene kadın, her
yudumu, üç kez üst üste yapıyorken, çayın hiç bitmemesini, orada oturduğu
sürece onu izlemenin iç huzurunu; bende her yudumda üçer kez içime çekerek
yudumladım; özgün yaşamların, insana layık bir güzelli, estetik katışını.
YanıtlaSilRomanlar "Bugün kazandığını bugün yerler" diye bilinir hani. Dünya umurlarında değildir, gamsızdırlar:) An'ı yaşayarak hayattan olabildiğince keyif almaya bakıyorlar (Carpe Diem). Yazdıklarınız da en güzel örneği:)
Eskisi gibi gül satamamalarının nedeni sosyal medya bana göre. Çeşit çeşit gif'ler, vb. Romantizm finish:D
Gülümsettiniz, sağ olun:)
YanıtlaSilKültürlerin farkları,hele bugünün dünyasında çingenelerin samimi yaşam görüntüleri bizlere iyi geliyor;hem de çok çok iyi:)) Bende onun çayını içerken almış olduğu lezzetten,çimenlerin üzerine sere serpe oturmuş olmasından dolayı gülümsedim;filozofun dediği gibi;insanca,pek insanca:))
Ben de iyi giyimli kadınlar gibi özendim ona. Tüm içtenliği ve samimiyetine.
YanıtlaSil
YanıtlaSilTeşekkürler Beyaz Yakalı,özgün yaşam,hangi rütbede,derecede olursa olsun,galip geliyor yapay dünyanın tüm özentilerine;içtenliğin zaferi:))
oh hayat da ona güzeeel :)
YanıtlaSilKesinlikle:)) Doğayı taklit etme yetenekleri çok güçlü:)) Bizlerin sonsuz kaygıları,doğallıktan çok öte zorluyor biz insancıkları.))
YanıtlaSil