GÜNEŞİN YELESİ
-------------------------
Güneşin yelesi olur
mu hiç? Olsa olsa Aslanların olur değil mi? Söz, şairlerin, yazarların eline
geçince öyle bir güzel olur ki…
Dante, İlahi
Komedya’da çıkmış olduğu yolculukta; düşsel şiirini oluştururken; Yanın da
günümüzden 2000 yıl önce yaşamış Latin şair Vergilius’u almıştır. O bilge
insanı; onun rehberliğini seçmiştir.
Cehennem, Araf ve
Cennet yolculuğuna çıkabilecek bu konuda düş kuracak en önde gelen insanlar;
şairlerdir. Sınırları zorlarlar; tıpkı bilim insanların kozmosun sınırlarını
zorlayıp, öteleri, daha öteleri merak edip görmek, gitmek istemeleri gibi…
Bu yolculuk
esnasında, Vergilius’un kızgın bakışı Dante’yi üzmüş; hüznünü de değerli bir
şiirle dile getirmiştir;
Hani yıl daha genç iken, güneş, yelesini
Kova'nın dibinde menevişlerken
Ve gece günün yarısına kadar erişirken
Dante, soğuk kış
günlerinin yaşandığı; Ocak ayının en şiddetli zamanını betimler; güneş, kova
burcunun etkisi altındadır. Dante, soğuk ve güneşin etkisiyle; bu menevişlenme de bazı yüzeylerde ki renk dalgacıklarına, güneşin yelesine
benzetir
Düşsel yolculukların
sınırı ve sınırsızlığı, her daim insanın içsel dürtü ve hücre hafızalarında
saklı zenginliklerin bir başka görüntüsüdür. Durmadan eşelenmek ister.
Şaşırmak, şaşırtmak, özgün bir önemsenme içinde, sonsuza dokunan bir zerrenin
ruhu olduğunun bilinciyle; varlığının insanlığa dokunuşunu, ses getirişini
duymak, görmek ister…
Güven Serin
yele ve meneviş ne güzelmiş o cümleler :)
YanıtlaSil
YanıtlaSilKesinlikle :))