ÖKSEL DEMİR, AHMET
SAY DOSTLUĞU
---------------------------------------------------
Öksel Demir
Tekirdağ, Ahmet Say ise Ankara’da yaşıyor. Dostluklar ise, saatte 105 Bin km
süratle, uzay yolunda ilerleyen dünyamızı kaplayan büyük boşlukta-atmosferde…
Öksel Demir’i ne
kadar tanıtsak azken; Ahmet Say’ın müziğe yaptığı katkıyı, Fazıl Say gibi bir
dâhinin babası olmayı hak edici bir genetik soyluluğa sahipliğini de vurgulamak
isterim.
Ahmet Say,
eserleriyle öne çıktığı kadar eğitime inanmış engin felsefesi, her daim kültür alanında,
yaşamın, yaşama hakkının barışçıl, sevgi dolu bir hayat sürmenin aynı zamanda
değerlerin değerine; bilime, öğretime, sanata sarılmakla var olacağının kıymetini
bilen bir insan…
SAY Yayınlarının
kurucusu olduğu kadar okullarda temel eser olarak okutulan nice eserin de yazarı;
sahibi odur.
Ahmet Say;
Ankara’dan, Mustafa Kemal’in ve Türk Halkının yabanıl kırlardan, hasta adam
ülkesi sayılan ülkenin içerisinden doğmuştur.
Öksel Demir, nice
diyar gezdikten sonra eğitim, öğretim ve gelişim adına; tekrar doğduğu şehre
demir atmış bir öğretmen; öğretici… Şairliği kadar sanayi devrimine,
düşüncesine inanmış bir vatanperver…
Edebi, sanatsal
yoksulluğa terkedilmiş Tekirdağ’a soluk, ışık; öyküler, şiirler hediye etmiş
bir ozan; bir başka eseri vermek için çalışma atölyeme uğradı. Öksel Demir’in
de çalışmalarının içerisinde olduğu; ortak bir çalışma;
Trakya’nın Renkli Dünyası; Aşrı Memleket kitabını hediye etti.
Tuncay Bilecen ve İbrahim Dizman derlemesiyle ortaya çıkarılmış bir eser. Uzanacağı,
uzandığı zaman; zamanlar gezintisi, belki de ruhlara, edebi, masalımsı bir
şarkı söyleminde…
İçerisinde neler yok
ki? Trakya Düğünlerinden, Mitolojide ki Trak insanlarından, Öteki Trakyalılara,
Öksel Demir’in Mavi Gözlü Kentine kadar…
Edebi dünyanın
ruhunda suskunluk kadar konuşma, kavuşma ve aynı zamanda sentezlere dokunacak hikâyelere
de ihtiyaç vardır. Öksel Demir nice zamandır uğramıyordu. Elinde ki kitabı,
içinde ki geçmişin bugüne yansıyan hazineleriyle geldi.
Sohbetin içeriyi,
uzandığı alanlar; ta ki atölyemde duran Fazıl Say’ın konser kitapçığının
görülmesiyle yön değiştirdi. Öksel Demir Fazıl Sayı, en çocuk haliyle nice anı
ve hatıranın içerisinden güne taşıdığı bilinciyle anlattı.
Bu durumda, Fazıl
Say’ın babası Ahmet Say ile olan dostlukları da ortaya çıktı. Hazır bu
dostluktan söz edilmişken Öksel Demir Ahmet Say’ı telefonla aradı. Tekirdağ
Ankara arası, uygarlığın buluşu olan ses sanatının hikâyesi başlamış oldu.
Öksel Demir Ahmet
Say konuşması bana kadar uzandı. Benden söz edince telefonu bana uzattı.
Telefonun öteki ucunda; Başkentte Ahmet Say. Seste ki nezaket, sanat insanının tokluğu, özümsenmişliği insana güven veren değerli bir buluşma-konuşma anı oldu.
Sözün bağlanacağı bir
yer yoktu. Hepimizin en ortak yönü; Ülke ve Cumhuriyet sevdası… Konuşmanın
latifeye yönelen tarafı; Ahmet Say’ı şehrimize davet ettik. Öksel Demir rakıları,
ben köfteleri söylemekle insansı bir gayret, nezaket içerisinde sonlanan
değerli bir konuşma-buluşma anı…
Bu buluşma, evrenin
zaman saatine nasıl yazılacak bilemiyorum! Bildiğim şey; dünya zamanına; 23
Ocak 2018 saat; 16,00 olarak yazıldı. 83 yaşında; halen genç, heyecan ve
nezaket insan, ülke sevgisi dolu bir ses; müzik insanı…
Geride kalan
heyecanlı bir bekleyiş ve bu anı hatıraları, yaşamın içerisinde her daim,
yaşama katkı veren bir şekilde tutmak… Birde, Ahmet Say’ın adresime yollayacağı
kendisinin ve oğlu Fazıl Say’ın kitaplarını getirecek kargo şirketinin
çalışanının beklemek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder