Sayfalar

7 Aralık 2017 Perşembe

KAYNANA,GELİNE KARŞI...

KAYNANA, GELİNE KARŞI…
--------------------------------

  Bu tür ilişkilerde, psikolojik durum çok önemlidir. Birisi oğlunu kaptırdım, oğlum boyun eğdi derdine düşmüş, diğeri; “size ne oluyor? Bu bizim hayatımız! Kocam, yalnız benimdir!” inancıyla, oya işler gibi işler gün ve gecenin içine yayılan sosyolojik örtüyü.

  Oturduğum mekânda akşam vakti. Gün, henüz gecenin içinde eriyip gitmemiş… Yan taraftaki masaya; üç aile geldi. Üç masa birleştirildi özenle. Denizin hemen dibinde; deniz ise sakin bir çizgide… Yunuslar, kıyıların temizlenişine, şenlik havasında dolanıyorlar; Tekirdağ sahilinde…

  Üç aile; üçü de birbirlerine akraba… Baba, anne; kızları, oğulları; elbette, damat ve gelinleri… Büyük ittifakın hemen yakınındayım. Büyük ayrılığın, destansı pusuların, alt etme oyunlarının da çok yakınında; her söylemleri; masama, çaydan önce geliyor.

  Anne ile kızı; çoktan gelinlerine cephe almışlar. Gelin; anasın gözü bir güzellikte; onların bu halini biliyor. Tuzak çok basit; çocuklarını aşırı korumacılık anlayışıyla; babaanne ve halaya yakın olmalarını engelliyor.

  Oğul; işi, akşamüstü sakinliğine bağlamış. Bir parça saf, biraz kentli; güya yorgun ve ağrıları var… Sigara üstüne sigara…

  Savaş, kaçınılmaz! Geçici anlaşmaların hiçbirinin kalıcılığı yok. Çünkü anlaşma maddelerinde saygıya, sosyolojiye, psikolojiye dair hiçbir şey yok…

  Gelin masadan kalkıp çocuklarının peşine düşünce; kaynana ve kızı; veriyor veriştiriyor… Gelin, zafer kazanmışçasına; o masada, onların evinde fazla kalmayacak oluşunun soğuk; kutupsal püskürmeleriyle; ağrılarını tetikliyor; muhtemelen, hastalanıp erken gidecekler…

  En tarafsız olan damat! Suya sabuna dokunmadan; gecenin sefasını sürüyor. Ta ki, onun annesi ve babası da o masaya geleceği güne kadar…

 Masada karlı çıkan birisi yok. Sevgi çoktan terk etmiş o aileleri. Bireyselliğin tek çözüm olduğuna inanmışlar. Bir de taşlama sanatının sakinliğinin, çekilmez oluşunun farkında bile değiller.

  İster istemez kayınpeder ne yapıyor bu durumda? Bu soru geliyor aklınıza! Oğlunun yaptığını, suya sabuna dokunmadan, birlikte oldukları zamanın keyfini çıkartmaya çalışıyor…

  Sosyoloji, psikoloji, edebiyat; ne büyük gayretleri vardır insanı törpülemek adına. İnsan bu ilimlere bir arkasını dönebilse; ne kirli ittifaklar yıkılacak; bir bilebilse şu zavallı ömrü, debelenerek geçmeden…

 Güven Serin 


2 yorum: