Sayfalar

25 Nisan 2017 Salı

VATANI NASIL KURTARACAĞIZ?



"Üniforma kötü insanlara hiç soyluluk verir mi?
Altın palan vursan eşek yine eşektir." 



VATANI NASIL KURTARACAĞIZ?
-------------------

  Mutlakıyet rejiminden hemen sonra Meşrutiyet’e geçilmişti. İlk kez, güneşli bir hafta sonunda,1865 yılı; gençler, ulu ağaçların altında toplanmıştı. Bu gençlerden birisi, Namık Kemaldir. Yer, Belgrat Ormanlarındandır.

  Namık Kemal oldukça heyecanlı; daha 18’i içinde; “ Arkadaşlar işin kuramsal yanını bırakın da derhal ne yapacağız onları konuşalım. Vatanı nasıl kurtaracağız?”

  Fransa’da ki devrim çalışmalarından söz ediyorlardı. Hava kararmış, akşam, geceye dönüşürken onlar, tartışmaya devam ediyorlar. Ertesi hafta ise kaldıkları yerden bu sefer; Anadolu Kavağı’nda bulunan Yuşa Tepesinde toplantılar.

  Yeni Osmanlılar Cemiyeti ismiyle yepyeni bir örgüt kurmanın temelleri Yuşa Tepesi tanıklığıyla atılmış oldu.

  Onlara kimler sempati duymuyordu ki? Mısırlı Prens Mustafa Fazıl Paşa, onları çok yakından takip ediyordu. Daha sonra, yazgının törpüleri Prens Mustafa Fazıl Paşa’yı İstanbul’un dışına, sürgüne yollayacaktır. Sultan Abdülaziz’in; daha doğrusu, üretmeyen, ilime, teknolojiye öncelik vermeyen sultanlığın dış güçler tarafından hileli satranç oyunlarına dâhil edilme süreci yine hızlanmaya başlamıştı.  

  Bugünün gelinen noktası; her daim, yol, köprü ile övünmeyi, stratejik üretimlerle besleyememiş olmamızın, yetişmiş beyinleri, aydınları kaçırmayı durduramayışıyla şekillenen, birbirine güvenmeyen insanlar topluluğu haline gelmiş oluşumuz; tıpkı 150 yıl önceki,100 yıl öncesinin hileli satranç oyunlarının başlangıcının verildiğini görmek mümkündür.

 İç dinamikler; akıldan, ilimden, sosyolojiden, akılcı siyasetten uzaklaştığı anda; muhteşem rakiplerimiz, soylu düşmanlarımız derhal; bin bir çeşit oyun ve oyuncularını sahneye sürüyorlar. Çoğunun, sahnedeki görevinden haberi bile yok…

  O günün aydınları, gençleri arasında Ziya Paşa’da vardır. Hani, şiirleriyle kendi zamanını olduğu gibi anlatan, yazar, şair Ziya Paşa. Bu şiiri, bugünü de, dünü de, yarını da anlamak, anlamlandırmak için paha biçilmezdir;

Eyvah! Bu oyunda bizler yine yandık
Çünkü zarar ortada bilmem biz ne kazandık

Kâfirler diyarını, yani batı ülkelerini gezdim, kentler güzel köşkler gördüm,
Müslüman ülkeleri dolaştım, hep yıkıntılar gördüm.

 Güven Serin



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder