BRONZ DANSÇI HEYKELİ
Bir gün;1960’lı
yıllar, John Berger’ Edgar Degas’ın sanatıyla doğan, sesini duyuran 14 yaşında
dansçı bir kızı anlatan heykelin karşısına geçer. Öğrendiklerini, deneyimlerini
sanatsal bir sezgiyle yoğurur.
Ortaya bir şiir
çıkar; Degas’nın Bronz Dansçı Heykeli Üstüne…
Gövdeyi bacaklar
taşır diyorsun
Ama sen gövdenin büyümeye başladığı
Topuktaki tohumu
Görmedin mi hiç?
(Eğer köprüleri yapan sensen,
Ve sanıyorum ki sensin)Her pozun
Kendi doğal dengesi olması gerekir diyorsun,
Ama sen dansçıların inatçı kaslarıyla
Kendi doğal olmayan dengelerini sağladığını
Görmedin mi hiç?
(Mantıklı biri olarak ki umarım öylesin)
İki ayaklılarının evriminin
Çok eskiden gerçekleştiğini söylüyorsun
Ama sen kalçanın az önünden
Yirmi santim aşağıda insan bedeninin
Çatallaşarak ikiye ayrılacağının
O mucizevî işaretini
Görmedin mi hiç?
Öyleyse gel birlikte bakalım
(Biz ikimiz de biliriz
Işığın zaman ve mekânın
Aracısı olduğunu)
Gel bu figüre bakalım
Ben tanrıçamı, sen de
Ağırlığın neyi taşıdığını
Doğrulamak için.
Edvar Degas’ın
orijinal heykeli balmumundan olmasına rağmen, ısrar etseler de bronz
dökmemiştir. İstememiştir sonsuza kadar yaşamasını. Onun felsefesiyle bu büyük
sorumluluktur…
Degas öldükten sonra
varisleri izin vermişlerdir bronzdan Degas Heykellerine.
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder