AÇLIĞIN FAYDALARI
------------------------
Coşmuş olan
teknoloji sınır tanımayan önerilerle karşımıza çıkıyor. Şimdi; tam da bu
zamanda altyapılarımızı sorgulama zamanı! Yani, karar verebilme yetisine sahip
miyiz; değil miyiz?
Tıpkı, içinde 1 milyon
kitap bulunan kütüphaneye gidip ne alacağımızı bilmek gibi; besinlerin sonsuz
faydasıyla zararını bilmek; öğrenip yaşamımıza katmanın en kritik zamanlarında
bulunuyoruz.
Çünkü ya kara-kuru,
yağı alınmış insanlara, ya da oldukça kilolu, her iki aşamada sağlığı bozulmuş
insanlara döndük.
Biliyorum; “Atın
ölümü arpadan olsun” atasözleri, bize yerli yersiz destek veriyor. Bir de; “
Bir şey olmaz!” söylemi, sanki evrensel bir kültür gibi aslında çok değerli bir
virüs gibi ruhumuz ile bedenimizi sarmış durumda.
Sözün özü; çok param
var, çok yerim; çok sağlıklı olurum; mantığının hiçbir faydası yok! O yüzden
inceleniyor 130–140 yıl yaşaya bilen Budist rahipler. O yüzden, Orta Asya’da
100 yaşını çoktan aşmış insanların varlığı bilim dünyasını harekete geçiriyor;
bilinen önerilerin, ticari yalanların ötesinde daha az, daha seçici
beslendikleri için bu insanlar daha uzun ve sağlıklı yaşıyorlar.
Beyin dergisi Mayıs
Haziran sayısında Açlığın Sıra Dışı Faydalarından söz ediyor. Seçici olmanın,
ne bulursak yememenin beden için ne büyük zenginlik olduğundan…
Az yemenin
bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri; güçlenen bağışıklık sistemi
sayesinde daha az hastalanacağımız gün gibi ortada.
Ayrıca, kimse
korkmasın; can boğazdan gelir elbet; burada yine insan seçiciliği ve iradesi
giriyor ortaya; kendimize eziyet etmeden, besinleri azaltabilir, en az iki
günde bir, beslenmemizi yarı yarıya düşürüp; açlık çeken hücrelerin, zararlı
hücreleri parçalayıp yok etme şölenini duyumsaya biliriz.
Bilinen hastalıklar;
Kanser, Alzheimer, Parkinson, Kalp Rahatsızlıkları, Sindirim Bozuklukları;
hepsi yanlış beslenmenin sonucu değil midir? Tam da zamanı; kendimizi
önemsemenin; çok uzun yıllar yaşamaktan öte; kısa bir ömür bile sürsek; son ana
kadar vücut ve ruhsal bir esenlik içinde…
Biliyoruz ki, aç ve
açıkta olan tokluğu yaşamadıysa; yaşatılmadıysa; bu hakkı kendinde
görmedi-görülmediyse; bizim tokluğumuz her daim sinir bozucu olacaktır. Dinler,
işte bu gerçeği yıllar; yüzyıllar önceden haykırdılar; her ne kadar, esas
amacın dışına taşmış olsalar da; insan ruhunun gerçek ilkelliklerini de yok
etmeye çalıştılar.
İlkellik dedim de;
hiçbir ilkel yaşam; toptan yok edici olmuyor insan gibi; çevresini bu kadar
değiştiren tek mucize veya felaket…
Güven Serin
'İnsanlığın en utanç verici görüntüsü açlıktır.' diyor Doğan Kuban ‘ Her gün daha zengin olmak için yollar arayan sözde insanlığın, bir milyar insanın aç bırakılmasına neden olduğunun…’ altını çizerek. Bir yanda müthiş bir doyumsuzluk diğer yanda bu doyumsuzluğun neden olduğu açlıklar, sefillikler kol geziyor. Ne, tamamen açlık, ne de, tamamen tokluk. İşin sırrı az ve öz beslenmekte, gerektiği kadar yemek yemekte. Aslolan kaliteli bir yaşam! Hayatın her kesitinde seçici ve dengeli olabilmek. 100 yaşını çoktan aşmış, daha uzun ve sağlıklı yaşayan Orta Asyalı insanlardan öğreneceğimiz çok şey var.
YanıtlaSilHepimizin ortak kaygısıdır sağlıklı bir yaşam sürebilmek, yaşam kalitesini yükseltebilmek. Çünkü her şeyin başı sağlık. Böyle bir bilincin oluşması için çaba sarf etmek ve yeniliklere, yeni öğretilere açık olmak gerekir. Farkındalık yaratan bu önemli yazı için teşekkürler Güven.
Sağlıklı beslenmek gerek... paketli gıdalar zararlı maalesef...
YanıtlaSil:)
YanıtlaSilSevgili Esin,bazen yaşama nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. O kadar büyük donanım ve sonsuz bir seçenek sunuyor ki;kısır dünyamızda birkaç sözcükle izah etmeye çalışıyorken,daha da zor duruma düşüyoruz. Yalancı dünya,zalim dünya,gibi olgular,neyin eşelenmesidir bilemiyorum;yoktan var edilmiş bizlere sunulan bu detayların sonsuzluğu,kısmen bilim insanları,filozoflar ve sanatçılar tarafından algılanıyor...
Teşekkür ederim Kafa Dergi...
YanıtlaSil