PİRAYE ve NAZIM
-------------------
Küçük; belki minicik
bir kadındır Piraye. Nazım ile sevgisi, edebi dünyaya sunduğu buket; bir orman
kadar büyük; geniş ve derindir…
Bazı safdiller
sanatçının rahattan, huzurdan, insanı insan yapan duygulardan arınmanın
besleyeceğini sanırlar. Hâlbuki insanın yolculuğunda yaşamın eksiksiz olan
bütünlüğüdür fayda, huzur, devamlılık sağlayan şey…
Sanatçı ne kadar çok
toplumdan, toplumu biçimlendiren eksiklerden, aksamalardan kaçarsa, o kadar
sanatından uzaklaşır. Nazım’da kendi sevdalarından kaçmayarak, yüzleşmeyi
tercih eden; bu tercihlerin zorlukları, yürek acıları onu dağlarken, o şiir
dünyasına usta bir mimar gibi dize taşıyarak, yangınını; yangınları sündürüp,
kendi kulübesini inşa etti.
Piraye Nazım’ın döşeğinden,
yanından eksik oldu olmasına; yüreğinden ise hiç eksik olmadı… Piraye’ye
yazdığı ilk dönem şiirlerinden birisi, bunun en etkili kanıtı, anlatımıdır;
Abe şair,
Bizim de bir sözümüz var
“aşka dair.”
O meretten bizde çakarız biraz…
(…)
Deli çığlıklar atıp avaz avaz
Burnumun dibinde geçti de yaz,
Ben, bir demet mor menekşe olsun
Getiremedim
Sana!
Ne halt ettik,
Dostların karnı açtı
Kıydık menekşe parasına!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder