Kamera; Güven
Sanatçının ağzından çıkacak her sözcük;saygı,merak
ve yaşama dair bir açlıkla bekleniyor.
Kamera; Güven
Kamera; Güven
Ahmet Selçuk Özbek Kızılışık
AHMET
SELÇUK ÖZBEK KIZILIŞIK
Tam olarak böyle; yiğit nasıl lakabıyla bilinirse, sanatçı
da ismi, soy ismi; felsefesi, sanat anlayışıyla anılmak ister.
Ahmet Selçuk Özbek
Kızılışık; sevgili ağabeyim ve dostum; sanat ve tarihsel yolun yoldaşı
arkadaşım nihayet kendi atölyesine kavuştu.
İstanbul, o büyük
orman; devasa okyanus kendi içerisinden var ettiği insanı; sanata adanmış
sanatçıyı yine kendi içerisinde bu kez Asya tarafında onurlandırma ödülünü
verdi.
Sanatçının çocukluğu
Sultanahmet, Fener ve ön önemli kısmı Küçük Ayasofya bölgesinde, denizin kara
ile hemen buluştuğu yerde şekillendi; mistik, tarihsel, mimari, sosyolojik
birçok olgu burada ekildi, tohum halinden filize doğru ilerledi.
Güneşle ilk kez burada;
tıpkı denizle buluştuğu gibi; kâgir bir evin, Bizans surlarına uzanan balkonu,
denizin bir atlayış; dalış mesafesinde; Asya kıtasının tam karşısında bu yer;
Küçük Ayasofya bölgesi aynı zamanda İbrahim Çallı’dan Bedri Rahmi’ye; Bedri
Rahmi’den Ahmet Selçuk Özbek Kızılışık’a kadar uzanacak bir sanatın buluşmasını
yaşatacak çocuğun evidir.
Ahmet Selçuk Özbek
Kızılışık Bedri Rahmi’nin öğrencisidir. Hani şu dizeleri yazan; ressam şair
Eyüboğlu;
Karadutum, çatal karam, çingenem,
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Hani şu dizeleri de
gökyüzüne, aziz ülkeme; ülkemin bitirilen köylerine bugünü görmüş gibi armağan
eden şairin, ressamın öğrencisi;
Yerliyim yerli olmasına
İlmik ilmik, damar damar
Yerliyim.
Şairim,
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım.
Bedri Rahmi Eyüpoğlu
kokusu neredeyse tüm öğrencilerine sinmiştir. Ahmet Selçuk Özbek Kızılışık,
geçmişinden, Avrupa’ya ulaşmış, Asya kültürünün mahcup, derin ve özgün
bonkörlüğünden de beslenir.
Kadırga, Çapa
İlkokulları derken Gedikpaşa Ortaokulu ve Pertevniyal Lisesine ve oradan Mimar
Sinan Üniversitesine giden yolculuk; daha baştan karar vermiş sanatçının
yolculuğudur da…
Uzun yıllar Kadıköy
Saint Joseph Fransız Lisesi Görsel Sanatlar ve Tarih Öğretmenliği yapan Ahmet
Selçuk Özbek Kızılışık şimdi yeni; yepyeni bir döneme; geride bıraktığı
yılların tecrübe, deneyimi ve sanatçının özünde saklı kalan ama bir türlü
gerçekleştirme zamanı bulamadığı eserleri üzerine yoğunlaşma zamanı başladı.
Saint Joseph Fransız
Lisesinden emekli olur olmaz, hiçbir sanatçının yapmadığı gibi kenara, köşeye
çekilme gibi bir lütuf kabul etmeden kendi atölyesini açtı.
Nadir bulunan türler
uygar ülke insanları,kurumları tarafından koruma;kollama altına alınırlar.
Gerçek sanatçılar da oldukça nadirdir. Tıpkı Ahmet Selçuk Özbek Kızılışık gibi…
Sevgili
ağabeyim-dostum; insanlık yolunda yoldaşım; atölyen, yeni hayatın, yeni
başlangıcın kabul ettiğimiz aslında sanatçının dönemlerinden başka bir şey
olmayan bu dönem; hayırlı ve kutlu olsun…
Atölye açılışına
Tekirdağ’ı; bizleri; Habertrak kalemini de dâhil etmen; incelik, hassasiyet
şölenine her daim görgü, insaniyet taşıyan kimliğinin yüz akı olmuş halinden
başka bir hal değildir.
Sartre aydının
işlevini anlatırken; hiç kimse tarafından görevlendirilmemiş ve statüsünü
hiçbir otoriteye borçlu olmayandan söz eder. Sanatçı da böyle birisidir;
canavarlaşmış toplumun büyük kargaşasına rağmen; ısrarla yok sayılır,
öldürülmeye çalışılırken; o evrenin yaratıcısından, onu oluşturan bütün elementlerden,
kemiğinin içinde ki iliklerden ve nöronlarına baskı yapan dürtü, sezgi ve
akıldan beslenen insan…
Ahmet Selçuk Özbek Kızılışık;
Tekirdağ Habertrak ailesi olarak sana yolun yolculuğunda, katıldığın yaşam
töreninde her daim sanatla, halkla, edebiyat, tarih ile sarmaş dolaş olmuş
zamanlar diliyoruz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder