Fotoğraf, İnternetten
AMELİE (SİNEMA)
Dünya kendi
etrafında dönmenin yarattığı yeryüzü servetini hiçbir tereddüt taşımadan
dönmesine; hem de saatte 110 Bin Kilo Metreye yaklaşan bir hızla yol almasına,
o hızı alırken çıkardığı sesi duymuş olsak, nasıl taşıyabileceğimize düşünce
sinyalleri gönderirken, şehir sinemalarında gitmek için filmleri inceliyordum.
Altı filmin
fragmanlarına ve aldığı eleştirilere bakınca içimdeki sinema izleme isteği
gerisin geriye çekildi. Tıpkı, hafif sıcağı hisseden badem ve kiraz ağaçlarının
çiçek açıp, sonra soğuğu görünce sessizce döktükleri çiçekler gibi; gerisin
geriye çekildim.
Elimdeki dergiye
oradaki sinema makalesini işleyen Gamze İyem’in Amelie filmi için yaptığı
yorumu, o büyük yazın resmini hatırladım. Hemen Kafkaokur Dergisini açtım. 46.
sayfaya geldim.
Gamze İyem izlediği
filmi Amelie’yi şu soru cümleyle başlamış;
“ Sinemanın büyüsüne inanır mısınız?”
Kesinlikle evet olan
sözcüğü hücrelerimin özlem dolu fısıltılarına kulak vererek duydum. Seçkin
filmlerin insan ruhuna yapacağı katkının bir şölene dönüşeceğini, döndüğünü
biliyorum.
Gamze İyem, bir başka
soru cümlesiyle Amelie’nin içine girmemi sağladı;
“ Ya imgelerin büyüsüne ve ayrıntılarda gizli yaşamlara?”
Kabalıktan gına
getirmiş, nerdeyse köşe bucak kaçma telaşı içindeki insana bir kurtarıcı gibi
yazın çalışması, hapsolduğumuz dünyayı, sinemanın büyüsüyle Kaf Dağlarının
ardına taşımaya hazır.
Filmin müziği, konusu
Fransız felsefesiyle evrensel dünyaya ait oluşu; telaşı, korkuları, kafa karışıklığını,
hangi yaşta olduğunuzu bir kenara bırakmanızı sağlıyor. Sevdiğiniz bir
öğretmeni dinliyormuş gibi nefes aldığınızı bile duymaktan korkarak,
kaçıracağınız bir tek sözcüğün ne kadar önemli olduğunu, filmin titizliği
ölçüsünde yaşıyorsunuz.
Fransızların
titizliğini, yaşama olan sanatsal düşkünlüklerini bu filmle biraz daha anlamak
mümkün. Büyük kargaşa, araç ve insan trafiğinin büyük uğultusu iki saatliğine
yok oluyor. Var olduğunu bilseniz de, sinema sanatının da hep var olacağını,
insan denen canlının yaratacağı imgelerle nasıl bir kurtuluş, çözüm, çare,
buluş yapacağını Amelie’yi izlerken bulacaksınız.
Filmin başlanıcı
güven veren, babacan, dost bir erkek sesiyle başlıyor;
“ 3 Eylül 1973’te saat 6’yı 28 dakika 32 saniye geçe,
dakikada 14.670 kez kanat çırpabilen, mavi bir sinek Monmartre’da ST. Vincent
sokağına kondu. Aynı saniyede bir lokantanın terasında masa örtüsünün altından
süzülen rüzgârla dans eden bardakları kimse fark etmiyordu.”
Sanırım bu başlangıç
sözcükleri bile bizi şaşırtmaya, bilgi ve görsel kirlilik yüzünden, neleri,
hangi sanatsal kanat çırpışları, sesleri, esintileri kaçırdığımızı da
hatırlatmakta kocaman bir teşekkürü hak ediyor.
Böceğin, sineğin
dakikadaki kanat çırpışının önemi Fransızlar için çok büyük. Onların böcek
dünyasına verdikleri önemi anlamak istiyorsanız Moda’da bulunan Saint – Joseph
Fransız Lisesindeki Böcek Bilim Merkezine(müzesine) gitmenizi tavsiye ederim.
Yüzyıllık uğraşı, titizliği, böcek çeşitliliği karşısında şaşkına döneceksiniz.
Bir dakikada ki böcek
kanat çırpışının ne önemi var diye düşünürseniz; bizim için önemi olmuyor
sanıyor olsanız da bilim için önemi oldukça büyüktür. Tıpkı kuşların kanat
çırpışlarının uçağa dönüşüp güzel, kıymetli bedenlerimizi kıtalar arası,
şehirler, ülkeler arası harika bir konfor içinde uçurması kadar önemlidir işte…
Amelie sadece bir
film değil. Öğretilerle, insan zekâsının sanata yakışan esprileriyle süslenmiş.
Aradığınız şey, insan denen canlının kudurmuşluğunu anlamaksa, nazik ve zarafet
taşırken dahi, koruyucu kalkanlarınızdan hiçbir şey yitirmemek, daha estetik
düşünceler içinde, bugüne kadar kaçırdığınız rüzgârı, şiiri, sevgiyi
arıyorsanız; imgelerden korkuyor, beden hücreleriniz dağınıklık gösteriyorsa,
bu filmi izleyin lütfen…
Dilencinin o gün (Pazar
günü) para kabul etmemesini yine Fransız algısı içinde, insan zekâsı, yaşam
biçimi, sanat ve bilime ne kadar yakın olursa, argonun, kavganın, kabalığın
dilenci ağzıyla “insan hakkına-tercihine” dönüştüğünü görecek, bir parça
kabalığı daha yutkunup, kulaklarınızı, dokunaçlarınızı, dilinizi, öğretilere
olan eksikliğinizi ayarlama telaşına kapılabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder