Sayfalar

11 Ocak 2014 Cumartesi

PATRON MUTLU SON İSTİYOR


Kamera; Güven   Kayseri Yakınları; gidenlerin türküsü


PATRON MUTLU SON İSTİYOR

 Teknoloji ile birlikte sinemada kendi değişimini yaşıyor. Aksiyonu bol olan filmlerde sıra dışı sahneleri bile gerçekmişçesine izleyip o anın muhteşem duygularıyla seyir keyfine ve hayal dünyasına inanılmaz şeyler ekliyorsunuz.

  Patron Mutlu Son İstiyor filmi iyi bir oyuncu kadrosuyla buluşmuş. Filmin çekim yeri Kapadokya-Ürküp, ülkemizin paha biçilmez yerlerinden birisi; o yüzden, bu filmde görsellik senaryonun da ötesine geçmiş.

  Ezgi Mola, oyunculuk dersi veriyor sanki film ile filmdeki karakterle o kadar bütünleşmiş ki; senaryonun zayıf oluşu, esprilerin bayat hali bile yeniden tazelik gösterisi yapıyor. Kelebeğin Rüyası filminden sonra bir Yılmaz Erdoğan filmine heyecan içinde gittim. Elbette aynı heyecanla çıkmasam da, geçirdiğim zamana, Ürgüp’ün nadide güzelliklerine bir kez daha kapıldım.

  Sinema, birkaç saat içinde düşleri sese, görüntüye, eyleme çeviren inanılmaz bir sanat. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, iyi bir konu, oyuncu kadrosu, oyuncuların sanat yetenekleri, müzik ve filmin çekildiği yer çok çok önem taşıyor.

  Kelebeğin Rüyası filmi, Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği bir filmdi. Konusu dram olmasına rağmen, geçmiş ile bugün arasında kurduğu edebi köprü, film sahnelerinin çekildiği yerlerin güzelliği, oyuncuların yüksek başarısı, yıllarca unutulmayacak film hatırası; geçmiş ile bugün arasında güzel bir tokalaşma-sarılma yaşamama neden oldu.

 Patron Mutlu Son İstiyor filminin senaryosu Yılmaz Erdoğan'a ait olsa da, yapımcısı Necati Akpınar. Oyuncu kadrosuna bakınca kendi alanlarında hepsi başarılı oyuncular.Ezgi Mola, Ersin Korkut, Mustafa Uzunyılmaz, Erkan Can, Murat Başoğlu veTolga Çevik; yaptığı işe kendini veren tanınmış yüzler.

  Sinemaya olan inancım ve sinemanın geçmiş ile günümüz arasında kurduğu birliktelik kendimi bildim bileli ilgimi çekti. 1970 yıllarda köyümüzün sineması ve bu sinemayı işleten Hüseyin Beye şükranımı ifade etmeden geçemeyeceğim.

 Şehrimizin biten gece hayatına karşı açılan sinema salonları kendi direnişini yapıyor. Bu direnişe ben ve dostlarım da katkı yapıyor; İlyas Bey, Nazır Öğretmen kırmızı koltuklara yaslanarak bir çocuk heyecan içinde film arkadaşlığı yaptılar. Gazozu muz eksik olmasına rağmen, fındık-fıstığımız eskileri hatırlattı.

  Patron Mutlu Son İstiyor filmi, komedi çeşidine girse de, altınıza işeyecek kadar gülümseme yaşayamayacaksınız. Burada, kendini tekrarlayan ve Amerikan sinemasının büyük etkisi altında kalmış yönetmen ve senarist bir hayal kırıklığı yaşatsa da, filmin oyuncuları; özellikle Ezgi Mola, Eylül karakteriyle dokunulmamış, keşfedilmemiş güzellikleri bir yel esintisiyle huzurunuza taşıyacak;

 Seyrin keyfine, sinemanın hiç bitmeyecek yol alışına siz de tanıklık edip, katkıda bulunun; harcayacağınız her türlü emek, diğer emeklere katkı kadar, kendi iç dünyanıza da harika bir besin olacaktır; ses, görsellik, diyaloglar ve düşlerin esintileri…

 Güven Serin


2 yorum:

  1. Merhaba Güven,

    Kelebeğin Rüyası adlı filmi izledim gerçekten beğendiğim filmler arasına girdi. İçinde şiir olması, eskiyi barındırması bendeki çekiciliğini artırmıştı.

    Patron mutlu son istiyor'uda izlerim vakit bulabilirsem çünkü onda da beni çeken Ürgüp var ki gidip de büyülendiğim bir yerdir Ürgüp.

    Mutlu geceler Güven.

    YanıtlaSil

  2. Günaydın Hamiyet. Elbet git;sinema dünyasının çok sesliliği ve muhteşem renkleri adına; ama Kelebeğin Rüyası filmi ve onun bıraktığı izin yanında çok güzel manzaralar ve birkaç saat eğlence; o kadar...

    YanıtlaSil