Kamera; İlyas Bedesten-Tekirdağ
Selçuk Bey yenilgiyi soylu bir mazerete,
şans senden yana, sözüne bıraktı;
de diyelim,tavlada yenilenin söylediği
güzel sözlerdir..
YAŞAM ve TEVEKKÜL
Gazete başlıklarına, televizyon haberlerine kulak
verdiğimizde ; “İzmir’de Facia”, “ 10 can daha gitti!”, “ Karşıyaka’da hazin
tören” Bunun gibi bir sürü haber; hepsi, insanın en hakiki, en asil vicdanına
sesleniyor. Bu seslenişler, bu törenler bizlerin önlem alması için bir çare
midir? Sanmam; bildim bileli böyle değil mi?
Rüşvetin kol
gezdiği, umarsızlığın tevekkül ile karıştırıldığı bu diyarda, binlerce can
gitti. Binlerce haber okumadık mı “vahşet, korkunç kaza, bu kadar da olur mu?”
sorgulamaları yapılmadı mı?
Tevekkül, Allaha
teslim olmak, güvenmek, dayanmak, bağlanmak; dini anlamı budur. Bu anlamı
aklın, bilimin ışığında yorumlayanlar ise şöyle devam ediyor;
“ Evrendeki olaylar bir düzen ve yasalar çerçevesinde,
sebep-sonuç ilişkisi içinde olmaktadır. İnsanlar akıl ve iradeleriyle bu
sebepleri bulabilirler.”
Hatırlayınız lütfen;
daha düne kadar kamyon kazaları en öndeydi. Neden? Haddinden fazla yük almış
kamyonların hemen hemen hepsinde şu yazı vardı; “ Allah Korusun” Hâlbuki
yaratıcının akıl ile donatılmış, bilgi ve bilim ile güçlenmiş kulları şunları
da biliyor; bir kamyonun taşıyacağı yük ve bakım zamanları vardır. Bunlar
aşılırsa her an felaket olabilir.”
İzmir’de denize
indirilmek istenirken, TC. Değirmendere isimli römorkör yan yatma sebebiyle 8
asker ve 2 işçi öldüler. Elbet bu ölümlere şehitlik rütbesi ve onurlandırıcı
törenler yapıldı. Ya sonra? Hiç bitmeyecek pişkinlikler, sorumsuzluklar,
zamansız ölümler, hangi rütbe ve tören ile yerine getirile bilinir?
Van Loon Tevekkülü
önemseyip, yaşamın huzuru, insanın geleceği hatırına bilimi de ön planda tutan
İsviçre yaşamından bir örnek aktarıyor;
“ İsviçre, her bakımdan saat gibi çalışan bir işletme.
İnsanlığın Vatanı… İsviçre’de bulunan Simplon demiryolu hattının geçtiği
Waliser Alpleri en önemli dağ zincirlerinden birini teşkil eder. Bu dar yerde
21 kadar 4000 metre ve daha fazla yükseklikte tepe vardır. Buradaki vahşi dağ
ırmakları 140 buzul tarafından beslenir. Demir yolu köprülerini alıp götürecek
kadar güçlü ırmaklar olduğu halde şimdiye kadar hiçbir facia yaşanmadı. Bu da
gösteriyor ki, İsviçre demir yolu çalışanları ne büyük sadakat ve disiplin
içinde çalıştıkları ortadadır.”
Uygarlığı hep üst
seviyeye taşıyan memleketleri incelediğimizde bunun gibi binlerce ibretsel
olay, iş ahlakı, neredeyse sanatsal gösteriye dönüşmüşçesine bir saat gibi
tıkır tıkır işler. Ve bizler de imrenmekten öte karışık duygular ile bir
yüceltir, bir suçlar; karmakarışık hastalıklarla, kâbuslara, ölüm törenleriyle
boğuşup dururuz…
Van Loon sözünü
şöyle bitiriyor;
“ Hayat tevekkül, her şeyi kadere bırakma ve adam sende
felsefesine göre yaşamak için çok tehlikelidir”
Bizler tehlikeyi,
törenleri, ağıtları, gözyaşlarını seviyoruz galiba; yoksa değiştirme zamanı
çoktan geldi de geçti; Cumhuriyet bunun için doğdu; bir millet bunun için
küllerinden çıkıverdi; daha ne yapmalı uyanmak için; kaç ölüm, kaç ağıt…
Güven Serin
Van Loon, sözleriyle durumun vahametine parmak basmış. İşin en temel noktası da sadakat ve disiplin! Ahlaklı insan olmak!. Akıl ve iradeyi daima can yeleği gibi görmek.
YanıtlaSilBiz ne zaman refah ve insanca hayatı kendi toplumumuzda yaşayabileceğiz!
Bu arada üstteki tavlalı fotoğraf harika (tematik ) bir foto. Bu anlamlı yazı için teşekkürler Güven.
YanıtlaSilMerhaba Esin. Muhteşem uygarlıkların üzerinde oturduğumuz halde,onları sadece taş-toprak veya müzelik eşya görmek ne kadar hazin ise, akıl ve iradeden uzak düşmek, her şeye soylu bir mazeret bulup bir başka dünyaya havale etmek o kadar hazin...
Teşekkür ederim Esin.
Bu güzel, verimli coğrafya insanının
YanıtlaSilbilime ve çağdaşlığa tevekkül etmesi
dileklerimle güzel yeni bir yıl diliyorum. dostlukla...
YanıtlaSilGünaydın Mehmet Osman Çağlar Bey;dostluk ile,adaletli yaşama,hoşgörüye,sanata,felsefeye amatör ruhların en hakiki doğal inancı ile...