Kamera; Güven Sığacık -Seferihisar-İzmir
KORKUSUZ BÜYÜTEÇ
Köşesinin ismi
Pervasız pertavsız! İlk kez okuyunca, patavatsız bir kişi veya başlık gibi
algıladım. Hâlbuki birkaç harfle bütün anlam ve algı değişiyor; tıpkı “sittin
sene” gibi… Bu sözcüğü ilk kez duyanlar şöyle bir irkilir; argo bir sözcük
söylendi diye. Bir harf bile insanı durduğu yerde hoplatır.
Korkusuz Büyüteç
köşesiyle ün yapmış ve bu ünü hak etmiş bir yazar Enis Batur; tam manasıyla
sözcük cennetine sahip bir insan. CK’da onu okuyacak, onu takip edecekseniz
eğer, sözlük de elinizde düşmeyecek!
Elinde büyüteci ile
inanılmaz bir şekilde eğrileri, doğruları kurcalayıp duruyor. Doğru bildiğinizi
eğri, eğri bildiğinizi ise doğru olarak ondan öğrenme durumunda kalırsanız hiç
şaşırmayın.
İrdelediği son
konulara koyduğu başlık; “ Anlamanın azı çoğu” diye cuk oturmuş… Özellikle Theo
Angelopoulos korkusuz büyütecin elinden kurtulamamış. O duygusal insan,
sinemaya adanmışlığının büyük emekleriyle ortaya çıkarttığı filmi Sonsuzluk ve
Bir Gün, Enis Batur’un yüksek bilgi ve görgüsüyle iyice bir süzgeçten geçmiş.
Daha önceden ilgi
ile izlediğim bu filmi, edebi açıdan ciddi bir eleştiriyle tabi tutmuş. Söz
konusu olan Enis Batur ve onun sözcükleriyle büyütecin altına konan Theo
Angelopoulos olunca dayanamadım usta çırak kültürüne inanmışlığın heyecanı ile
127 dakikalık filmi ağır ağır, durdura durdura tekrardan izledim. Müziği,
duygusallığı, insanı bulunduğu zamana çeken yanıyla madalyonun diğer yüzünü
görme telaşına kapıldım.
Korkusuz Büyüteç de
filmi ikinci defa izlediğinde kaleme sarılıp yazmaya başlamış;
“ On iki yıl aradan sonra Sonsuzluk ve Bir Günü tekrar
izleyince düş kırıklığına uğradım. Dozu epey kaçırılmış santimantalizm,
inandırıcılıktan uzak monolog ve diyaloglar, ucuz edebiyata teğet bir müzik,
melodram boyutlu taşkın bir film.
Sonsuzluk ve Bir
Gün’ün karakterlerinde de simgesel yük ağır basmış; kişiler değil de, durumlar
vurgulanmış. Sahiciliği geniş çapta zedeleyen bir yaklaşım!”
Derinlemesine bir
eleştiri; edebi bilginin, sinema görgüsünün de önemini çıkartıyor ortaya. Kolay
beğendiğim, kanımın Theo ustaya çoktan ısınıp da bazı eksikleri, fazlalıkları
göremediğimden midir bilmiyorum; ben bu duygusallığın, müziğin, hasta ve yaşlı
yazarın bir güne sığdırdığı yaşamın keyfini oldukça fazla çıkarttım; hem de
ikincisinde de; korkusuz büyütecin gözünden de izleyerek…
Yaşam, evrenin
sonsuzluğu kadar seçenekler sunmaya devam ediyor. Merak edilen ve emek harcanan
her şey hakkında öğrendiklerimiz bizim daha ne kadar çok şey öğreneceğimizin de
büyük kanıtıdır.
İster sinema, ister
müzik alanında olsun; derinlemesine önemsediğimiz her oluşum, sanat olayı,
sıradan sandığımız herhangi bir yaşam formu veya hareketi; yepyeni sözcüklere,
düşüncelere sarılmamıza, belki de yeni keşiflerin kâşifi olma coşkusuna
kavuşturacaktır bizi.
Sonsuzluk ve Bir Gün,
unutamayacağım filmlerden birisi. Sinemanın düşündürücü tarafını, müziğin, mekânların,
tabiatın da arka planda yer almasının mitolojik hissedişlerini, şairin,
yönetmenin gözüyle de izledim; ağır ağır…
Sözcük satın alan
şairin İtalya’da yaşarken ülkesi Yunanistan'ın özgürlüğünü kavuşacağını duyar
duymaz ülkesine koşmasını takdir ile karşıladım. Sözcüklere verdiği değer,
belki de insanlığın büyük çoğunluğunun aradığı sözcükleri o da arıyordu. Özgür
Tutsak şiirini tamamlayacak sözcükleri arıyordu; sürekli sözcük satın almasına
rağmen tüm hayatı boyunca bitiremeyeceği şiiri…
Filmin içindeki hasta
yazar ve Arnavutluk’tan kaçan küçük çocuğun çok az sözcük ile anlaşması, insan
denen canlının büyük kargaşadan kurtulup yalnızlığını, acılarını sevgi ile
ekmeğe başladığı zaman ne kadar az kelimeler ile de mutlu olup sevebileceğinin
de öyküsünü bulacaksınız bu büyük duygusallığın zirve yaptığı filmde.
Bir parça emek
harcamak, süzülecek her türlü damlayı hak etmek demek. Hem benim gözümle, hem
de korkusuz büyüteç’in usta eleştirmen gözüyle izleyin!
Merak ettiğimiz ne çok şey var hayatın içinde öyle değil mi!. Her keşif ayrı bir heyecan.. Hayatı sorgularken, bir tarafta yaşamın içinde var olduğumuz canlı hayat diğer yandan sinemanın büyülü dünyası ve ona hayat veren sanat insanlarının iç dünyalarında canlandırdıkları o bambaşka hayatların gizleri arasında kaybolmak bambaşka bir haz.
YanıtlaSilFilme dair değerlendirmelerin için teşekkür ederim Değerli Güven. 'Sonsuzluk ve Bir Gün' adını duyduğum ama izlemediğim bir filmdi. En kısa zamanda izleyeceğim bu filmi..
Esenlikler ve iyi haftalar dilerim..
Günaydın sevgili Esin. Sanatın her dalı,insana verilen sanki hiç bitmeyecekmiş yaşamlar gibi. Hani çok sevdiğiniz birisinin yüzüne bakınca, bakışlar içinde bakış görürsünüz; işte sanat;sinema,tiyatro böyle bir şey...
YanıtlaSilİyi seyirler ve irdelemeler dilerim Esin.