Sayfalar

3 Mart 2012 Cumartesi

BİR DEMET ÇİÇEK

Kamera; Güven- Antalya-

Çitlenbik Ağacı
Döndüm dolaştım yine buraya geldim.
Çitlenbik ağacı ve kurs alıp amirlerinden
sıkı ders-disiplin almış asker de hep
orada.
Bir ben vardım benden içe, belki benden
öte; şarkıdaki diğer ben'ler gibi...
İnsan, ben'i; benliği aramaya başlamasın,
dağ, taş, toprak, tepe, ırmak, dere, küçük
bir çiçek, bir şarkı, bir şiir, bir ses-nefes;
sarayları,küpler dolusu altınları, mertebeleri
istemediğinizin soylu kabul edişini
anlatır size.
Çitlenbik ağacı da öyle; hatıraları saklıyor
kendisinde. Tanıklık ettiği her şeyi,
her sesi, dokunuşu, öpüşmeyi;
insanın deli deli akan heyecanı
gibi ortalığa dökmüyor.

                                                    BİR DEMET ÇİÇEK



 Bir demet çiçek ne anlatır size? Bir demet sevgiyi mi? Bir nefeslik aşkı mı? Yoksa bir ömürlük hayat yolculuğumuzu mu? Doğanın vazgeçilmezi olan çiçekler insandan çok önce vardı. Renkleri ve kokuları insan tarafından anlamlandırıldı, onlarla anılır oldular. Her çiçeğin rengi, kokusu, biçimi kendi tarzını, insan tarafından hissettiği duyguyu insana ilettiler.

 Kısacası dostlarım, çiçekler de yaşamın bir dilidir. Tabiatın anlattığı bir dil. Aynı zamanda insan insanlaştıkça kendini de bulur bu dilin anlatımı içinde.

 Bir demet, hatta bir tek çiçek belki ilk seslenişin, belki de son, seslenişin tanıklığını yaptı ve yapacak… Belki bir ömür adına bir kucak minnet duygusunu anlatacak…

 Bir demet çiçekle insan diğer insana; yani sevdiğine, canının cananına çok şeyi anlatır. Ya, sanata bulaşmış, aldığı hava bile sanatın filtresinden, içtiği su bile sanatın imbiğinden geçen yazar nasıl anlatır sevgi ve saygısını?

 Zeynep Oral Esintiler isimli köşesinde bir demet çiçekle anlatmış sevgi ve saygısını. Tarık Akan’a Türkiye-Almanya Film Festivali’nde onur ödülü verildi. Hayatını sanata adamış, sanatın ışığı, rehberi olmuş sanatçıyı seven dostu Zeynep Oral da bir demet çiçeği yazarlık sanatı ile buluşturarak göndermiş.

 İnsan isteyince; sevgiyi, bir yazı, bir demet çiçek, bir küçük nesnede bile inşa edip kendi sanatını meydana getiriyor. Zeynep Oral da dostu Tarık Akan için böyle bir yol izlemiş. Benim çok hoşuma giden bu çalışmayı kendi köşemde paylaşmaktan dolayı onur duyacağım.

Ve ben susuyorum. Söz, konuşma, piyanonun tuşlarına basma sırası Zeynep Oral’da:

“Doğrusu bu akşam orada olup onu kutlamak isterdim, en azından kendisine bir demeç çiçek vermek isterdim… Gelin görün ki şu anda Almanya’da değil Atina’dayım… Kaldı ki bu karda kışta gönlümdeki çiçek demetini kolay kolay bulamazdım oralarda… En iyisi çiçeklerimi ben ona bu köşeden sunayım.

 Bir tutam kır papatyası: “Yakışıklı Jön”-“Temiz aile çocuğu” (her ne demekse) masum delikanlı imgesi ile çevirdiği “Hababam Sınıfı” da dâhil olmak üzere, ilk filmleri için…

Kucak dolusu kırmızı karanfil: Oyunculukta ustalaştığı, toplumsal eleştiriyi içselleştirdiği, “Nehir”, “Kanal”, “Maden”, “Sürü”, “Adak” gibi filmler için…

Demetimin tam ortasına yerleştirilecek kıpkırmızı bir gül: “Yol” filmi için… (Festivali bu film açtı)

 Mavi ortancalar: Faşist darbe yıllarında, 80’lerde bile düşüncelerinden hiç ödün vermeden dört elle sarıldığı “Pehlivan”, “Ses”, “Derman” gibi filmler için…

 Kırmızı beyaz laleler: 90’lı yıllarda darbeleri lanetleyen “Karartma Geceler”, “Eylül Fırtınası” gibi filmlerle, namuslu ve bilinçli seçimler yaptığı için…

 Sarı krizantem: İki yıl önce izlediğim, yanılmıyorsam şimdi son filmi olan “Deli Deli Olma” daki yaşlı kompozisyonu için… Yorulmak bilmeden sürekli çalışıp yüzü aşkın filmin her birinde kendisiyle yarıştığı, kendini aşmaya çalıştığı ve canlandırdığı her kişiye bizleri inandırdığı için…

 Kucak dolusu gelincik: Son yıllarda yönetmen olarak gerçekleştirdiği belgeseller için… Bunların sonuncusu “Bir Meçhul Öğretmen”di.

 Bir demet hercai menekşe: Sinemadan kazandığı geliri, yatlara, katlara, mal mülk edinmeye değil, Cumhuriyet ilkelerine bağlı öğrenci yetiştirmeye hedeflemiş bir ilim yuvasını, Özel Taş İlköğretim Okulu’nu kurduğu için…

 Bir adet beyaz orkide: Meslek yaşamıyla, meslek dışı yaşamını; daha güzel dünya, daha adil Türkiye özlemiyle, var olma biçimini; düşüncesiyle söylemini, söylemiyle eylemini bir kıldığı için…

 Sarı, beyaz, mavi kardelenler: Kimseye çaktırmadan, reklâmını yapmadan inandığı ilkeler doğrultusunda çalışan STK’lere yaptığı yardımlar için…

Bir demet aslanağzı: Direnmeyi bildiği için…
Bir avuç yasemin: Örnek oluşturduğu için…
Bir adet manolya: Dostlukların değerini bildiği için…

 Sanata adanmış, aldığı hava, içtiği su, ısındığı ateş, bastığı toprak bile sanatla kutsanmış insanların seslenişi; bir demet çiçek sunuşu böyle olur işte…

 Beni yanıltmayan, kırk yıl önce sevdiğimiz, saydığımız ve önemle takip edip izlediğim sanat adamı Tarık Akan’a bende teşekkürümü sunuyorum; ellerim acıyana kadar alkışlama isteği ile el sallıyorum…

 Güven Serin

2 yorum:

  1. Sevgili Güven; harika yazıyı sayfanda güzel sözcüklerinle sunduğun için çok teşekkürler.
    İzninle bir tamamlama yapmak istiyorum,belgeselin içeri konusunda.
    Kucak dolusu gelincikler verirken Zeynep Oral diyor ki:
    "Bir Meçhul Öğretmen"di. Ülkemizdeki Köy Enstitüleri gerçeğini, bugün 80'li yaşlarını aşmış Arifiye Köy Enstitüsü mezunu Ayşe ve Mehmet Bayındır öğretmenlerin öykülerinin izini sürerek bize anlatıyordu. Tüm meçhul 'öğretmenlere adanmış bu belgeseli gözyaşlarımı tutamayarak izledim...
    "

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Arzu öğretmenim. Önemli bir açıklama yapmışsınız. Sevgi ve saygı ile... Tüm öğretmenlere selam olsun; tüm öğreticilere...

    YanıtlaSil