Cemal Süreyya
Beni öp sonra doğur beni
Şimdi
Utançtır tanelenen
Sarışın çocukların başaklarında
Ovadan
Gözü bağlı bir laylak kokusu ovadan
Çeviriyor o küçücük güneşimizi
Taşarak evlerden taraçalardan
Gelip sesime yerleşiyor
Kamera; Güven
Güven'in Kitaplığı:))
Aracım yok, köşküm yok diye üzülmedim hiç!
Ama küçük bir kütüphanem yok diye hep
üzüldüm; beyni olan canlının beyni ile...
Şimdi üç paraya alınan bir kitaplığım var ve
üç paralık kitaplığın dünyaları ayağımıza
getirdiği; küçük dünyamızın diğer dünyalara
açıldığının gerçeği var.
KIRLANGICIN ÖMRÜ
İlkbahar ile birlikte ülkemize Afrika’dan göç eden minik kırlangıçların ömrü 9 yıldır. Yani kırlangıç 9 yıllık ömre, 9 seyahat-göç sığdırır.
Lokman Hekim uzum ömrü için kartalın yaşam süresini seçmiş. O zamanlar kartalın 80 yıl ömrü olduğuna inanılırmış. Lokman Hekim’de 7 kartal ömrü kadar yaşar. Yani 560 yıl.
Cemal Süreyya kendi ömrü için kırlangıcı seçer. Hani, ömrü gibi kendi de küçük olan kırlangıcı. Cemal Süreyya kendi ömrü için 7 kırlangıç ömrü ister. Altısını ardı ardına yaşadık, geriye bir kırlangıç ömrü kaldı, diyen de kendisidir.
Cemal Süreyya’nın kendi ömrü için kırlangıcı niye seçtiği bilinmez! Ama kırlangıçların muhteşem uçuşlarını, inanılmaz manevralarını, yuvalarını kurarken çamur ve tükürükten nasıl bir inşaat yaptığını bilmeyen yoktur. Kırlangıçlar bir insan olsaydı; sanırım Japonlar gibi çalışkan ve yine; yepyeni buluşlara imza atan disiplinli insanlar olurlardı.
Kırlangıcı bildiğimiz kadar Cemal Süreyya’yı bilmeyiz. Zaten Cemal Süreyya’da bir kırlangıç utangaçlığında, üretkenliğinde, gizliliğinde yaşadı. Yaşamına bildiği en iyi işi; şiirleri yazarak; şiirde felsefeyi, aşkı, özlemleri, mizahı anlatarak yapabileceği en güzel katkıları yaptı. Bir gün Cemal Süreyya’nın mezarı bile kaybolduğunda; kırlangıçlar yine gelecek; yine çalışkanlıkları ile yuva kuracaklar, küçük sinekleri avlayıp mutlu-mesut bir şekilde öteceklerdir. Cemal Süreyya’nın şiirleri de keşfedenler tarafından yeni; yepyeni bir kıta bulmuşçasına heyecan yaratacak; kaybolmuşluk girdabında dönenlere yeni bir yol olacaktır…
Cemal Süreyya’yı Doğan Hızlana sorsak şöyle der; “ Yaşamak şiir okuyarak mümkündür, onu okurken böyle diyeceksiniz.”
Ve Doğan Hızlan arkadaşı Cemal Süreyya’yı anlatmaya devam ediyor: “ Şöyle düşünüyorum bir yerdeyim ve biri bana yaklaşıp Cemal Süreyya nasıl bir şairdir sorusunu yöneltiyor. Bildiklerimi unutmuşum, başlıyorum bilmediklerimi anlatmaya. Çünkü Cemal Süreyya’nın şiiri bildiklerimizin ötesine geçer. Şiir yorgunu olmak ne güzel… Aradığını bulmak… Çok garip gelir bana, hele bir şiir yolcusunun rehber araması… Gideceği yeri bilenlerle şiirin ne ilgisi var. Ama bazı şairler vardır ki, birkaç dize sonra onda ne bulacağınızı bilirsiniz, ilk dizesi adeta son dizesinden sizi haberdar eder.
Cemal Süreyya’nın şiiri, rehbersiz, haritasız bir şiirdir. Şaşırtıcı bir yola çıkmışsınızdır, dilde, imgede. Tek bir şiirde, bütün şiirler gizlidir.”
Söz sırası Cemal Süreyya’da olsa o bu şiiri okur muydu acaba:
Kadın gözlerini koydu ortaya.
Bir mavi bir gökyüzü aldı çevrelerini.
Sevdiler sonsuz bir maviyle alıngan.
Sevip yaşayanlar oldu sevdi yaşadılar.
Lokman hekim 7 kartal ömrü kadar; yani 560 yıl yaşarmış. Cemal Süreyya, yedi kırlangıç ömrü; yani 63 yıl yaşamak istedi. Son kırlangıç ömrünü tamamlamaya çok az kaldığı vakit; ünlü şiirini yazdı; Üstü Kalsın şiiri;
Ölüyorum tanrım
Buda oldu işte
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım
Ama ayrıca, aldığın bu hayat
Fena değildir…
Üstü kalsın.
Cemal Süreyya, bir kırlangıca ait ömrün; yani son kırlangıcın ömrünün yarısın yaşamış ve yarısını da geri iade etmiştir; nazikçe, şair inceliğinde.
Son sözü Ülkü Tamer’e verip, Cemal Süreyya’yı anlat dersek, o da şöyle der bize;
“ Tanrı bin birinci gece şairi yarattı. Bin ikinci gece Cemal’i. Bin üçüncü gece şiiri okudu tanrı, başa döndü sonra kadını yeniden yarattı. “
Güven Serin
Enfes dizeler...
YanıtlaSilKesinlikle:)) Teşekkürler
YanıtlaSilUnfortunately, I do not know of any Turkish poet. I understand that Cemal writes love poetry?
YanıtlaSilYes Ruzmarın, Cemal Süreya poet in love, as another writer put it, it is possible to live with poetry reading, reading it will say so.
YanıtlaSilDönüp dolaşıp sitenize geliyorum. Blog lar o kadar sessiz ki... Terk edilmiş gibi buralar. Beni üzüyor. Ama siz hiç vazgeçmeden yazıyorsunuz. Tebrik ediyorum. Az önce ben de karaladım birşeyler. Kendimden sadece kendim haberdarım sanki ama olsun. Yazmak iyi geliyorsa, neden bırakayım ki?
YanıtlaSilSaygılar...
karavan55
YanıtlaSilYazmanın,arayış ve düşünmekten beslendiğini biliyorum;yani hareket ve eşsiz uzlaşma becerileri için eşelenme de diyebiliriz;teşekkürler;devam edin...Evet,ıssızlık büyük,sadece blogralrda mı;etraf,şamatacı,tekrarcı,neredeyse birkaç sözcükle konuşmayan canlılarla dolu;ıssızlık,bugünün teknolojisinde oldukça büyük;edebiyatın,felsefenin önemsenmeyişinin büyük kaybı....