İnternet
(Milletin Sofrası )
II, III, IV. Dönemleri Aydın Milletvekili
seçilen Reşit Galip aynı zamanda doktordur. Çık kısa bir süre;19 Eylül 1932,13
Ağustos 1933 arası Milli Eğitim Bakanlığı da yapmıştır. Genç yaşta
milletvekili, bakan olan Reşit Galip genç yaşta da ölmüştür.
Türk siyaset tarihinde önemli bir yeri
vardır. Bakanlığı ve vekilliği döneminde de kendi hatırasını, izini,
zenginliğini geride bırakmıştır.
Bugünün suskun vekillerini düşününce insanın
içi sızlıyor. Reşit Galip’e gelince; çok parlak, heyecanlı, zeki bir insandı.
Kendince haksız gördüğü bir konuyu sonuna kadar eleştiriyor, kaypak politika
izlemiyordu.
Bir gece; Atatürk’ün, yani milletin
sofrasında dönemin Milli Eğitim Bakanı Esat Bey-Sagay’da vardır. Reşit Galip
kural tanımadan onu eleştirir. Reşit Galip’in alkollü oluşu gerginliği,
eleştirinin derecesini daha da kaçırmasına neden olur.
Mustafa Kemal’i sofra adabı, nezaketi
konusunda zor duruma düşürür. Atatürk, Reşit Galip’i uyarır;” Reşit Galip!
Bunlar nasıl sözlerdir? Sizi bu şekilde konuşmaktan menediyorum. Artık
susunuz.”
Reşit Galip o kadar çok gerilmiş, kendinden
geçmiş ki; Mustafa Kemal’in uyarısına şu sözleri söyler; “ Bu sofra milletin
sofrasıdır, bir yere gidemem.”
Atatürk nezaketini hiç bozmaz; “ O halde siz
kalınız. Ben gidiyorum.” Der ve ayağa kalkıp odasına çekilir.
Cumhuriyetin ilk yılları o büyük hamleler
olurken, büyük tartışmalar da devam ediyordu. Büyük çoğunluğunda insan, akıl,
nezaket başköşedeydi…
Bir süre sonra Atatürk; “Hocam” diyerek
seslendiği hocalığını yapmış olan Esat Bey Sagay’ın yerine Reşit Galip’i Milli
Eğitim Bakanı olarak önerir. Ve bakanlık da yapar…
Mustafa Kemal’in ülke sevdası bu kadar da
planlı, hissiyattan arınmış, bilgi ve görgüsüne güvendiklerine her daim büyük
şanslar veren bir dehanın öngörüsü, inancıydı…
Güven SERİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder