Sayfalar

17 Kasım 2022 Perşembe

MÜNİR SATKIN: ZİL ÇALDI ÖĞRETMENİM

 


                           MÜNİR SATKIN: ZİL ÇALDI ÖĞRETMENİM

   Kentler ve hümanizma için emek harcanan her çalışma, şehirlere, kayıp hafızalara ciddi katkı, sosyal ve kültürel bir devrim niteliğindedir. Düşüncemi bir örnekle desteklemek isterim. Aradan otuz kırk yıl geçince bir araya gelen okul veya akrabaları, komşuları dinlemenizi, onların dem salmış sohbetleri içinde kendinizi bırakmanızı isterim.

   Zamanın panzehiri öyle güçlü, öyle etkilidir ki, neredeyse bütün gözyaşlarını, vahşet anlamına gelen kanlı savaşları, yakıp yıkmaları dahi nazikçe bir kenara itip, günün taze soluğu, öpücüğü ile adeta kutsar; insandan geriye kalan insanlığı…

  Bu sözümü de bir örnekle izah edeceğim. Örneğin Efes Antik Şehri veya Bergama Antik Şehri'ni bir gezin. Neler hissedersiniz? Tam olarak tarif edemeyeceğiniz bayram günlerini anlatan, şölensi bir şey gibidir. O viran yapıların, kırık sütunların ve yarı yıkılmış tiyatrolarının taşları. Binlerce yıllık geçmişe, çok derin bir saygı demeti, neredeyse bütün çiçeklerden oluşmuş gibi ruhsal bir sunum yapmaz mıyız?

   Seksenler dizisi yıllarca devam etmesinin yüce anlayışı da burada yatar. Yakın dönem tarihini anlatan diziler, filmler, kitaplar bu yüzden derin, yüce bir anlam taşır. Çünkü o dönemi yaşamış insanların büyük çoğunluğu halen hayattadır ve kendilerini hafıza onarım istasyonunda yenilenmiş vaziyette bulurlar.

  Münir Satkın da böyle bir çalışmaya, esere imza atan öğretmenlerimizden bir tanesi. Sadece eğitimci yanı yok! Müzisyen ve yazarlık yanında tarihe olan merakı, sabırlı çalışması, kim bilir hangi ahşap binaların öykülerini dinler, izler, hissederken ona yüce acılara tutunmuştur…

 Sayın okuyucu, Münir Satkın; Zil Çaldı Öğretmenim isimli eserini 1980 ve 1990’lı yıllarda bizzat tanıklık ettiği yaşamın içinden; sınıflardan, eğitimci arkadaşlarından, öğrencilerinden beslenerek hazırladı.

  Kitabının ilk sayfalarını çevirir, ilk öykülerini dinlerken, Tekirdağ’ın 80’li yıllar özlemi sadece bedenimi değil, her an uçmaya, kaçmaya çalışan ruhumu da şenlendirdi. İşin daha da önemli tarafı; Münir Satkın, hiçbir ağdalı söze tutunmadan, ağır yazarlık yapmadan, iki arkadaşın, dostun saf ve arınmış konuşması gibi konuşuyor okuyucusu ve aynı zamanda kendisiyle…

  Kitabının arka kapak yazısı çok ilgimi çekti. İfadelerini şöyle sıralıyor yazarımız;

 “ Geriye dönüp baktığımızda hepimiz sisler arkasında hatırladığımız veya hatırlamak istemediğimiz anılar, olaylar vardır.

    İnsanların kendi dünyalarını yansıtan unutulmuş olaylarda, anlamlı öyküler gizlidir. Olay ve tutumlara öğretmen kalbinin gözünden bakmak yeni bir yolculuktur.

   Kendini ve başkalarını eleştirmeyi, hesaplaşmanın bir dışa vurumu olarak görmemek gerekir. Doğru noktada durduğunu ve doğru yaptığını düşünenlerin, olaylara farklı açıdan bakıp empati-duygudaşlık yapmak hiç aklından geçmez.”

    Gelelim kitabın içindeki yaşanmış öykülere. Küçük küçük görünen, yaşama ait bütünü anlatan çok değerli parçalar. Kimi yerde gülümsüyor, kimi yerde oturup düşünüyorsunuz. Münir Satkın öğretmen de öyle yapmış, hiç sansür uygulamadan, nazik, centilmen ve insanı insan yapan kaleminin aşkıyla…

   Notlarım arasına bakınca bir sürü hatırlatma yapmışım. Psikolojik Doping, Öğretmenler de Hata Yapar, Vay Uyanık Vay isimli çalışmaları hiç bitmesin diyeceğiniz cinsten edebi çalışmalar…

   Kitabının sonunda “Son Ders “paylaşımı, insan denen canlıyı birden boşluğa düşürecek güzellikte. Öğretmen olmadığım halde, sınıflara, öğrencilere tutunan ayrılık vakti, boğazları tıkanan, kendi soluklarını döndürmekte zorluk çeken bütün öğretmenlerin hissettiğini hisseder oldum.

   Münir Satkın 2016 Şubat ayı içerisinde eserini son sözcüklerle tamamlayarak, son dersten sonra yaşam nehri içinde, yazı yaşamıyla devam edeceğini anlatıyor;

“ Yaşadıklarım benim sınavımdı. Her şey yaşandı ve bitti. Bu kitapta bütün öğretmenlerin katkısı vardır.

   Herkese teşekkürler. İyi ki varsınız…”

   Münir öğretmenim, seni tanımak ve bilmek çok değerli. Farklı alanlarda yazsak da aynı heyecanı, havayı solumanın benim için ayrı bir şans olduğunu bilmeni isterim…

 Güven SERİN 


 

 

 


2 yorum:

  1. Ne güzel aktarmışsınız Münir Satkın Öğretmenimizi, kitabından alıntılarla, yaşamdan kesitler sunarak... Duygulanarak okudum, geçmişe yolculuklar yaptım.

    Okullar açıldığında, her yeni ders yılında ziller çalarken garip bir mutluluk duyardım. Son yıllarda bu mutluluğun içine biraz da hüzün karıştı.

    Yazınızın içinde geçen "kendilerini hafıza onarım istasyonunda yenilenmiş vaziyette bulurlar" cümlesi çok anlamlı ve güzeldi.

    Münir Satkın Öğretmenimizi sadece yazınızla hiç tanımadan, görmeden benimsedik. Uzaklardan selam ve saygılarımızı iletiyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Her zamanki gibi duyarlı yorumunuz,katkı veren düşünceleriniz adına TEŞEKKÜR ediyorum Makbule Öğretmenim..

    YanıtlaSil