Sayfalar

27 Eylül 2022 Salı

DÜNYA BU VEDA-AYRILIŞA AĞLADI

 

İNTERNET

İNTERNET

                                        DÜNYA BU VEDA-AYRILIŞA AĞLADI

 

  Birçok insan böyle bir veda törenini istese de göremez. İsterse dünyanın en zengin, en güçlü insanı olsun…

  24 Eylül gecesi, kelimelerin tam anlatımıyla “Efsane” bir sporcunun veda törenine tanıklık etti. Milyonlarca seyirci, tenis sever bu veda anını izledi. Uygar dünyanın teknolojik zaferi karşılığını bir başka zaferlerin yolcusu olmuş Roger FEDERER, tenis sporunun en muhteşem kişiliğinin ayrılış-veda anına tanıklık etti…

  Hangi siyasetçi, iş insanı böyle bir veda anına tanıklık edebilir ve kendisi için ekranları karşısına geçmiş milyonlarca insanın içsel sevgisini kazanabilir! Yapılan son maçın bulunduğu yere gelmiş on binleri geçen seyircilerin karşısında böyle bir, uçsuz bucaksız an yaşayabilir?

  Sporun, sosyolojinin, iletişimin muhteşem başarısıdır bu veda anı. Bir sosyolog, psikolog gibi yıllarca, ama harika bir sporcu kimliği içinde mücadele eden kişi olursa insan, onun ismi de Roger FEDERER olur.

  Yıllar önce Tekirdağ Süleymanpaşa Tenis Kortları alanına, amatör bir ruh, spor heyecanı içinde tenis yapma girişimin ilk adımı kortların tellerinde asılı olan Roger Federer’in çok büyük fotoğrafıydı. Her zamanki duruş hali, gülümseyen, tebessüm ve mücadele eden, tenis sporuna: Üç Büyüklere ismini yazdıran, büyük anlamlar yükleyen sporcunun öyküsü, çok uzun yıllar anlatılacak; belli…

  İlk bakışta şöyle diyebiliriz, “ Başarılı olanı herkes sever!” Kesinlikle öyle olmadığını tarihin her karesine bakarak görmek, anlamak mümkün! Aynı şey, zenginlik üzerine de söylense, yine geçerli olmayacaktır.

  2022 Londra Laver Cup erkekler tenis şöleni daha çok yeni olmasına rağmen çok yol aldı. Avrupa Takımı ile Dünya Takımı, sporcuları yapılan büyük mücadeleler, Grand Slam’lardan sonra tenis sporuna bir başka eğlence katmak amacıyla beş yıldır düzenlenen bu büyük organizasyon bu sefer bir ilke sahne oldu. Tüm dünyanın Ekselansları dediği bir sporcu Roger Federer burada en sevdiği sporcular, rakipler, dostlar, arkadaşları, eşi akrabaları ve her zaman kendini borçlu hissettiği seyircilerin gözleri önünde gözyaşları içinde veda etti.

  Veda’nın anlamı, gönüllere kazanılırsa çok ama çok büyük oluyor. Düşünsenize, televizyonlar, internet aracılıyla yüz milyonlarca insan o anı izliyor. O anda, aynı şey için; ayrılış, veda için ağlıyor…

  Federer zar-zor konuştu. Her duygulandığı anda ağladığı gibi doldu taştı. Onun hemen yakınında bir başka dost, rakip Rafael Nadal da ağlıyordu. Bu öykü, destansı enerjisini nereden alıyor acaba?

  Dünyada çok özel bir yere gelmiş olan tenisçi, nasıl bu kadar sevilebilir? Bu sevginin içinde neler var? Spordan en fazla parayı kazananlardan birisi olması mı? Grand Slam olarak bilinen büyük mücadele ve kupaların 20’sini kazanması mı? Yoksa seyirciyi, rakiplerini insanı insan yapan centilmenlik, hoşgörü ve sağlam, sağlıklı bir rekabet anlayışı içerisinde kucaklaması mı?

  Saatleri, gün ve yılları 24 yıl geriye çeker ve bugüne gelirsek üç büyük tenisçi, ismi görürüz. Özellikle her yıl dört kez yapılan tüm dünyanın izlediği Grand Slam mücadeleleri için bu üç büyük isim: Roger Federer,Rafael Nadal,Novak Djokoviç olacaktır.24 yıllık mücadelelerde verilen kupa sayısı 96 olmasının yanında bu üç muhteşem adamlar,bu kupaların yaklaşık 65’ni kazanmış,alkışlanmış,terlerin,emeklerin en yücelerini tenis kortlarına adeta tırnaklarıyla kazımışlardır.

  Sportif başarıyı, bence bütün başarılar dâhil; değerli kılan şey; sağlam, değerli rakiplerdir. Seyirci, organizasyon her şey önemlidir ama illa ki RAKİPLER, sağlamsa, sağlıklı bir rekabet olmuşsa; yaşamın anlamı, coşkusu, sevgisi, umutları iç içe geçmiştir.

  Sağlam ve sağlıklı rekabetlerin kaybedeni olmaz; olamaz... Onların tek düşüncesi, yaptıkları işi en seviyeli, onurlu ve coşku içinde yapmalıdır. 

  İşte bu yüzdendir bu veda ve ayrılışın gözyaşları… Roger Federer, herkesi, konuştuğu herkesi “değerli” hissettirmeyi başarmış, sadece alkışı, kupaları, parayı kazanıp köşesine kazanıp, bencil, duygudaşlıktan uzak bir insan olarak yaşamamı seçmemiş oluşudur; bu öyküye tat-tuz bırakan şeyler… 

    Güle güle Federer, senin sevdiğin gibi insanlığı, seni sevmeye, alkışlamaya devam edeceğiz…

 Güven SERİN 

 

 

 

 

  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder