İNTERNET
İNTERNET
SÖZCÜKLERE SIĞINMAK
Albenisi olan
zamanlardan geçiyoruz.21.yüzyılın geride kalan çeyrek dilimi, dünyada
durulmayan dengesizliklerin de her daim peşimizden geleceğini gösteriyor. Doğa,
milyarlarca yıl hayat sunmuş bu canlı dünya, insanın bir takım zararlı etkileri
sayesinde uyarılarda bulunuyor.
Bazen, seller
olarak gösteriyor kendisini. Bazen aşırı ve yakıcı sıcaklar olarak. Doğanın
refleksleri muhteşemdir. Sabrı da öyle; hiç acele etmez.
Ya insanın sabrı?
Doğanın bu güzel canlısının, doğal olandan hızla uzaklaşmaya çalışırken kopan
fırtınaları kim dindirecek?
Sözcüklere
sığınmayı, korkularımızla yüzleşmekten çok kaçmayı, saklanmayı; hadi halk
diliyle söyleyelim; yalan söylemeyi tercih ediyoruz. Örneğin, ticari bir kaybı,
kişisel hataların bataklıklarını gizleme ustasıyız.
Ele güne karşı,
tutanaksız, neredeyse omurgasız oluveririz. Tanıdığım bir ailenin kızları
eşinden ayrılalı birkaç ay oldu. Bayramda karşılaştım onlarla. Sessizlik çok
büyük… Birisi soracak diye ödleri kopuyor.
Düğünleri;
birleşmeleri büyük duyurular, törenlerle yaparız da; ayrılmaları, utanç
kaynağı, bir kâbus, hastalık gibi görür, üstünü örtmeye çalışırız. Bizim
insanımızdan kaçar mı? Göçlerin, bin bir türlü ayrılıkların, kopuşların içinden
gelen bizim insanımız? Daha da meraklanır, kurcalar da kurcalar…
Batı, gelişen
ülkeler niçin ileri gitti? Açıklık politikalarıyla yan yana, adalet, özgürlük
anlayışları baş başa yol aldı. Bir sorunu kıyamet gibi görmek yerine,
nedenlerini, niçinlerini sorgulamak, onların yaşam biçimi…
Bir belgeselde,
kaplan köpek balığı bir kadına saldırış anını anlatıyor; kadının kalçalarının
3/2’sini köpek balığı tarafından koparıldığı işleniyordu. Sonunda kadının
verdiği cevap;”Köpek balıklarını çok seviyorum. Onlar bize düşman değil”
Bu sözü, açıklamayı
niçin yapıyor? Çünkü hayvan dünyasını, saldırının nedenini biliyor. Kendi
giyimi, köpek balığının avlanma yerinde oluşunu, kaplan köpek balığına
yüklemiyor.
Korkuyoruz;
yaşamaktan, estetik, zarif, öncü, sanatsal şeylerden korkuyoruz. Korkutmuşlar!
Katıla katıla gülmeyi bile;”başıma bir
şey mi gelecek!” düşüncesi içinde sonlandırıyoruz. Birisine nereli olduğunu
söylediğimizde; köyünden söz etmekten kaçındığını görüyorsunuz. Köylülüğünden,
ahırından, bahçesinden, özgürlük alanından kaçmış olmanın tarafında; savunmasız
bir şekilde, sözcüklerin pasif ve kör alanlarına salını veriyoruz.
Güven Serin
Çok haklısınız . Güzel anlamışsınız
YanıtlaSil
YanıtlaSilTeşekkürler;Sanat Penceresi;sağ olasın..
o kadar haklısınız, o kadar güzel ifade etmişsiniz ki elinize yüreğinize sağlık
YanıtlaSil
YanıtlaSilTeşekkürler,yorumunuza sağlık...
vaay yaa o kadının yorumu, köpekbalığı ile ilgili yaa :)
YanıtlaSilBelki de işin özü o;yaşamı yaşama dair olan canlıları tanıdıktan sonra; "lanet olsun" gibi isyanlar son buluyor.Bakış açıları,eğitime deneyime ve değişime muhtaç gibi..
YanıtlaSil