SÜRGÜN
GİBİ MASALLARDA
Büyük yapı, büyülemişti onu. Tarihsel, edebi, felsefi hamurdan bir parça aldı; beyninin çanağına koydu. Hemen yanı başında Wordsworth duruyordu. Kendi soluğundan ses verdi, büyük yapının kutsal salonunda; " Güvercin pınarının çevresinden dolaştı/Ne kızdı o,kimsenin övgüler düzmediği/Çok az kimsenin sevdiği/Taşların arasında açan menekşe/Gözlerden yarı saklı/Yıldız gibi parlak, yalnız bir yıldız gibi/Göklerde parıldayan."
Ayasofya günlerinden;
kutsal abideyi; sadece içe çekmek için bile gidilir; henüz yaşarken, fark
edebilme düşüncesi, hürriyeti içindeyken...
Hamurun biraz ötesinde, yine
başka bir dünyalı, İlhan İrem" sürgün gibi masallarda/sürgün gibi
masallarda" uçsuz bucaksız evrene akmanın kabil olduğun şarkısını,
müziğini haykırıyor...
Güven Serin
Kamera; Güven
Kamera; Güven
Başlığı okuyunca aklıma İlhan İrem'in Sürgün Gibi Masallarda şarkısı geldi. Bende uzun zamandır tarihi yerleri gezmedim. Yakın zamanda bir yerlere gideyim bari.
YanıtlaSil
YanıtlaSilDoğru bir hatırlama;başlık tamamıyla İlhan İrem'in şarkısı dinlerken kondu:)) Gitmeli;vakit kaybetmeden,yaşamın soluklanmaları ve belki de mayalanma anları;koşturmalı...
wordsworth nerdeydi anlamadıım :)
YanıtlaSil
YanıtlaSilTam da şiirin içindeydi Deep:)) Kandırdım seni,göremedin işte:))
Çok keyifli, ben de ilk fırsatta tazeleme ziyareti yapacağım.
YanıtlaSil
YanıtlaSilHiç kaçırmamak lazım;zamanlar arası geçiş;zamanda gezinti misali;iyi seyirler ve düşler...