Kamera; Güven Ganoslar Tekirdağ
Şafağı daha da iyi pekiştirmek adına 2011
yılı çekimleri bir şafak yürüyüşü fotoğrafından
yararlandım.
Şafak söküyor Ganos diyarında;yüzyıllar iç içe
karışmış;hikayeler,kültürler de öyle;boşu boşuna
boğuşmanın telaşı,her şafak yaşanacak;
her tan vakti çöken sükunet gibi...
ŞAFAK SÖKÜYOR
----------------------------
Küçük ölüm denen
gece uykusu aniden kesiliverdi. Kış uykusuna yatmış küçük kurbağa gibi, güneşi
duyar duymaz, ağır ağır buzlarını çözüp, ilk hareketi; doğaya zıplamak oluyor.
Hotelin eski ama rahat yatağından, güne, açık camdan içeriye dolan seslere,
öyle fırladım; küçük kurbağanın çözülüp zıpladığı gibi, zıpladım yaşamın
seslerden oluşan karnavalının içine…
Saat 05.15;acık olan
camdan, gecenin ayazından öte, şafağın kuş sesleri süzülüyor. Sadece kuşlar mı?
Orkestranın farklı çalgı özelliğine sahip; horoz ve eşeğin anırması; belli
zamana yayılıyor; ara sıra…
Kuşların kaç çeşidi
ötüyor; bilmek imkânsız… Kara Tavuklar, bülbüller, sakalar, isketeler ve daha
ayıramadığım bir sürü ses; sessizliği aralıksız seslerle kutsuyorlar. Günün,
şafağın en taze zamanları!
Zeytin ağaçlarının,
dutların, çınarların, palmiyelerin diyarındayım. Kapıdağ Yarımadası; kıvrıla
kıvrıla dolanıyor Marmara'nın serin sularının içine; karada karaya; kendinle;
özüyle tekrar buluşuyor.
İki dakikalığına kayıt tuşuna dokundum. Kayıt
etmek mi, yoksa her daim doğada, kendi zamanını bilen seslere, doğanın
görkemiyle dokunmak mı daha iyi? Her şeyi aralıksız fotoğraflamayı ibadetten
öte taşıyıp, çılgınlar gibi öne çıkmak için her türlü sanatkârlarla yarışacak
karmaşanın içine girmiş bulunan günümüz insanı; bizler; kendi beynimizin kayıt
tuşuna dokunmanın sırrını çözme imkânı yaratabilir miyiz acaba?
Birkaç arkadaşımdan
duyuyorum; “ Çektiğim resimleri bulamıyorum artık. İpin ucunu kaçırdım. Binlerce
oldu.
Fotoğraf da çekilir,
resim de yapılır, video da kayıt edilir. Aşırılığın, taşkınlığa yol açtığını
doğa da gördük. Taşan dereler, nehirler; doğanın dili iyi anlaşılmadı zaman
zarara yol açar. Bunun haricinde doğanın bir sürü yan yolu, koruma kalkanı var.
Binlerce yıl önceden oluşturduğu derin vadileri; bütün taşkınlıkları yutmak
içindir. Tıpkı derin, geniş, yaşlı nehir yatakları gibi…
Mimari, burada
lazımdır insana. Doğa bilimcileriyle ortak çalışacak mimar ve mühendislerin
ortak çalışmaları; bir eserden öte, insanlık seçeneğidir; aklı, duyguları,
insanlığı merkeze taşıyan güzellikler.
Şafak söküyor;
uyuyor denizin dibinde insanlık; kimi odaların geniş, rahat yataklarında,
kimiyse, geceden kalma halleriyle, kumsalda; kumların üzerinde; yorgun
bedenleriyle, şafağın temiz, taze, genç karşılama töreninin önünde, boynu bükük
ve anlamsız bir kederin şifresini bile çözememiş halde…
Güven Serin
Nasıl huzurlu bir görüntü yakaşamışsınız ellerinize sağlık
YanıtlaSilah ne güzel de miiiii eveeet iyi tarif etmişsin. bi de çok fotoğraf çekilmese de tadına varılsa ama di mii :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim Sevkoz;yıllar önce arşive bıraktıklarım ve tekrar bakınca;ışığa,doğaya teşekkür edişim:))
YanıtlaSil
YanıtlaSilDeep,tadına varılma belki uygar dünyanın peşinde koşup yakaladığı;yakaladıkları bir bilinç,yaşam biçimi;telaşa,kargaşaya izin vermeden...Haklısın:))
Gerçekten şafak vakti en huzurlu zaman dilimi gözlerde uykuyla hazzını yaşamak, zorlaştırdığı içindir belki de. Fotoğraf da çok güzel ^.^
YanıtlaSilTeşekkürler Hayalperest;farklı bir zaman dilimi;yaşam ile ölüm arasında ki ince çizgi:))
YanıtlaSil