Kamera; Güven Gürgenler...
Kamera; Güven Bir gecelik Yuvamız
Kamera; Güven Meşe Krallığı
Kamera; Güven Dupnisa Girişi
Kamera,Güven Düpnisa;dağın içinde ilerliyor
Kamera; Güven Düpnisa;oluşmaya,şekillenmeye
devam ediyor...
Kamera; Güven Düpnisa;suları,değişen
gizemli yeraltı dünyası;Dante,İlahi Komedyasını
burada yazmaya başlamış olmalı...
Kamera; Güven
Meşe ve Gürgen Krallığı...
MEŞE ve GÜRGEN KRALLIĞINA YOLCULUK
Hoca Nasrettin “Karın çok geziyor” dediklerinde; “ İnanmam; gezse bizim eve de uğrardı.”
Cevabını alırlar.
Son günlerin modası;
çok gezmek; çok paylaşmak! Hatta gittiği şehri, ülkeyi, ayağının tozuyla sosyal
dünyada paylaşmanın yaz yağmurları yaşanıyor…
Bu kadar geziyoruz
da ne oluyor? Şehrimize en yakın ormanlardan, dağlardan, vadilerden, derelerden
haberimiz bile yok! Niçin? Çok yakın oldukları için mi? Daha az değersiz
oluşlarından mı? Bilgisizliğimiz ve görgüsüzlüğümüz yüzünden…
Gezi ekibimizin
değişmez üyeleri, Yunus Usta ve Bülent Yorulmaz. Yönümüz; kuzeye doğru yol
almak! Demirköy, Sarpdere ve Dupnisa Mağarası…
Sarpdere ile Dupnisa
Mağarası arasında ki Gürgen Ormanı kalbinde, dere kıyısında çadırlarımız
kuruldu. Bir geceliğine bize yuva olacak gürgen ormanı; yeşilin en neşeli halleriyle;
sıkça yağan yağmurlar ve güneş; yeşillerin dansını, coşkusunu yansıtıyor.
Bu diyar; meşe ve
gürgen krallığının olduğu yerler… Göğe yükselen gürgen ve meşeler; kavaklarla
yarışır doğrulukta ve uzunluktayken...
Gürgen ağacının
sağlamlığı, dayanıklılığı ve kayın ağacına benzerlikleri bir yana, meşe
ağacının ululuğu, neredeyse bütün kadim insanlığın mitolojisinde yer almasına
neden olmuşlardır. Meşe palamutlarını Anadolu, Türk insanı için bir başka
anlamı var; savaş ve kıtlık zamanlarında; meşe palamut ununun ekmek yapımında
kullanılması; bu ağaca olan saygımızı daha da arttırıyor.
Şehrimizde veya
civar illerimizde herhangi birisini, birilerini alıp bu bölgeye getirin; eğer
ki daha önce gitmemişse; ormanlarından, derelerinden geçirip Dupnisa Mağarası
ile buluşturun; ilk söyleyeceği şey; “ Burası Trakya’da mı?” Kendi
değerlerimizin, eşsiz güzelliklerimizin ne kadar çok yakınımızda ve ne kadar
çok uzağımızda oluşuna bir anlam katmak; dikkat çekmek istedim…
Ekibimizin üyesi
Bülent Yorulmaz da bu bölgeye ilk kez geldiği için; bu şaşkınlıkla sordu; “
Burası Trakya mı?”
Doğanın milyonlarca
yılda geliştirdiği, evrimin telaşsız ama karalı eserleri; ormanlar, dereler,
mağaralar; hepsi sevgiyle sarılacak insana; kucak açmaya hazır… Dişbudak Ağaçlarından,
Çamlara, Meşelerden Gürgenlere kadar…
Milyonlarca yılda
oluşan ve kim bilir kaç bin yıldan bu yana yarasalara ev sahipliği yapan
Dupnisa Mağarası, kendi çapında benzersiz bir güzellik. Yöre için; en hakiki
fabrikalardan daha değerli bir eser.
Gecenin ağır ağır çökmesiyle,
kamp ateşinin alev alev yükselmesi birbirine denk bir denge sağladı.
Gökyüzü kapalı; ay ve yıldızlar görünmez olmuş. Bir yerlerde kutup yıldızının,
Venüs, Mars gezegenlerinin olduğunu biliyoruz. Ayın ise çoktan, daha gün içinde
de doğduğunu…
Bir yerde geceli yorsanız,
kamp ateşini yaktığınız, çadırları kurduğunuz yere de yuvanız gözüyle
bakıyorsunuz. Gece yürüyüşleri, kampların vazgeçilmezidir. Bulunduğumuz yerden;
ateşin sıcaklığını, kırmızı ışığını bırakıp, daha kuzeye tırmanmaya, yol almaya
başladık.
Derenin doğduğu
yüksekliklere doğru, dereden hiç ayrılmadan; Domuz geçidine kadar geldik. Burada
bulunan Eşek Erikleri, ekşilikleri bize katkı sunarken, büyük karanlığı
algılamak için, kafa lambalarımızı söndürdük. Derinin usulca akan suyunun
yörede bulunan kayalarla oynaşması ve kocaman, karanlık bir ormanın içinde
ürpertici bir güzellik hissetmek ayrı bir şey…
Böyle ıssız,
karanlık, kuytu yerlere eski insanlar hiç de iyi bakılmazdı… Buralarda eçüş,
bücüş ve cinlerin yaşadığına inanır, korkarlar, uzak dururlardı. Şimdi öyle mi;
kamp alanımızın yakınlarında iki tane maden arama şantiyesi var. Gece boyunca
hiç durmadan geçen araçların sesi, büyük ıssızlık ve cinlerle kavga edip
durdular…
Romalı şairler ise
dünyayı terk etmeden önce böyle; ıssız, kuytu, gizemli yerlere çekilirler, son
günlerini böyle yerlerde geçirirlermiş.
Havanın bulutlu oluşu,
göğü görünmez, karanlığı daha karanlık yapmış; gecenin saati; 24.00’a yaklaşırken;
gecenin yukarısında olan yıldızlar, galaksiler ve insanların çok eski çağlardan
beri gökyüzüne, orada gördükleri yıldızlara, yıldız kümelerine verdikleri isimler;
hepsi insan medeniyeti içinde, insana önayak, kolkuvvet olmuşlar…
Goethe’nin Şirazlı
Hafız’dan etkilenerek yazdığı şiir de öyle;
Sen ki bilmezsin, seni büyük yapan budur/Ve sen ki hiç
başlamazsın, budur alın yazın/Dönen yıldızlı gökkubbe gibidir şarkın/Başlangıç
ve bitiş muttasıl aynıdır/Ortanın getirdiği aşikâr olandır/Başlangıç neyse
sonunda kalandır.
Güne sağanak
yağmurla başladık. Çadırlarımız emniyetliydi emniyetli oluşu; küçük bir
yanlışlık, küçük yağmur parçacıklarının çadırıma süzülmesi; belki de geceden bu
kadar mutlu, huzurlu konuşmalarımıza bir yaklaşım, sınama getirmek istemesiyle
gerçekleşti.
Dupnisa Mağarası,
merak ederleriyle buluşuyor. Neredeyse 3 km uzunluğunda, içinden yeraltı nehirlerinin
aktığı; destansı bir loşluk, yaşam merkezi; 11 tür yarasaya ev sahipliği yapan
ve daha bilmediğimiz kim bilir kaç çeşit böceğe…
Dönüş yolunda,
Gürgen Meşe Krallığında ki yamaçlarda; pembe çiçekleriyle göz alıcı
Siklamenler; halk arasında tavşankulakları çiçeklerini dökmeye başlamışlar.
Neredeyse buldukları her yere yerleşme, yeşil ile pembenin görselliğini, kendi
yaşam alanlarında kendi yaşam hakkını kazanma peşindeler.
Bülent ısrarla
aradığı dere nanesi, Yunus Ustanın dikkati sayesinde buldu. Meşe Yosununun da
öyle…
Gürgen ve Meşe
Krallığından ayrılırken, geride, şairlerin sıklıkla dile getirdiği fısıltılar,
uğultular ve mısralar da kaldı; Şarap, aşk, saki, kızlar, yaban gülleri,
bülbüller ve daha niceleri… İnsanın ufku geniş, derinlere uzanmak istiyor,
edebiyata da saygısı varsa; dünya her daim dört elle sarılmaya değer bir yer
haline geliyor; bizim yuvamız olan dünya…
Güven Serin
Ne kadar güzel yerler var ülkemizde
YanıtlaSilNe güzel fotoğraflar bunlar
YanıtlaSilTeşekkür ederim;SevKoz;sağlıcakla...
goethe burlarda da gezmiş yaaaa :)
YanıtlaSil
YanıtlaSilGoethe bu;yolun yolcusu olmuş;aklın,romantizmin,felsefenin olduğu her yerde;doğa sever aynı zamanda...