Kenneth Branagh,
onun yönetip oynadığı,Türkçe alt yazılı;ısrarla...
BENİM HİKÂYEMİ KİM
ANLATACAK?
-------------------------------------------------------
İşte tam da burada;
yazgı, şans veya çok iyi dostlar giriyor devreye. Yazılan, çizilen ve onların
yüce sevdalarından, arayışlarından haberi olan kimse ve kimseler…
Lanetlenmiş kralın
kuş olup, yıllarca uçması, hikâyesini anlatacak, vicdanını kanatan hüzne çare
olacak kavuşum; bir kilisenin bahçesinde bulunan ağacın dalında son bulur.
William
Shakespeare,o sözcük cennetini yeryüzüne indirmiş şair bile bu korkuyu yaşamış
olmalı! Bu yüzden Hamlet’in zehir dolu kadehi içince, onun acısına dayanamayan
dostunun da içmeye kalması üzerine, yaptığı son bir seslenişi vardır;
“ Benim hikâyemi anlatmak için biraz daha katlan Horatio!”
Gerçek manada Hamlet’in hikâyesi midir? Yoksa Shakespeare’nin mi?
Tenin olmadığı
yerde, sesin, ruhun gökyüzüne yükselemeyeceğini bilen bir şair-yazardır
Shakespeare. Yakalamıştır insanın zaaflarını. İnsana dair bin bir çeşit hile ve
kurnazlıkları; öyle bir çekip çevirmiştir ki; insan kaldığı sürece; Hamlet’in
öyküsü, Ophelia’nın delirmesi, kralın hayaleti, amcanın soylu hileleri; her
daim anlatılacak; duyrulup, sahnelenecek; çünkü insan buna yazgılı; haber
verip, haber vermeye…
Hikâye izleyip,
hikâye anlatmaya; dilden dile, insana lazım olan insan kurtlarıyla, başka bir
evrime tutunana kadar…
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder