Sayfalar

1 Haziran 2017 Perşembe

TEKİRDAĞ BELEDİYELERİ SANATA ve SANATÇISINA SAHİP ÇIKAMIYOR


Oyma Sanatçısı,Mustafa Kaya

              BELEDİYELERİMİZ SANATA, SANATÇIYA SAHİP ÇIKAMIYOR             



 
  Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve Süleymanpaşa Belediyelerimizin büyük resmin yanında kendilerine bile ters düşen çok önemli bir olayı buraya taşımayı doğru görüyorum.

 Süleymanpaşa Belediyesinin heykel, resim, ses sanatçılarına verdiği desteği, yazdık, anlattık, takdir ettik… Büyükşehir Belediyemizin de şehir insanımıza; insanımızla buluşturduğu sanatsal projeleri aynı itina ile alkışladık.      

 Bu civarda, kendi şehrimiz; Tekirdağ’da bildiğim tek sanatçı olan Mustafa Kaya (oyma sanatçısı), ciddiye alınmadığı gibi ona verilen sözler sahip çıkılmıyor. Niçin? Yetirince popüler olmadığı için mi? Bir gün ünlü olursa; onun heykeli mi dikilecek?


  Mustafa Kaya, Tekirdağ’a yaklaşık 15 yıl önce yerleşenlerden sadece birisi. Kastamonu Bozkurt doğumlu Kaya, sanatçı bir aileden geliyor. 120 yaşını gören dede; önemli bir sandık ustası; çeyiz sandıklarının oymasını, işlemesini yapıyordu. Mustafa Kaya, dedenin sandık oymacılığından esinlenerek, genlerinden de gelen etkiyle kendi sanatını yaratmış…

 Tekirdağ sahilinde  “seyyar satıcılık” ile suçlanan, yaptığı işe sanat gözüyle bakılmayan sanatçı Mustafa Kaya, düşürüldüğü bu haller yüzünden sağlığının bozulduğunu, başına gelmeyenin kalmadığını anlatıyor.

 Anlatılanları dinlerken, yaşadığı birçok olayı da birinci elden dinlediğim için, sanatçının düşürüldüğü bu durum karşısında; UTANDIM…

 Hepimizin utancıdır bu durum… İlk önce; Büyükşehir Belediyesinin, Süleymanpaşa’nın, Kültür Müdürlüğümüzün… İlgilenip başköşeye oturtulacak sanatçı, seyyar satıcılıkla karıştırılıyor.

 Seyyar Satıcı olmak da ayıp değil; oyma sanatçısı olmak da… İki işi karıştırmak; ahmaklıktır…              

  Tıpkı, kasapla manavı karıştırmak gibi bir karıştırma işi… Zabıtalarımızın, müdürlerimizin, yönetici ve memurlarımızın; kent, sanat ve sanatçı bilinci, algısı tekrar tekrar sorgulanmalıdır.

 Tekirdağ'ın turizminin kuruması, yok edilmesi tam da bu nedenlerden ortaya çıkmıştır. Gelen turistleri kazıklayan esnaf bir yana; Tekirdağ'ın tanıtımına katkı verecek, sunacak bir şey bulunmayışı; kısır, kupkuru bir çöle çevrilmesi gerçeğini ortaya çıkartmıştır.

 Bütün bu gerçekler biliniyorken, Tekirdağ kabuğunu kırmaya çalışıp, sahil düzenlemeleri, kültür ve sosyal tesisler, tarihi alanların ortaya çıkartılması projeleriyle sımsıkı meşgulken, şehrimize gelmiş ve bu şehirde; bildiği tek zanaat ve sanatı; üstelik kendine özgü bir marifeti ortaya çıkartan, bu işle geçinen bir insan; oradan oraya kovuluyor, yer gösterilmiyor.

 Şimdi, bu ahmaklığa, bu şaşkınlığa, bu körlüğe katılanlara şu soruyu soruyorum. Tekirdağ'a bir turist kafilesi gelse; ilk önce nereye giderler? Elbette sahile ve sonra, görülecek, gezilecek mekânlara gitmek isterler.

 Böyle kaç mekân var acaba? Birkaç mekândan öteye geçmez. Sahile inse, sahilde sanatçı Mustafa Kayaanın tezgahını ve onun oyma sanatını görse; turistlerin, hatta yerli halkımızın yaptığı gibi ilk işleri; onun resmini, videosunu çekmek olacaktır. Böyle de oluyor…

 Parayla bir sürü reklâm yaparak ortaya çıkartmaya çalışacağımız tanıtımı; hiçbir şekilde para vermeden; bir sanatçının, bir ailenin, Tekirdağ tanıtımına gönüllü katkı verişi; çok saygın, itibarlı iş, çalışmadır, deyip bunun karşılığı olarak sanatçıyı daha da itibarlı hale getirip, koruyup, kollama, onun sanatını yaşatma ve çoğaltmak bizim görevimiz olacakken; sessizliğe bürünmüşüz…

  Büyükşehir Belediyesi, Süleymanpaşa Belediyesi ve Kültür Turizm Müdürlüğü; sessizliğiniz, duyarsızlığınız için sizi alkışlıyorum.
                                         

Güven Serin


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder