KAMERA; SÜLEYMANPAŞA BELEDİYESİ
TEKİRDAĞ BİSİKLET ŞÖLENİ
Bu şehir; Tekirdağ,
şölenlere ne kadar uzak kalmış… Oysa bu şehrin ne kadar da çok şölene –şölenlere
ihtiyacı varmış…
Şölen, dedim de,
bazı ülkelerde yapılan kutlamalara, festivallere bakıp, bakıp imreniyorum. Doğallık,
inanmışlık, eğlence ve insan koktukları için…
Geçtiğimiz hafta
sonu Tekirdağ ile Kumbağa arası ve Kumbağa merkez olmakla birlikte böyle bir
şölen; büyük buluşma; kutlama yapıldı. Burada olmayıp, bu şöleni sadece anlatılanlardan
dinlediğim için üzgünüm…
Bu bir bisiklet
şöleni; Tekirdağ’dan Kumbağa; Trakya’nın il ve ilçelerinden güneşe muhtaç
gezgenler gibi kopup gelen ve yörüngelerine gönüllü yerleşen insanların, doğa
ile buluşma gösterisidir.
Bu şöleni düşünen
Süleymanpaşa Belediyesini kutlamaktan öte, uygar dünyanın kent yaşamına meydan
okuyan, doğa ile iç içe yaşamak, doğaya zarar vermeden, insanı önemseyen bu
sporun; insan ruhuna ve bedenine ciddi katkılar yaptığı; en pahalı araçlardan
çok daha saygın ve zarif göründüğü; kabul edildiği bellidir.
Tekirdağ’da farklı
bir şeyler oluyor. Hatta farklı bir şeyler doğuyor. Öyle diyor, bu spora gönül
vermiş olan doğa tutkunları; böyle sarılıyorlar bu şehrin değişen koşullarına
ve sporu önemseyen iradenin sahiplerine; bir teşekkür adına…
Şüphesiz ki bu sporu
desteklemek siyasi bir düşünce sayılsa bile, sosyolojik, toplumsal ve aynı
zamanda barışı, sevgiyi, buluşmaları; büyük şölenleri de yaratan; soğuk yüzlü,
her gün hesap kitap yapan siyaset ve ticari anlayışı da izaha sokan; dengeleyen
bir organizasyondur.
Bu oluşuma destek
veren SÜLEYMANPAŞA BELEDİYESİNİ, işçilerini, memurlarını, yöneticilerini tek
tek KUTLUYORUM.
Bir şöleni
demlendiren, göze, ruha ve özüne uygun yapan en hakiki şey; şölenin katılımcılarıdır.
Yani, halk; yani sporcular… İnsanın olmadığı hiçbir yerin anlamı yoktur. Çünkü
anlatanı da yoktur, dinleyeni de…
Varsa bile, anlamlı hale getirip, edebi, felsefi, siyasi ve
toplumsal anlayışın gösterisi içinde o büyük insan alkışını almaz…
Dünyada en çok kabul
gören spor dallarından birisidir bisiklet sporu. Doğanın, doğallığın ta
kendisiyken çevreye zarar vermeyen, kazalarıyla insan öldürmeyen, insanı
yücelttiği gibi aynı zamanda şehirlere hapsolmuş insanın, kendinden öte
toplumsallaştığı bir kabul törenidir de…
Konuştuğum
sporcuların gözleri parlıyor. Önemsenmek ne büyük şey… Bütün bu güzelliklerin
yanında bazı sporcuların önerileri ciddi görüyorum.
Nedir bu öneriler?
Özellikle bu şölenin tanıtımı, asılan afişler
yeterli olmadığı ciddi bir sorundur. Ayın zamanda yerel ve ulusal basının da
yeterince haberi olmayışı; Süleymanpaşa Basın ve Halkla İlişkiler Müdür Vekili
Cihat Akçakaya’ya özellikle duyurmak isterim.
Bu büyük şölenin
şehrimiz ve bisiklet sporu için vazgeçilmez güzelliğin yerel ve ulusal basına
öncelikle duyurulması, bugüne kadar yok sayılan bisiklet sporunun özlenen yere
gelmesi için çok önemlidir.
Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı Bisiklet Park Yerleri için genelge yayınladığı halde yeterli park
istasyonlarının olmadığı da konuştuğum sporcular tarafından öne çıkan önemli
eksiklerden.
Bir sporcunun
gönülden konuşması dikkatimi çekti. Orada konuşma yapsaydın sen ne derdin? Diye
ona sordum.
“ Bizler bisiklet
şölenlerini hep dışarıda duyardık. Özenirdik, imrenirdik. Şimdi bizim
şehrimizde de oldu. 2012 yılında beri bu sporun içindeyim; hep, bisiklet yolu
diyordum; işte bizim şehrimizde de olmaya başladı.”
Şöleniniz kutlu
olsun; doğanın doğallığına inanmış pedala, yaşama dair güç-kuvvet veren sporcu
arkadaşlar; inanmışlığınız, teriniz daim olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder