Büyük ilerlemeler,büyük atlamalar;yine de,
muhtaçtır insanlık;süzülen kültürlere,geride bırakılan
folklora...
BİLİMİN ÖĞRETİLERİ
Büyük bir hızla
ilerliyor dünya. Evren de öyle. Başımızı o muhteşem gökyüzüne kaldırıp
baktığımızda uçsuz bucaksız derinlikte hareketsiz duran hiçbir nesne yok.
Gezegenler, yıldızlar, güneşler, galaksiler; hepsi belli yörüngelerde inanılmaz
hızlarla dönmeye, yol almaya devam ediyorlar.
Dünyaya ne zaman
indiği belli olmayan canlıların evrimi de ayrı bir gizem içinde yol alıyor.
Kiminin nesli tükenirken, kim bilir hangi ıssızlıklarda başka canlıların
yolculuğu kendi kozasını örüyor…
İnsanoğlunun merakı,
uzay aşkı, dünyadaki ihtiyaçların iteneği; yüzyıllardır duraklamış görünen
insanlığın teknolojik gelişimi, son yüzyıl içinde çoğu insanın algılamayacağı
aşamaya gelmiş bulunuyor. Sanırım bu gelişmeler duracak gibi değil; hız
arttıkça merak, sorunlar, ihtiyaçlarda artıyor.
2015 yılında Tıp
Dünyası en azından bazı ülkelerde yepyeni ameliyat yöntemleri denenmeye
başlanacak. Kısacası, bilim dünyasına açıklanan haberin başlığına göre;
Azrail’i Aldatmak adı
altında, öbür tarafı kısa süreliğine ziyaret olarak değerlendirilen devrim
niteliğinde sayılacak bu uygulama şöyle olacak;
Ölümcül
yaralanmalarda hastanın yaşam belirtileri geçici olarak durdurulacak.
Doktorlara zaman kazandıracak bu uygulama esnasında hastanın bedeninde bulunan
kanın tamamı çekilecek. Boşaltılan kanın yerine tuzlu su doldurulup vücut hızla
soğutulacak. 10 C’ye inen vücudun hiç kanı kalmamıştır. Soluk alamaz ve beyin
faaliyetleri durmuştur. Bilim çevrelerinin açıklamalarına göre, normal
koşullarda böyle durumda bir hasta ölü farz edilir.
Bu sıcaklıkta
hücrelerin oksijen almadan da canlılığını koruduğu anlaşılmış. Daha sonra hasta
için gerekli işlemler yapıldıktan sonra, doktorlar vücudu yavaş yavaş kanla
ısıtacaklar.
İlim durmadan
ilerliyor. Büyüklü küçüklü o kadar çok yenilik var ki; her alanda büyük bir
koşu yaşanıyor. Daha dün yamalı pantolon devri yaşanırken, bugünün insanı
neredeyse her gün bir pantolon giyiyor. Üretimin yanında tüketim de aynı hızla
akıyor.
İnsanın bu koşuya ne
kadar uyum sağlayacağı zamanla anlaşılacak. Daha konforlu, daha uzun süreli
yaşamlar adına ilim; yani araştırmacılar bir saniye bile durmadıkları ortada.
Büyük şirketler devasa harcamalarla araştırma kuruluşlarına kaynak aktarmaya
devam ediyorlar.
Esas sorun; ülkemiz
bu dünyanın neresinde? Üniversitelerimiz ne kadar özerk? Dünyada ki 20 Bin
üniversite arasında ilk 2 Bin ölçüsü; sonra ilk 500 yüz ve ilk yüz ölçüsüne
göre üniversitelerimizin oranı bellidir;
İlk 2 Bin üniversite
arasında ülkelerin muhteşem yarışı şu şekildedir; ABD 336 Üniversite ile
birinci. Onu Çin 219 Üniversite ile izliyor. Sırasıyla; Japonya 152, İngiltere
107, ülkemiz ise ilk 2 Bin Üniversite arasına 76 üniversiteyle giriyor.
Şehrimin Namık Kemal
Üniversitesi şimdilik bu sayıların içinde yok. Hızla büyümesine rağmen, hızla,
merakla alacağı yolu görmek istiyorum. Sadece öğrenci sayısında büyümenin
liseden farkının ne olduğunu dünya üniversiteleriyle karşılaştırınca ortaya
çıkacak.
Ayrıca merak
ediyorum; ülkemin üniversiteleri, şehrimin üniversitesi; araştırmaya, eğitim
vermeye ve bulundukları toplumun kalkınması için nasıl çalışmalar yapıyorlar.
Aldıkları yolun bilimsel, sanatsal ve toplumsal karşılığı ne durumdadır?
Bilim bu kadar
gelişmeye imza atmaya hiç bıkmadan devam edecek. Bizim gibi ithal aşkıyla yanıp
tutuşan ülkelerin dövizleri, kazançlarımızın büyük bölümü de dışarıya; ilime,
emeğe, insana, sanata değer veren ülke zenginliklerine akmaya devam edecek;
belli olan budur işte…
çok güzel bir bolg olmuş, eline sağlık.. bende edebiyyatincileriblogspot.com adresli blog hazırladım.blogumu ziyaret etmeye, okumaya, yorum yapmaya davet ediyorum.
YanıtlaSilçok güzel bir bolg olmuş, eline sağlık. düşüncene sağlık, bende bir blog hazırladım ve seni ziyarete davet ediyorum.
YanıtlaSilHoş geldin Kahraman. Teşekkür ederim. Bloguna girdim ve beğendim. Tebrik ediyorum. Edebiyat içinde,müziğin notalarında olman çok güzel;saygılarımla...
YanıtlaSilSevgili Güven;
YanıtlaSilBilim, doğal ve sosyal gerçekliğin daha iyi anlaşılmasını ve belirli ölçüde de olsa denetlenmesini sağlarken, dediğin gibi dünyadaki ihtiyaçların iteneği; toplumun üretim biçimini ve gelişmesini de belirliyor.
Bir toplumun bilim düzeyine baktığımızda ise onun geri, az gelişmiş ya da gelişmiş olup olmadığını görebiliyoruz.
Bilimde süreklilik arz olduğu için bilgi üretimi hiç bir zaman durmamıştır.
Her dönemin bir yasakçı zihniyeti olmuştur ama ne olursa olsun bilim ''süreklililk, yenilik''ten hiç vazgeçmemiştir.
Bilimimin öğretileri, her gün yeni bilimsel bilgiler ortaya çıkarmakta ve denenebilen yada var olan bilgilere dayalı yeni bilgiler eklemekte.
Bütün bunlara baktığımızda ise, tanımladığın gibi, ünversitelerin öğrenci sayısı değil, kalitesi ve bilimsel gerçeklerle ne kadar yol aldıkları önemli.
Bilimsel zihniyetin oluşmadığı yada kısmen olduğu ünversitelerimiz halen sıyaset üzerinden kendilerine bir zemin bulma teleşındalar ne acı bir durum. Üniversiteler; bilimin, ilimin aydınlattığı özerk yerler olması gerekirken, kişi ve kişiler üzerinden yönetildiği anda bilim karanlık çağına geri döner.
Oysa insan sahip olabileceği bilimsel zihniyet yoluyla hem kişisel yaşayışını ve hem de toplumsal yaşayışını düzenleyebilir.
Buna bağlı olarak da içinde yaşadığı toplum için çalışmayı öğrenebilir.
Günümüz türkiyesine baktığımız da ise; beyin göçümüz hep devam etmiş, çekip gitmişler. Bilim yolunda aydınlanmış bu güzel insanlara sahip çıkamamışız. Biz halen namusu iki bacak arasında arayan, değerleri al aşağı eden, parayı amaç edinen,kadını kul gören zihniyetle uğraşıyoruz, bundan olsa gerek bilimsel zihniyet bizimle kol kola bir türlü girmiyor.
Olcay Kasımoğlu
YanıtlaSilBilimin çekiciliği,evrenin değişime muhtaçlığı kadar gerçek ve kararlı sevgili dost. Ne kadar baskı yapılırsa yapılsın,binlerce yılın bekleyişi bitti artık. Meraklı,aç,susuz ve istekli beyinlerin koşacağı adresler belli... Oysa kendi ülkemizin,bu değerli toprakların ve bu topraklar üzerinde yaşayan güzel insanların da bu değişime o kadar çok ihtiyacı var ki....
Çalışmaya derinlik katan yorumuna teşekkür ediyorum..