TÜYAP-33.KİTAP FUARI
33.KİTAP FUARI
33.KİTAP FUARI
TÜYAP Kitap Fuarının
33. düzenlendi. Uluslar arası nitelik kazanan, sadece kitap fuarı olmaktan öte
bir sanat gösterisine de dönüşen organizasyona 850’ye yakın yayın evi katıldı.
270’ye yakın söyleyişi düzenlendi. İmza günleri derken inanılmaz bir insan seli
aktı durdu.
Son günü de olsa bu
büyük organizasyona bende gittim. Gözlemlerimi yaptım. Kitaplara dokundum.
Sanatçılarla göz göze geldim. Neredeyse bütün kitap reyonlarının önü insan
kalabalıkları ile doluydu. Özellikle ucuz kitapların olduğu bölümler…
33. TÜYAP Kitap
Fuarının kitapları bölümü kadar değerli bir bölümü daha vardı; sanat bölümü.
Ama ne hazindir ki burada gezinen insan sayısı, kitap bölümünde gezinenlerin
yarısı bile değildi.
Niçin dedim? Niçin,
bu kadar ciddi işler, harika sanat eserleri bunca insanın gözünden uzak,
kalbine yakın değil? Sanırım bu sorgulamayı sindire sindire yapmalıyız. Sanat
ve sanatçının eserleri, günlük insan algılarından çok öte de olabiliyor.
Çoğunun çalışması, soyut kavramlar; alabildiğince derinliğe iniyor. Peki, ima
bu fuar binlerce insana; yani halka da açık olduğuna göre; bu eserleri halkın
da anlayacağı bilgilerle, video gösterimleriyle daha da halka indirmek, yine
sanatçının işi değil mi?
Bir de sanatın uzun
vadeli kazandırıcılığı, pahalı oluşu, bir ömre adanmışlığı da uzaklığı anlatan
nedenlerden…
Kitap bölümüne
yığılan insan kalabalıkları, özellikle genç insanların cıvıltısı ellerindeki
kitap poşetlerinin dolu oluşu; mutluluğuma mutluluk ilave etti. Yinede iç
çekmeden edemedim. Bazı arkadaşların sırf ucuz diye almış oldukları kitapları
inceleyince bunların kitap oldukları kitap ama hiçbir emek harcamadan sadece
kitap sayfası ve öteberiyle dolu oluşu da ayrı bir hüzün duymama neden oldu.
Ben uygarım, ben
özgürüm, ben kendinim diyen herkesin ilk önce şu kontrolü yapması gerekir. Ben,
ne kadar seçiciyim!
Çok hızlı akan bir
zamanın içindeyiz. Aslında zaman olduğu yerde de, insanlar insanlık koşusunda
oldukça yorgun ve kirli bilgiler ile sarılmış vaziyette. Can sıkıcı bir sürü
ses, hikaye, oluşum peşimiz sıra; hatta gittiğimiz, gördüğümüz her yerde. O
zaman, bugünün uygar insanına düşen şey ne? Seçici olmak ve kalkanlarını
sürekli bakıma sokmak!
Nasıl olacak bu iş?
Kitap seçerken de,
sinema, tiyatro, arkadaş, sohbet, yol, mahalle, yiyecek; artık titiz olmak
zorundayız. Kılı kır yarmanın en nazik, en estetik olanını yapmak zorundayız
dostlarım! Çünkü zamanımız en değerli şeydir; sağlığımız ile birlikte. Okuyup
da hiçbir şey anlamadığımız bir sürü kâğıt parçası; bizi bizden eder; zaman
denen, sağlık denen en güzel mucizemizi girdabın içine iter.
Seçtiğimiz kitabın
anlattığı bilgiler, değerli olmalı; irademize gönüllü yansımalı. Sinema da,
tiyatro da, arkadaşımız da öyle; kalıcılık yerine can sıkıcılık, hiçliğe,
donukluğa dönecektir; sanki ruhumuz yok-muşçasına boşluğun hoşluğu içinde
yaşarken yaşamaz hale gelmek içten bile değil…
Seçici olun! Elinize
defalarca alacağınız kitapları hemen yanı başınıza koyun. Hemen her yere
sizinle gerçek bir dost, yol gösterici gibi gelecek kitapları, saygın organınız
gibi taşıyın. O zaman çevrenize daha sakin bakarken, beyniniz daha hızlı, daha
sağlıklı çalışacaktır; çünkü değer vererek izlediğiniz sinema da, tiyatro da,
sergi de aklınızda size damlayacak olan bilgi besinleriyle sizi besliyor, bir
taraftan da kalkanlarınız, dış etkenlerine karşı onarılıyor olacaktır…
Sevgili Güven elbette seçici olmalıyız ama bazen öyle kitaplar oluyorki hani başucu kitapları denen insanları eğlendiren cinsinden..( düşündüren değil ninni gibi gelen..)ben o içerikli kitapları sırf günlük stresimi dağıtsınlar diye alıyorum..İzmir de ki kitap fuarını bekliyorum..bakalım neler bulacağım..sevgi ve dostlukla..
YanıtlaSil
YanıtlaSilAnladım Bilge Hanım;ninnilere sözüm yok elbet. İnsanın seçiciliği,her türe,her esere dönük olmalı;ruhumuza,beynimize damlayacak bilgi de, mizah da, hoşluğa dönüşecektir nasıl olsa... İçinde emek,yenilik,farlılık olan en küçük kitap bile kendi yüce değerini çıkartıyor ortaya. İzmir Fuarının keyfini sürün;şimdiden güzel seçenekli seçkili Fuar turu diliyorum.