Kamera; Güven Karşıyaka-İzmir Latife Hanım Köşkü
Anı Evi
Bildik,ölü anılardan değil;yaşama,görgü,neşe,hüzün taşıyanlardan...
Kamera; Güven Karşıyaka
Zübeyde Hanım;
"Oğlum beğenmiş o kızcağızı."
Kamera; Güven Karşıyaka İzmir
Latife Hanım Köşkü
Akıl ve duyguların şaşmaz terazisi; bitmeyen öğrenim ve öğreti
açlığı;
" Annem çok çekti.Annemi kaybettiğim için çok üzgünüm.
Tek tesellim ana vatanı, yoksulluğa sürükleyen idarenin yok oluşunu
görmüş olarak ölmesi."
Kamera; Güven Göztepe
Vişne likörü. İçinde neler var, neler yok... Formülü göz nuru
döken,üreten dostlukta saklı...
Kamera; Güven Göztepe
Yorgunluk,gün batımı... Bira,güzel tercih...
DÜNYAYI GÜZELLEŞTİREN KADINLAR
Sosyal medyada bir
söz dolaşıyor;
“ Akıllı erkek güzel kadını değil, dünyayı güzelleştiren
kadın ister.” Aynı şeyi, kadın gözüyle de tam tersi düşünebiliriz. Dünyayı
güzelleştiren herhangi bir insan, yine evrenin o muhteşem ödülünü alır;
GÜZELLEŞİR…
Yakın tarihimize
izler kazımış, kadın olmaktan öte özel güzellikleri bu ulusa armağan etmiş
kadınları, bir kadın olan annelere adanmış kabul edilen bu zamanlarda anmak
isterim.
Zübeyde Hanım ve
Latif Hanım. Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal’in biricik annesi. Yerle bir olan
ulusun, yeniden kurtuluşa giden kurucusunun anası.
Latife Hanım,
1898’de İzmir’de doğmuş. Çok iyi bir eğitim almaktan öte algıları oldukça
gelişmiş, üç yabancı dil bilen bir hanım. Zübeyde Hanımın Rumeli şivesiyle
söylediği gibi;
“ Benim oğlum
beğenmiş o kızcağızı. Gidip bakayım, bir göreyim…”
Mustafa Kemal
yaverine bağırdı;
“ Görmüyor musun çocuk?.. “Benim kimseyle görüşecek vaktim
yok…”
“Genç kadın aralık kapıdan heyecanla odaya girdi. Mustafa Kemal’in
önünde durdu. Mustafa Kemal davetsiz misafirin sağanak halindeki konuşmasını
dinlemeye başladı;
Paris’te okuyordum.
Güzel İzmir’in işgali beni kahretmişti. Beni bu bunalımdan Sakarya Zaferi
kurtardı paşam. Ailem kardeşimin tedavisi için Fransa’da. Ben sizi İzmir’de
karşılamaya geldim.”
Bu davetsiz ve
heyecanlı konuk Latif Hanımdır; üç dil bilen, kadın ile erkeğin arasında hiçbir
fark olmadığını, bütün yobazlığa, bütün korkaklığa, zavallılığa anlatan kadın…
İşte bu kadın 29 Ocak 1923’te Mustafa Kemal ile evlenen o örnek kadındır.
Kadını yerle bir eden geleneklerin, seçme ve seçilmeden, miras hakkına kadar
yok sayılan zarafetin ilk örnek nikahını kıyan kadın…
Kadim zamanların
dostuyla buluştuk İzmir’in garında. Bir sevdalı gibi sarıldık, kadim zamanların
kokularını bilerek. Sonra, ver elini Konak… Karşıyaka ve Latife Hanım Müzesi.
Zübeyde Hanımın hastalığında Latife Hanım tarafından ağırlandığı, iki kadının
birbirini tanıma telaşıyla kadına yüklenen o güzel duyguları, merak, öğrenme ve
öğretilerin yüz yüze, koyun koyuna yaşandığı konak…
Bu konak, Karşıyaka'nın
gururu gibi, tertemiz, pırıl pırıl ve anılara hiç dokunulmamış gibi; mimarinin,
mühendisliğin, plastik sanatların ve insan sezgilerinin dünyayı hiç terk
etmediğini sandığımız soylu ruhların bulunduğu yer.
Gerçek bir dost
anıları mezar taşlarına taşımaz. Gerçek bir dost, geçmişe ölü gözüyle bakmaz.
Bilinir ki, mesafeler, akan zaman, insanın yüksek sezgileri, yaşama her an
kattığı muhteşem iksirlerle yeniden yenilenir; ilk günkü gibi, insanı vaftiz
eder.
Kadim zamanların
dostu ile İzmir caddeleri, sokakları ve İzmir sohbeti, nağmelerden nağmelere
akarken, günün, gün sürprizi yine onun tarafından yapıldı. Karşıyaka vapuru ile
Göztepe’de gün, geceye ilerleme telaşı içindeyken, küçük likör bardakları çıktı
önce. Sonra, vişne likörü; el emeği, göz nuru…
İnsanlığı
güzelleştiren, zarif ve zarafet temsilcilerine; kadınlarımıza kaldırdık küçük
kadehleri; baş dönmesi, küçük esinti ve büyük döngünün soylu hatırına.
Gece düşmüştü
Basmahanenin üzerine. Hiç bitmeyen tekrar; gün geceye, gece güne… Dostumla el
sıkışarak, hoş çakaldan öte buluşmanın, görüşmenin dilekleriyle ayrıldık.
Gecenin içinde Basmahane Olimpiyat Otelin loş sokaklarındayım; yine bildik o
türküye yakın olan yerde; Agora Meyhanesinin kadehlerinin hüzne, sevince
kalktığı yerlerde…
Gün, Ege’den
Akdeniz’e göç zamanı. Olimpiyat Otelin küçük, temiz, mavi beyaz salonunda diğer
günün birikimleriyle güzel bir kahvaltı. Otel görevlisi İhsan;
—Teşekkürler İhsan;
temiz, samimi, güvenli ve huzurlu bir mekân
İhsan, esnaflığın, ticaretin bildik, akılcı hamlesini
yapıyor; gülümsüyor, üretmek, devamlılık ve var oluş adına; samimi bir
gülümseme.
Bavullarım hazır;
hoşça kal dedikten sonra son bir defa arkama bakıyorum; otel hizmetlisi bayan
temizliğe çoktan başlamış; sanki tüm güzellikleri temsil eden başı, ışıldayan
yüzüyle göz göze geldik. Belki birkaç saniye; ama işte asıl mesele o; zaman var
mı yok mu bilinmez; bazen yıllar yetmez, bazen birkaç saniye...
Güven Serin
Dünyanın değişimine, güzelleşmesine katkıda bulunan o güzel ve güçlü kadınlar... Atatürk'le evliliği sona erdikten sonra Latife Hanım İstanbul Ulus'ta, Atatürk'ün büyük heykelinin karşısında bir daireye taşınır. Hayatının sonuna kadar orada oturur.
YanıtlaSilGeçmişteki evliliği hakkında hiçbir açıklamada bulunmaz, röportaj tekliflerini reddeder. Bazı insanlar için, paraca paha biçilmez tekliflerdir bunlar.Oysa O hayatının sonuna kadar asil ve vakur bir şekilde suskunluğunu ve gizemini korur.
Ölümünden yıllar sonra saygıyla anıyorum.
YanıtlaSilSaygıyla Makbule Hanım.Teşekkür ederim. Büyüklüğün özverisi çok büyük; o insanlar, sanki başka boyutun, başka gezegenin insanları gibi...