Kamera; Güven Bozcaada- Çanakkale
Ve güzel kızlar
Çiçekten taçlar ördüler
Ya da,öncesiz ve sonrasız dizeler..
Sappho
EYVAH EYVAH 3
Eyvah Eyvah 1–2 derken 3 sürpriz oldu. Yapımcılar için
karlılık önemli. Seyirci için elbette doyuruculuk. Sinema koltuğuna oturan her
insan beslenmek amaçlı gelmiştir; esas sorun bu beslenme ne şekilde olacak;
ses, görüntü, diyalog, konu ve elbette beynimizde ki kabul görüşü. İnsan beyni,
hoşlandığı sesi, görüntüyü masalımsı bir dünyaya davet eder; sarsılmaz bir
kabul ediş kendi uzayını oluşturur ve döngünün bütün oluşumları o büyük evrene
savrulmaya başlar.
Eyvah Eyvah 3 filmi,
1 ve 2 filmleri ilgi görmeseydi şüphesiz çekilemezdi. İyi bir film oldukça
yüksek bütçelerin ayrılmasıyla, yüzlerce doğrunun bir araya getirilmesiyle
doğuyor. Bu filminde kendi rekorunu kıracağını, hatta 4. filmin de yapımcıları
heyecanlandıracağını düşünüyorum. Filmde bizden bir şeyler var; gülümseyerek,
tebessüm ile ve bazen de kahkahalar ile izlediğimiz kendi yaşam gerçeklerimiz…
Filmin türü komedi
ağırlıklı olsa da günlük hayatın en önemli sorunlarından işsizliği, evliliği,
anne, baba, nine, dede ilişkilerini, insan hüneriyle şekillenen yaşam içindeki
problemlerle başa çıkma becerileri de film komedisi içinde bilinçaltımıza kayıt
oluyor.
Şüphesiz yapımcı en
yüksek karı elde etmek ister. Nasıl ki bir esnaf en çok kazanmak isterse, bir
çiftçi en yüksek ürünü almayı ümit ederse, film yapımcısı da en yüksek hâsılatı
ister. Doyum sonsuza uzanıyor görünse de, eğitimli, donanımlı kişiler arasında
kazanılacak her türlü zenginlik, tekrar halka, sanata döner. Daha şimdiden 2
milyon izleyiciyi geçen film, elbette kendi rekorunu kıracak. Sanatçılar, yoğun
ilgiden dolayı oldukça mutlular.
Eyvah Eyvah
filmlerinin başarısı aynı zamanda sanatçıların, yapımcının, senaristin başarısı
olmakla birlikte, çekildiği bölgenin, gösterime sunduğu insan tipleriyle, belki
de yok olacak bir kültürün tekrar anlaşılması, yaşaması adına güzel bir suni
teneffüs geçirmesi demektir. Çanakkale bölgesi, Bozcaada, Ezine ve Geyikli
kendi ünlerine sahiplerken, bu film ile ünlerine ün kattıkları gibi, bölge
insanın toplumsal, ailesel, ekonomik, sosyal açıdan da irdelenmesini sağlıyor.
Tekirdağ Tekira
Sinemaları yeni yıl gösterime giren Türk Filmleriyle yeniden hareketlendiler.
Birçok salonda doluluk en yüksek seviyeye çıktı. İnsanların ekonomik
sıkıntılarına rağmen, gülmenin neredeyse lüks hale gelip unutulma zamanları
yaşanırken bile sinemaya gitmek, sinemanın koltuklarıyla bütünleşmek, o devasa
perdenin sunacaklarını insan beyni, görgüsü ile harmanlamak oldukça özel bir
şey.
Ata Demirer, Demet
Akbağ, Özge Borak, Salih Kalyon, Tarık Ünlüoğlu, Ayşenil Şanlıoğlu, Meray Ülgen
filmin değişmez karakterleriyle seyirciye tebessüm ettirdiler. Dikkatimi çeken
bir şey oldu; insanlar kahkaha ile gülmekten korkuyorlar.
Artan işsizlik, bir
kanser gibi yayılan taşeron salgını, siyasetin en çürümüş zamanları,
yöneticilerin halkın ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğu düşüncesinden
oldukça uzak oluşu; kırılan seyirci rekorları, tüketim rekorları bile, uygarlık
yolunda sağlam adımlar attığımızın, geleceğimizi daha iyi bir yörüngeye
oturtacağımızın güvencesi değil; çünkü komedi ve trajedi iç içe…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder