Sayfalar

17 Şubat 2014 Pazartesi

EYVAH EYVAH -3


Kamera; Güven  Bozcaada- Çanakkale

Ve güzel kızlar
Çiçekten taçlar ördüler
Ya da,öncesiz ve sonrasız dizeler..
Sappho

EYVAH EYVAH 3

Eyvah Eyvah 1–2 derken 3 sürpriz oldu. Yapımcılar için karlılık önemli. Seyirci için elbette doyuruculuk. Sinema koltuğuna oturan her insan beslenmek amaçlı gelmiştir; esas sorun bu beslenme ne şekilde olacak; ses, görüntü, diyalog, konu ve elbette beynimizde ki kabul görüşü. İnsan beyni, hoşlandığı sesi, görüntüyü masalımsı bir dünyaya davet eder; sarsılmaz bir kabul ediş kendi uzayını oluşturur ve döngünün bütün oluşumları o büyük evrene savrulmaya başlar. 

  Eyvah Eyvah 3 filmi, 1 ve 2 filmleri ilgi görmeseydi şüphesiz çekilemezdi. İyi bir film oldukça yüksek bütçelerin ayrılmasıyla, yüzlerce doğrunun bir araya getirilmesiyle doğuyor. Bu filminde kendi rekorunu kıracağını, hatta 4. filmin de yapımcıları heyecanlandıracağını düşünüyorum. Filmde bizden bir şeyler var; gülümseyerek, tebessüm ile ve bazen de kahkahalar ile izlediğimiz kendi yaşam gerçeklerimiz…

  Filmin türü komedi ağırlıklı olsa da günlük hayatın en önemli sorunlarından işsizliği, evliliği, anne, baba, nine, dede ilişkilerini, insan hüneriyle şekillenen yaşam içindeki problemlerle başa çıkma becerileri de film komedisi içinde bilinçaltımıza kayıt oluyor.

 Şüphesiz yapımcı en yüksek karı elde etmek ister. Nasıl ki bir esnaf en çok kazanmak isterse, bir çiftçi en yüksek ürünü almayı ümit ederse, film yapımcısı da en yüksek hâsılatı ister. Doyum sonsuza uzanıyor görünse de, eğitimli, donanımlı kişiler arasında kazanılacak her türlü zenginlik, tekrar halka, sanata döner. Daha şimdiden 2 milyon izleyiciyi geçen film, elbette kendi rekorunu kıracak. Sanatçılar, yoğun ilgiden dolayı oldukça mutlular.

  Eyvah Eyvah filmlerinin başarısı aynı zamanda sanatçıların, yapımcının, senaristin başarısı olmakla birlikte, çekildiği bölgenin, gösterime sunduğu insan tipleriyle, belki de yok olacak bir kültürün tekrar anlaşılması, yaşaması adına güzel bir suni teneffüs geçirmesi demektir. Çanakkale bölgesi, Bozcaada, Ezine ve Geyikli kendi ünlerine sahiplerken, bu film ile ünlerine ün kattıkları gibi, bölge insanın toplumsal, ailesel, ekonomik, sosyal açıdan da irdelenmesini sağlıyor.

 Tekirdağ Tekira Sinemaları yeni yıl gösterime giren Türk Filmleriyle yeniden hareketlendiler. Birçok salonda doluluk en yüksek seviyeye çıktı. İnsanların ekonomik sıkıntılarına rağmen, gülmenin neredeyse lüks hale gelip unutulma zamanları yaşanırken bile sinemaya gitmek, sinemanın koltuklarıyla bütünleşmek, o devasa perdenin sunacaklarını insan beyni, görgüsü ile harmanlamak oldukça özel bir şey.

 Ata Demirer, Demet Akbağ, Özge Borak, Salih Kalyon, Tarık Ünlüoğlu, Ayşenil Şanlıoğlu, Meray Ülgen filmin değişmez karakterleriyle seyirciye tebessüm ettirdiler. Dikkatimi çeken bir şey oldu; insanlar kahkaha ile gülmekten korkuyorlar.

 Artan işsizlik, bir kanser gibi yayılan taşeron salgını, siyasetin en çürümüş zamanları, yöneticilerin halkın ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğu düşüncesinden oldukça uzak oluşu; kırılan seyirci rekorları, tüketim rekorları bile, uygarlık yolunda sağlam adımlar attığımızın, geleceğimizi daha iyi bir yörüngeye oturtacağımızın güvencesi değil; çünkü komedi ve trajedi iç içe…

  Güven Serin 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder