Kamera; Güven Termessos
Bu şehrin insanları matematiği iyi biliyorlar,evreni de
iyi anlıyorlardı.
Kamera; Güven Termessos
Taşlar ve mermerler zanaat ile buluşunca
başka şeye dönüşürler;bir hikaye,bir roman
bir teselli, bir tedbir, bir uyarı yaparlar; nazikçe...
Termessos
Bir diyar ki boyuttan boyuta geçer;sessiz,
hafif bir yel esintisi ferahlığında...
EVREN MATEMATİK DİLİ İLE YAZILMIŞTIR
“ Evreni anlamak
istiyorsanız önce yazıldığı dili öğrenmelisiniz. Evren matematik dili ile
yazılmıştır.” Galileo böyle inanmış, bu şekilde iz bırakmıştır.
Evrenin dilini biraz
olsun anlamaya başlamakla; insanların, toplumların, doğanın ve diğer canlıların
dilini anlamaya başlarız. Matematiğin de yakınımızdan eksik etmeden, çevremizi,
o çevre içindeki kendimizi biraz olsun anlamaya çalışalım!
Ülkemizi yöneten AKP
Hükümeti ve bu yürütmenin en üstünde olan başbakan şehrimizdeki konuşmasında
biz halkımızın “HİZMETKÂRIYIZ” diyordu, esas halkın soğuktan titrediği, hizmetkârların
ise zırhlı kulelerde, koruma ordularıyla dolaşmalarının en bol olduğu
zamanlarda.
Bir halk, bir canlı
ne kadar övülürse, o kadar da dövülür diye düşünüyorum. Övgünün sonu, eğitimin,
görgünün, huzurun az olduğu diyarda hüsrana dönüşüyor. Hatırlayınız;
öğretmenler asildi, köylü milletin efendisiydi, bir tek yetimin hakkı
yenmeyecekti…
Asgari ücret, 800 TL
civarı. Emekli aylıkları ortalaması ise 1300 TL civarı. Kiraların 400-600 TL
olduğunu düşünürsek; elektrik, su, doğal gaz, telefon harcamalarını da
matematiğin yardımıyla aldığımız maaştan çıkartırsak geriye; 500 TL kalır.
Kalan bu para gıda, eğitim, sosyal harcama parasıdır. Yaklaşık olarak günlük; 15 TL ile geçinmek
zorundayız. 15 TL sadece gıdaya bile yetmeyeceğine göre, eğitimi, sinemayı,
tiyatroyu yok sayacaksınız…
Brüksel Bölge
Parlamentosu Milletvekili Carla Dejonghe 14 Kasım’da bir deneye başladı. Bir
aylığına Avrupa’da yaşayan gizli işsizlere ayrılan 180 Avro ücret ile yaşamaya
başladı.
180 Avro ile geçinme
teklifini de Belçika’da Evsizler Güzellik Yarışmasında birinci seçilen Therese
Van Belle yaptı. Bu teklifi kabul eden Milletvekili 14 Kasım’dan bu yana ona
verilen 180 Avro ile yaşamaya başladı. Günlük 6 Avro harcayarak hayatta
kalacak. Başka hiçbir yardım almayacağına söz verdi. Bütün banka kartlarını da
bir aylığına teslim etti.
Brüksel Bölge
Parlamentosu Milletvekili Carla Dejonghe’nin telaşı, arayışları büyük; çünkü günde
6 Avro ile geçinmek için nerede en ucuz yemek var onu öğrenmeye çalışıyor. 14
derecede oturmak zorunda; çünkü yakıta ayıracağı parası o kadar.
Milletvekilinin
yaşadığı bu yaşam deneyi sonucu öğrendiği bir şey var; Belçika’da Avrupa
Tüketici Harcama Raporuna göre 4 Belçikalıdan birinin geliri insani bir yaşam
sürdüremeyecek kadar az.
Kısacası halkın yüzde
25’i açlık ile mücadele veriyor. Acaba bizde de bunu merak edecek, matematik
biliminin muhteşem yaşam gerçeklerine göre hesapladığı açlık sınırını,
yoksulluk sınırını merak edip de bir aylığına bu gelir ile yaşayacak
milletvekilleri, bakanlar var mıdır?
Matematik, siyasetin
ve siyasetçinin dilini anlamak için de çok faydalı. Aynı faydayı doğanın dilini
anlamak içinde kullana biliriz.
Sıkça konuşulan ve
şikayet edilen “ ulusal bellek” zayıf, geçmişi çabuk unutuyoruz; gamsız,
ilgisiz, unutkan bir millet olduk diye… Halbuki bunu da matematiğin soylu
rakamları izah ediyor; hem de bilimin eşliğinde;
CBT Aralık Sayısı’nda Tanol Türkolu’nin çalışması çok şey
anlatıyor;
“ İnsan beyni temelde kısa süreli bellekte karşılaştığı
sinyalleri (gündem) uzun süreli bellekte saklayabilmek için belli bir süreye
ihtiyaç duyar. Buna en geniş anlamıyla tefekkür diyebiliriz. Öte yandan kısa
süreli kısa süreli belleğin herhangi bir zamanda sadece 7 sinyali işleme
kapasitesi vardır. Dış dünyadan sürekli olarak yağan sinyaller tam olarak
işlenmez. Her birine gerekli zamanı ayıramayız.”
Kısacası dostlarım,
eskiden kitap azdı, ulaşım zordu; iletişim çok zor şartlarda yapılırdı. Şimdi
ise tam tersi; saniyede milyarlarca bilgi, iletişim sinyalleri; olaylar,
görüntüler, sesler ve yazılımlar görüyoruz. Bir insanın sadece 7 sinyali işleme
kapasitesi olduğunu bilimin ve matematiğin sayesinde öğrendiğimize göre, bu
yağmurun altında doğru sinyalleri bulmak, bu muhteşem gök gürültüleri arasında
gideceğimiz yönü belirlemek ayrı bir zanaat; hatta sanat biçimi oldu.
Matematiğin gözlerini
doğaya çevirecek olursak, doğadaki canlıların yaşam çeşitliliği, uyumu,
istikrarı büyük bir şaşkınlık yaşamamıza neden olur. Böyle bir şaşkınlığı
Çin’de yetişen Çin Bambusu için yaşamamak elde değil; Çin Bambusu 120 yılda bir
çiçek açıyor. Yani bir insan ömrü, ekeceği, yetiştireceği bir bambunun
çiçeklerini görmeye yetmez. Halley Kuyruklı Yıldızı 72 yılda bir döngüsünü
tamamlıyor. Dünyamızın 365 günde tamamladığı da ayrı bir gerçek…
Evrenin dilini, aynı
zamanda matematiği anlamaya çalışmak, bu muhteşem sonsuzun istikrarını,
harikalığını, zarafetini, uyumunu da anlamaktır dostlarım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder